Sosyal Medya

Genel

İsrail-Hamas savaşının ardından Gazze Şeridi’nin akıbeti ne olacak?

Uzmanlara göre, İsrail-Hamas çatışmasının ardından Gazze’nin akıbeti, İsrail’in “Hamas’ın askeri olarak yok edilmesi, yönetimine son verilmesi ve rehinelerin kurtarılması hedeflerine” ne kadar ulaşıp ulaşmayacağına bağlı.

İsrail-Hamas savaşının ardından Gazze Şeridi’nin akıbeti ne olacak?

Hamas’ın İsrail’e karşı 7 Ekim’deki saldırısının üzerinden bir ay geçti. İsrail-Hamas çatışmasının ardından Gazze Şeridi’nin yönetiminin kimde olacağı tartışılıyor. ABD Dışişleri Bakanı Blinken Gazze Şeridi ve Batı Şeria’nın Filistin Yönetimi (İdaresi) altında birleşmesi gerektiğini belirtti. Uzmanlar bölgede sürdürülebilir bir güvenlik, yönetim ve kamu düzeninin sağlanması için siyasi bir çözüm vizyonu olması gerektiği görüşünde.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu hafta başında ABC’ye verdiği röportajda savaşın ardından Gazze’de “süresiz olarak güvenlik sorumluluğu rolünü” üstlenebileceklerini söylemiş; Netanyahu’nun bu sözlerle tam olarak neyi kast ettiği anlaşılmamıştı.

Beyaz Saray ulusal güvenlik sözcüsü John Kirby Salı günkü basın toplantısında Netanyahu’nun sözleri kendisine sorulduğunda, çatışma sonrası Gazze’ye ilişkin İsrail ile aktif istişarelerde bulunduklarını söyledi ve İsrail’in Gazze’yi yeniden işgal etmesinin doğru bir adım olmayacağını da sözlerine ekledi.

“Çatışma bittikten sonra bir geçiş süreci ihtiyacı olabilir”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Biden yönetiminden bugüne kadar konuyla ilgili gelen açıklamaları bir adım daha öteye taşıyarak Gazze’nin işgal altındaki Batı Şeria ile birlikte Filistin İdaresi altında birleşmesi gerektiğini kaydetti.

G7 ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla yapılan toplantının ardından Japonya’nın başkenti Tokyo’da konuya değinen Blinken, “Gerçek şu ki çatışmanın sonunda bir geçiş süreci ihtiyacı olabilir. Ancak Gazze ve Batı Şeria’daki yönetimde Filistin halkının odakta olması önemli. İsrail’in Gazze’yi işgal edemeyeceği de açık” ifadelerini kullandı.

Beyaz Saray ulusal güvenlik sözcüsü John Kirby bugün düzenlenen basın toplantısında, Filistinliler’in kendi geleceklerinden kendilerinin sorumlu olması gerektiğini düşündüklerini söyledi.

Kirby, İsrail-Hamas çatışmasının ardından Gazze’deki duruma ilişkin tartışmaların Filistin Yönetimi’nin yanısıra diğer bölgesel ortakları da kapsaması gerektiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Blinken’ın Gazze’de bir tür geçiş sürecine ilişkin sözleri konusundaki bir soruyu yanıtlayan Beyaz Saray ulusal güvenlik sözcüsü, İsrail güçlerinin savaşın hemen ardından en azından bir süre güvenliği yönetmek üzere Gazze’de olacağını; ancak bunun “uzun vadeli bir çözüm olmaması gerektiğini’ vurguladı.

Bu aşamada konuya ilişkin soru işaretlerinin yanıtlardan daha fazla olduğu gözlemlense de, İsrail ve ABD’den gelen farklı açıklamaların buluştuğu bir nokta, “Hamas’ın Gazze’nin geleceğine ilişkin denklemin bir parçası olamayacağı” görüşü.

Başkan Joe Biden’ın Gazze’nin yeniden İsrail tarafından işgal edilmesinin doğru bir adım olmayacağı görüşünü koruduğunu söyleyen Kirby, “Hamas bu denklemin bir parçası olamaz. 6 Ekim’e dönemeyiz” dedi.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, “Uygun olduğunu düşündüğümüz her mekanizma olabilir; ancak Hamas bunun bir parçası olmayacak” ifadelerini kullandı.

Uluslararası kuruluşlar rol oynayabilir mi?

VOA Türkçe’ye dün verdiği röportajda İsrail-Hamas çatışması sonrasında Gazze’nin yönetiminin kimde olacağı sorusunu yanıtlayan eski CENTCOM Komutanı Emekli General Joseph Votel, uluslararası toplumun biraraya gelerek siyasi çözüm için çalışması gerekeceğinin altını çizdi.

Votel, “Gazze’de (Hamas sonrası) bir sonraki yönetim nasıl olabilir bilmiyorum. İsrailliler, uluslararası toplum ve Filistinliler arasında uzun vadede yönetim konusunda görüşmeler devam ederken, uluslararası bir kuruluş oradaki durumla ilgilenebilir. Bu biraz zor ve biraz zaman alabileceğini düşündüğüm bir plan” dedi.

Bazı uzmanlara göre, İsrail-Hamas çatışmasının ardından Gazze’nin akıbeti, İsrail’in “Hamas’ın askeri olarak yok edilmesi, yönetimine son verilmesi ve rehinelerin kurtarılması hedeflerine” ne kadar ulaşıp ulaşmayacağına bağlı.

George Washington Üniversitesi siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler öğretim üyesi Nathan Brown, düşünce kuruluşu Carnegie Endowment for International Peace için 3 Kasım’da kaleme aldığı makalede, savaş sonrası Gazze’nin akıbeti tartışılırken doğru soruların sorulması gerektiğini ve bunun “geleneksel bir savaşmış gibi konuşulan senaryoların mutlaka üzerinde mutabakat sağlanan ya da empoze edilen bir formülün önünü açacağı varsayımının hata olacağı” görüşünü dile getiriyor.

Nathan Brown sorulması gereken soruları şu şekilde sıralıyor: “Gazze’de kamu güvenliği ve idaresini yöneten, hem yer altında hem de üstünde faaliyet gösteren ve askeri kanadı olan bir hareketin askeri kapasitesini yok etmeye çalışmak İsrail için ne anlama geliyor? Zafer tam olarak nasıl tanımlanıyor? İsrail burada hedefleri neyse bunlara ulaşabilecek mi? Savaşın bittiği nereden anlaşılacak?”

Hamas’ın Gazze’de halkın tamamının ihtiyaçlarını karşılayamadığı için uluslararası kuruluşların devreye girdiğini hatırlatan Nathan Brown, “Örneğin bölgedeki bir deniz suyu arıtma tesisi UNICEF tarafından yönetiliyordu. Bazı okullar da UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) tarafından. Hastane personelinin maaşlarıysa Ramallah tarafından ödeniyordu. Böyle bir düzenleme uluslararası toplumun Hamas’ı boykot ettiği sırada gerekli hizmetlerin kesintiye uğramaması için gerekliydi” diyor.

Nathan Brown çatışma sonrasında BM’ye bağlı kuruluşların ve diğer uluslararası kuruluşların hizmet sağlama açısından rolünün artabileceğini; ancak bunun ötesinde bir rol üstlenmelerinin zor olacağını söylüyor.

“Kapsamlı anlaşma olmadan Gazze’nin yönetimini almayız”

Birleşmiş Milletler’e göre 2,3 milyon nüfuslu Gazze’de 1,5 milyondan fazla kişi yani nüfusun üçte ikisi evlerini terk etti. Batılı ülkelerden iki devletli çözüme ilişkin tıkanan görüşmelerin yeniden başlaması çağrıları geliyor.

İsrail, Filistinliler’in gelecekte kurulacak bir devlet için talep ettikleri topraklar olan Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü 1967’deki savaşta ele geçirmiş, 2005’te Gazze’den çekilmişti. Bir yıl sonra da Hamas, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’a bağlı güçlerden yönetimi zorla ele geçirmişti.

Merkezi Ramallah’ta bulunan Filistin Yönetiminin Başbakanı Muhammed Iştiyye ise, gelecekte kurulacak bir Filistin devleti içinde Batı Şeria’yı da kapsayan kapsamlı bir anlaşma olmadan Gazze’nin yönetimini almayacaklarını söylüyor.

Geçtiğimiz Pazar günü İngiliz The Guardian gazetesine konuşan Iştiyye, “Filistin Yönetiminin Batı Şeria için siyasi bir çözüm olmadan, F-16 ya da İsrail tankı üzerinde gidiyor gibi Gazze’ye gidip oradaki işleri yönetmesi mi? Bunu kabul etmiyorum. Başkanımız (Mahmud Abbas) da kabul etmiyor. Hiçbirimiz kabul etmeyiz” diyor.

VoA

BAKMADAN GEÇME

  • Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yönetimde tacir ve sanayici farkı…’

    Trump’ın görev başına geldiği 2025 Ocak ayından bu yana, dünya ekonomisinde sular durulmuyor...

  • PwC Türkiye: Bankacılık sektöründe dolandırıcılıkla etkin mücadele, tüm paydaşların iş birliği ile mümkün

    PwC Türkiye, finansal dolandırıcılığın giderek daha karmaşık ve yaygın hale geldiği günümüzde bankacılık sektörüne ışık tutacak kapsamlı bir araştırmaya imza attı...

  • FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ağustos ayında geriledi…

    Finansal Kurumlar Birliği’nin İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Ağustos ayı bülteni yayımlandı...

  • Gedik Yatırım model portföyüne ‘Coca Cola İçecek’i ekledi

    Son 12 ayda düşük karlılık döneminin ardından şirketin daha iyi bir karlılık döngüsüne girdiğine inandığımız için Coca Cola İçecek'i portföyümüze ekliyoruz...

  • Kimpur, 2024 Entegre Raporu’nu Yayınladı

    Türkiye’nin önde gelen poliüretan sistem evi Kimpur, beşinci raporunu yayımladı. İlk iki yılı sürdürülebilirlik raporu, son üç yılı entegre rapor formatında olmak üzere beş yıldır düzenli olarak raporlama yapan şirket, “Yarınların iklim ile değil, bilinç ile şekillendiği bir dünya” temasıyla hazırladı...

  • Goldman Sachs’tan Uyarı: ABD Hisselerinde “Altın Saçlı Kız” Senaryosunu Tehdit Eden Üç Büyük Risk!

    ABD borsaları Trump’ın gümrük tarifeleri, yapay zeka rallisi ve Fed’in faiz indirim beklentileri ile tarihi zirvelere yaklaşırken, Goldman Sachs üç büyük risk konusunda yatırımcıları uyardı: stagflasyon ihtimali, uzun vadeli tahvil piyasasında sert dalgalanmalar ve ABD dolarında keskin değer kaybı. Bankaya göre bu riskler gerçekleşirse, ABD hisse senetlerinde görülen “Goldilocks” yani ne çok sıcak ne çok soğuk, denge ekonomisi beklentisi hızla dağılabilir.

  • Eski MKE Başkanı İsmet Sayhan Tutuklandı: Assan Group’a Ait 10 Şirkete Kayyum Atandı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Selahattin Yılmaz suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde, Assan Group sahibi Emin Öner ve şirket genel müdürü Gürcan Okumuş hakkında “FETÖ üyeliği” ve “askeri casusluk” suçlarından gözaltı kararı verildi. Assan Group’a bağlı 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.

  • TCMB: Konut Kredileri Kaynaklı Nakit Akışı İç Tüketimi Destekliyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Ekonomi Notları” raporuna göre, konut kredilerinden kaynaklanan nakit akışı kanalı, 2024 yılında özel tüketime %6,9 oranında katkı sağladı. Raporda, bu etkinin, sıkı para politikasına rağmen tüketimdeki yavaşlamayı sınırlayan temel faktörlerden biri olduğu vurgulandı. Düşük faizle geçmişte çekilen uzun vadeli konut kredilerinin, enflasyonla eriyen faiz yükü sayesinde hâlâ iç talebi desteklediği ortaya kondu.

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

Benzer Haberler