Sosyal Medya

Ekonomi

Erdoğan kazanırsa, Arjantin olmayız, merak etmeyin. Lübnan daha yakın

Tarihi cumhurbaşkanlığı seçimlerine 24 saat kala, tarafsız ekonomistler Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesinin derin ve geniş kapsamlı bir krize yol…

Erdoğan kazanırsa, Arjantin olmayız, merak etmeyin. Lübnan daha yakın

Tarihi cumhurbaşkanlığı seçimlerine 24 saat kala, tarafsız ekonomistler Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesinin derin ve geniş kapsamlı bir krize yol açacağı uyarısında birleştiler. Anadolu aslanları ve bankalar artık “Arjantin modelini” tetkik ederek, ne kadar para kaybedeceklerini hesaplıyor.

Prof Daron Acemoğlu da Reuter’e verdiği demeçte, Erdoğan’ın yeniden iktidara gelmesi halinde Türkiye’nin Arjantin’e döneceğini öngördü.

Arjantin bize uzak gelir. Ortasından karpuz gibi bölünen siyasetin felç olup, ekonomiyi perişan ettiği ve son 10 yıldır sürekli refah kaybeden bir toplum örneği var yanıbaşımızda. Ekonomist Tunç Şatıroğlu çok isabetli bir benzetmeyle Erdoğan iktidarında Türkiye’nin Lübnan’a benzeyeceğini ikaz etti.

Ekonomist ve fon yönetim şirketi CEO’su Altuğ Özaslan ise yeni dönemde döviz üzerindeki baskıyı gidermek için alınacak radikal tedbirleri sıralarken, elimizdeki en taze dolar/TL tahminini de yaptı.

 

Kulak verelim, her ekonomist yanılır, ama hepsi birden yanılmaz sözünü hatırlayalım:

 

‘Böyle ortamda kriz bitmez’

Ekonomist Şatıroğlu da Twitter’dan bir ülkenin ‘aptallık’ sonucu krize girdiği durumda, geriye Uluslararası Para Fonu’na (IMF) gidip ‘dilenme seçeneği’ kalacağını söyledi.

Şatıroğlu, şunları yazdı:

*Bunun için uygun bir dilenci bulunur ve IMF’nin istediği şekilde başvuru yapılır. Yalnız bu yetmez. IMF dilenciye şartlarını verir. “Bu şartları yerine getir ben de para vereyim” der. Dilenci kabul ederse IMF paranın birazını verir ve sonra dedikleri yapılıyor mu diye kontrol eder. IMF’nin şartlarının ağır bir bedeli olur. Bunları ödemek isteyene IMF para vermez, “Allah versin” der.

*Lübnan’da bunlar yaşanmıştır. Aptallık ve hırsızlık yüzünden para bitmiş ve IMF’ye gidilmiştir. Ancak IMF’nin şartlarını yerine getirmek yememiştir. O yüzden de IMF Lübnan’a “Allah versin” demiştir. Böyle ortamda kriz bitmez. Dibe vurulmaz, düşmeye devam edilir.

 

 

‘Batıran sadece daha fazla batmayı önleyebilir’

*IMF’nin ağır şartları kabul edilir ve bedeli de ödenirse bir kısım yabancı yatırımcı “Ben bunlara güvenmesem de IMF güveniyorsa ben de bir risk alabilirim” der ve yatırım yapar. Bu durumda krizde dibe vurulmuş olur. Lakin bu da düzelme olacak anlamına gelmez.

 

*Daha kötüye gitme durmuş olur. Ondan sonra piyasalara güven vermek hükümetin işidir. Burada da “Bir insanın güveni bir defa kaybedilir” prensibi geçerlidir. Batıran kimse çıkartan o olamaz. Batıran sadece daha fazla batmayı önleyebilir.

 

Şatıroğlu, bir takipçisinin AKP iktidarını kast ederek “Hocam bunlar IMF istemez, çünkü bildiklerini okudukları için denetim ters olur” yorumunaysa “O yüzden bunlarla istikamet Lübnan diyorum” cevabını verdi.

 

Altuğ Özaslan:  Erdoğan  kazanırsa dolar/TL 26’yı görebilir

Ekonomist Altuğ Özaslan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Erdoğan’ın yeniden kazanması halinde ekonomiye ilişkin öngörülerini sıraladı.

Özaslan çok sayıda insanın gözünün çevrildiği dolar piyasasına ilişkin de veri paylaştı. Dolar kurunun artacağı birçok ekonomist tarafından öngörülüyor. Özaslan doların 25-26 TL seviyesine ne zaman çıkacağını da açıkladı.

 

 

Özaslan’ın paylaşımları şöyle:

*Son sözü ilk söz yapmak adetimdir, bu yüzden mevcut ekonomik paradigmanın (politika demek iktisat bilimine hakaret) devam edeceğini düşünüyorum, ufak rötuşlar olacaktır.

*TL üzerindeki serbest piyasa dinamiklerine aykırı müdahale kontrollü bir şekilde serbest bırakılacak ve en geç 45 gün içerisinde kurun 25-26 seviyesine çıkmasına izin verilerek buradaki huzursuzluk/gaz kısmen giderilecektir.

*Önemli bir isim ekonomiden sorumlu cumhurbaşkanı yardımcısı veya danışmanı olacak. Önceden bakanlıklarda görev yapmış, track record’u kabul edilen ve saygınlığı olan iki kişi hazine ve maliye bakanı ve ticaret bakanı olarak atanmak şartıyla bu önemli kişiye bağlı olacaktır.

*Cari açık ve iç tüketimi soğutmak amacıyla çok radikal tedbirler alınacaktır. Bence örnek, bazı ürünlerde kredi kartı taksitlerinin kaldırılması/düşürülmesi, lüks tüketim ürünlerine ÖTV artışı, tüketici ve araç kredisi kullanımının sınırlandırılması ve maliyetinin yükseltilmesi, kredi kartı akdi ve gecikme faiz oranlarının hesaplamasının değiştirilmesi suretiyle sert bir şekilde yükseltilmesi vb. kararların alınmasını bekliyorum.

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • Küresel Çalkantıda Yeni Denge: Gelişen Piyasalar ve Çin Öne Çıkıyor

    Küresel finansal bloklaşma derinleşirken, ABD ekonomisine yönelik belirsizlikler yatırım stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Bu süreçte gelişen ülkeler ve Çin, güçlü performansları, yüksek getirileri ve artan ticaret hacmi ile yatırımcılar için öne çıkan alternatiflere dönüşüyor. Fed’in faiz indirim döngüsü ve zayıflayan dolar, gelişen ülke varlıklarına güçlü fon girişlerini desteklerken, Çin’in ihracat çeşitlendirmesi küresel rekabette yeni bir sayfa açıyor.

  • Alzheimer Tedavisinde Yeni Dönem: Bilim, Kanserle Mücadeleden İlham Alıyor

    Alzheimer artık tek hedefli bir hastalık değil, kanserde olduğu gibi çoklu biyolojik yolakların birlikte ele alınması gereken kompleks bir sistem olarak görülüyor. Uzmanlara göre geleceğin tedavileri, tek bir proteine değil, birden fazla mekanizmaya aynı anda müdahale eden kombinasyon odaklı stratejilerden oluşacak.

  • Nasdaq %1,6 Düştü: 30 Yıllık ABD Tahvil Getirileri Sıçradı, Piyasalarda Satış Baskısı Arttı

    ABD borsaları Cuma günü sert satışlarla geriliyor. Nasdaq 100 endeksi %1,6’ya varan düşüş yaşarken, uzun vadeli tahvil getirilerindeki yükseliş teknoloji hisselerini baskıladı. Yatırımcılar aşırı değerlenen teknoloji devlerinden uzaklaşarak daha geniş coğrafi ve tematik çeşitlendirmeye yöneliyor. Küresel stratejistler 2026’ya doğru hisse senedi piyasalarında yükselişin süreceğini öngörüyor.

  • ANALİZ: Cari İşlemler Hesabı-  Hizmet Gelirleri Tırmanıyor, Yatırımlar Dalgalı Seyrediyor

    Ekim ayında cari işlemler dengesi 457 milyon USD fazla verdi. Dış ticaret açığındaki genişlemeye rağmen, hizmet gelirlerindeki güçlü artış cari dengeyi destekledi. Yılın ilk 10 ayında net doğrudan yatırımlarda önemli çıkışlar yaşanırken, portföy ve diğer yatırımlar kaleminde dalgalı bir görünüm hâkim. Uzmanlara göre yılın son çeyreğinde cari dengede “ılımlı toparlanma” devam edebilir.

  • TCMB Başkanı Karahan: “Dezenflasyon rayında, gerekirse politika duruşunu sıkılaştırırız”

    Karahan, enflasyonun ara hedeflerden sapması hâlinde para politikasının yeniden sıkılaştırılacağı uyarısında bulundu. Özel tüketimdeki hızlı artışın dengelenmesi, maliyet baskılarındaki zayıflama ve iyileşen beklentiler, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede elini güçlendiriyor.

  • Ali Alpacar: “Kaliteli varlıklar için iştah arttı, yatırımcı büyük hacimli işlemlere yöneliyor”

    2025’te Türkiye birleşme ve satın alma (M&A) piyasasında işlem hacmi rekor seviyelere yaklaşırken, özellikle kaliteli varlıklara yönelik yatırımcı ilgisi belirgin şekilde arttı. Alpacar Associates Yönetici Ortağı Ali Alpacar, teknoloji, tüketici hizmetleri, finansal teknolojiler ve lojistik gibi alanlarda büyüyen fırsatları değerlendirirken, yabancı yatırımcının Türkiye’ye bakışında da olumlu bir dönüşüm olduğuna dikkat çekiyor.

  • 2026 Yatırım Rehberi! Altına dokunmam, borsadan kaçarım! | Faiz, döviz, tahvil | Atilla Yeşilada ve Semih Sakallı video

    "Yeşilada: Yüksek faizli mevduat ve kısa vadeli devlet tahvili öne çıkıyor; borsadan ve altından uzak durun."

  • Tüketici Davranışları Değişti: Hediye Sektöründe “Premium” Kültürü

    Perakende sektörü, yılın son çeyreğine girerken odak noktasını büyük indirim dönemlerine ve yılbaşına çevirmiş durumda. Ancak bu yoğun gündemin arasında, 24 Kasım Öğretmenler Günü gibi spesifik ve yüksek potansiyelli günler, pazarın dinamiklerini test eden önemli bir barometre görevi görüyor. Sektör raporları, son birkaç yıldır hediye alışverişinde gözlemlenen temel bir değişime işaret ediyor: Tüketici, kitlesel ve "klişe" hediyelerden hızla uzaklaşarak, "premium" ve "özel tasarım" olarak adlandırılan yüksek değerli alternatiflere yöneliyor. Bu durum, özellikle hediye ve çiçekçilik pazarında ciddi bir dönüşümü tetikliyor.

  • Cumhurbaşkanı Kararıyla Küçük Esnafın Yeni Vergi Düzeni Belli Oldu

    Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile esnafın vergilendirilmesine ilişkin önemli bir düzenleme hayata geçirildi. 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girecek karara göre, nüfusu 2 binin altında olan bazı köy ve beldelerde faaliyet gösteren esnaflar basit usulde vergilendirilmeye devam edecek.

  • Güncel Kurlar ile Anında Hesaplama: En Pratik Döviz Çevirici Aracı

    Döviz çevirici, farklı para birimleri arasında değer dönüşümü yapmaya yarayan dijital bir araçtır. Özellikle yabancı para cinsinden işlem yapan bireyler ve kurumlar için temel ihtiyaçtır.

  • Wall Street Bankalarından Dolar Tahmini: Yeni Yılda Dolar Kuru Düşecek mi?

    Deutsche Bank AG, Goldman Sachs ve diğer büyük Wall Street bankaları, Fed’in faiz oranlarını düşürmeye devam etmesi durumunda ABD dolarının gelecek yıl değer kaybedeceğini öngörüyor. Stratejistler, ABD Merkez Bankası’nın para politikasını gevşetmeye devam edeceğini, diğer merkez bankalarının ise faizleri sabit tutacağını veya artıracağını öngördüklerinden, doların 2026 yılında tekrar zayıflayacağını tahmin ediyor.

  • Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’ten 2027 Ekonomi Öngörüleri: “Vatandaşlarımızın ve reel sektörün hissedeceği bir döneme giriyoruz”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk ekonomisinin geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen 5. Finansın Geleceği Zirvesi’nde konuşan Şimşek, ekonomi programının kritik bir döneme girdiğini ve dezenflasyon sürecinin başarıyla tamamlanacağını ifade etti.

  • 2026 Sigorta Sektörü İçin Kötü Bir Yıl Olacak: Fiyatlar Yumuşayacak, Büyüme Zorlaşacak

    Sigorta sektörü, 2026’ya fiyatların yumuşadığı ancak şirketler ve acenteler için büyümenin zorlaştığı bir ortamda giriyor. Yeni yıl, maliyet baskısının hafiflediği ama satış hızının önem kazandığı bir dönem olacak. Bu değerlendirme AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken’e ait. Şirketin genel müdürlük binasında önceki gün düzenlenen basın buluşmasında 2025’i değerlendirip 2026’ya dair öngörülerini paylaşan Ölken, en kritik beklentisini şu sözlerle özetledi: “2026, büyüme açısından acenteler ve şirketler için zor; müşteri açısından ise en makul yıllardan biri olacak.”

Benzer Haberler