Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Recep Erçin:    Türkiye, Lübnanlaşır mı?

Seçimlerin ardından “Türkiye Lübnanlaşıyor mu?” sorusu gündeme geliyor. Ben ise muhalefet liderinin etnik ve dini mesajlarına dikkat çekerek, 20 Nisan…

Recep Erçin:    Türkiye, Lübnanlaşır mı?

Seçimlerin ardından “Türkiye Lübnanlaşıyor mu?” sorusu gündeme geliyor. Ben ise muhalefet liderinin etnik ve dini mesajlarına dikkat çekerek, 20 Nisan günü şöyle bir Twitter mesajı paylaştım: “CHP’nin ‘en azından cumaya giden bir adam bulalım’ noktasına gelmesi üzücü. Bu bizi Lübnanlaştırır. Zaten Sünniler yakında çoklu hukuk olsun filan demeye hazır!” Yine yakın zamanda ekonomide bütünlüklü bir yapı kurulamaması ve siyasette de merkezde dağılmanın gözlenmesi üzerine bir yazı kaleme alan Prof. Dr. Güven Sak, “Türkiye’nin Arjantinleşmesini, Lübnanlaşmasını önlemek, Türkiye’nin beka sorunudur.” ifadesini kullandı. Dün yayınlanan Prof. Dr. Sumru G. Altuğ ile yaptığımız söyleşinin ilk bölümünde “ülke içindeki ihtilafları bir yana bırakarak” Türkiye’nin önümüzdeki dönemde nasıl bir kalkınma yolu izlemesi gerektiğini tartışmaya açmak istedik.

 

ORADA BİR YÖNETİM KRİZİ YAŞANIYOR

Söyleşimizin ikinci kısmı ise biraz daha hassas bir konuya işaret ettiği için tartışmayı köşemizden devam ettirmeyi uygun gördük. Geçen dönemde Lübnan’da American University of Beirut İktisat Bölüm Başkanı olarak hocalık yapan Prof. Dr. Sumru Altuğ’a, “Siz Lübnan’da akademisyen olarak bulundunuz. Benzer bir süreç olduğu yönündeki endişeler hakkında neler söylersiniz?” diye sorduğumda öncelikle şunları söyledi: “Lübnan’da 18 mezhep tanınıyor; 5 Sünni grup, 12 değişik Hristiyan grup ve Museviler. Parlamentoda 17 değişik parti bulunuyor. (Lübnan’da parlementoda 17 partinin temsil edilmesi gibi bizde de neredeyse sıfır oy alan üç küçük parti -Deva, Gelecek ve Saadet – parlamentoya 40 milletvekili ile girdi. Ayrıca Ümit Özdağ, Sinan Oğan, HDP ile yapılan pazarlıklar Lübnan parlamentosundaki pazarlıkları andırıyor. Orada da birbirleriyle benzeşmeyen gruplar sırf iktidarı sürdürmek için ittifak yapıyor. Örneğin FPM – Free Patriotic Movement, Michel Aoun’un partisi- Amal ve Hizbullah ile ittifak yapıyor. Bu arada Sünni Müstakbel Partisi siyasetten çekildi ve Hariri seçime girmedi. Bu durumda Muharrem İnce’nin seçimden çekilmesi durumunu anımsatıyor.) Bu partiler belli ölçülerde Lübnan’daki dini gruplarla örtüşüyorsa da seküler ve liberal görüşlü partiler de parlamentoda temsil ediliyor. 1989’da müzakere edilen Taif Anlaşması Lübnan’daki iç savaşa son verdi ve farklı grupların Lübnan devletindeki konumlarını yeniden düzenledi.

Buna göre Cumhurbaşkanı Maronit Hristiyan, Başbakanı Sünni, Meclis Başkanı Şii gruplardan seçilecek. Ancak bu anlaşmaya göre başbakan doğrudan cumhurbaşkanına değil, parlamentoya karşı sorumlu olacak. Cumhurbaşkanının yetkilerinden bir kısmı bakanlar kuruluna devredilecek ve meclis başkanının yetkileri güçlendirilecekti. (https://rc-services-assets.s3.eu-west-1.amazonaws.com/s3fs-public/Accord24_TheTaifAgreement.pdf )”

 

ÜLKE DIŞ GÜÇLERE AÇIK HALE GETİRDİ

Ancak bu sistemin “dış güçlerin etkilerine ve iç gelişmelere bağlı olarak kilitlenmeye yüz tuttuğuna” dikkat çeken Prof. Dr. Altuğ, “2015’te Lübnan 565 gün cumhurbaşkanı seçemedi. Bölgedeki farklı aktörlerin güç mücadelesine bağlı olarak dönemin Başbakanı Saad Hariri, Ocak 2018’de Suudi Arabistan’da istifasını vermeye zorlandı. Ekim 2016-Ekim 2022 arasında Cumhurbaşkanı Michel Aoun’un dönemi sona erdikten sonra ülkedeki şiddetli finansal ve ekonomik krize rağmen henüz bir cumhurbaşkanı seçilebilmiş değil.” dedi.

Modern bir toplumu Lübnan’daki gibi mezhepsel nedenlerle bölmenin, o toplumun modern dünyayla ilişiğinin kesilmesine ve acil sorunlarını çözememesine yol açtığına değinen Prof. Dr. Altuğ, “Bugün hâlâ Lübnan’da cumhurbaşkanı seçilemediği için son derece gerekli olan IMF programı ne imzalanabiliyor ne de uygulanabiliyor. Ayrıca ülkede farklı gruplardan siyasetçilerin ülkenin verimli kaynaklarını ve iş olanaklarını kendi aralarında ve yandaş çevrelerinde bölüştürerek ülkenin ekonomik gelişmesine ket vurması da ayrı bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. (Bkz. Altug and Dagher (2023)https://mpra.ub.uni-muenchen.de/117600/” ifadelerini kullandı.

 

FÖŞ yazdı: Lübnan krizini anlamak

 

ONLAR GİRİŞİMCİ BİZİMKİLER MÜLTECİ

Bunun yanında Prof. Dr. Altuğ’a, “Nitelikli insan kaynağı için eğitim sistemine dair bir öneriniz var mı?” diye sorduğumuzda ise, şunları anlattı: “Kısa bir yanıt vereyim. Hong Kong’un dünya çapındaki üniversitelerinden mezun olan, Japonya’da Kyoto Üniversitesi’nin yetiştirdiği öğrenciler start-up firma kurmak için yarışıyorlar. Bizde ise, eğitimli gençlerin gözü, yurt dışında iş bulmakta. Nitelikli insan yetiştirmek ve onları ülkemizde nasıl tutacağımız sorunu var. Bu Lübnanlaşma ile ilgili sorunuza da bağlı. Lübnan’daki kriz aslında 2012 yılında başlayan Suriye iç savaşına bağlanabilir. Elimizdeki Dünya Bankası verilerine göre Lübnan’a net göçmen sayısı 2012 yılında 124 bin 428, 2013 yılında 733 bin 504 ve 2014 yılında 301 bin 113’tür. Bu sayılar esas olarak Lübnan’a giren Suriyeli göçmenleri göstermektedir. 2015 yılından itibaren ise net göçmen sayısı eksi olup ülkeden ayrılanların ülkeye girenlerden daha fazla olduğu yönündedir. 2015 yılı ile 2022 yılları arasındaki ortalama net göçmen sayısı ise eksi 193 bin 55’tir ki bu ülkeden ayrılan tıp doktorları, hemşireleri, bilim insanları, yurt dışında iş bulan nitelikli eğitimli gençleri göstermektedir. Türkiye’de de benzer bir olgu yaşanmakta mıdır? Bu Türkiye’nin geleceği açısından ne anlama gelmektedir? Türkiye kendi geleceğini ilgilendiren konuları çok daha dikkatli irdelemeli ve çevresindeki iyi ve kötü örneklerden ders almalıdır.”

 

İHTİMAL UZAK AMA ENDİŞE YERSİZ DEĞİL

Seçimlerin öncesinde gündeme gelen “Ekonomide Arjantin gibi olacağız.” endişesine şimdi bir de siyaseten “Lübnanlaşır mıyız?” eklendi. Kamuoyunda manşetlere çekilmese de Türkiye’de bir kesimin bu iki meseleyi düşük tonda da olsa tartıştığı malum. Seçimler sonrası kaleme aldığımız “Üretim ekonomisi için milli iktisat kadrosu şart” başlıklı yazımızda Türkiye’nin üretim ve ekonomik bağlantılarının çeşitliliği itibarıyla Arjantin olmayacağını not ettik.

 

Üretim ekonomisi için milli iktisat kadrosu şart

 

Prof. Dr. Altuğ ile söyleşimizden çıkan ders ise şu; ülke olarak milli iktisat birikimimizi kullanarak bütünlüklü bir kalkınma politikası hazırlayarak bizimle yola çıkanların yaptığı gibi bir başarı hikayesi yazmak yerine sağlanan dış kaynakla dağa taşa inşaat yapmaya devam edersek Lübnanlaşmanın altyapısının temelini atmış oluruz.

 

 

Yazarın izniyle Aydınlık’tan yeniden yayınlandı

 

BAKMADAN GEÇME

  • SABAH Analizi: Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, Bitcoin kükredi, dolar toparladı!

    ABD-İngiltere ticaret antlaşması piyasalar moral verdi. Bitcoin, dolar ralliye geçti

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

  • Hububat ihracatı ilk dört ayda 4,2 milyar dolar oldu

    Buğday unu, makarna, bitkisel yağlar, bisküvi ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat,…

  • Turkcell, BOTAŞ Fiber Altyapı İhalesini Kazandı! 15 Yıllık Stratejik Anlaşma…

    Türkiye’nin lider teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell’den, Türkiye’nin sabit internet bağlantısı için dev adım…

  • Bitcoin 6 haneli kulüpte! Ticaret umudu kriptoyu uçurdu

    ABD-Çin görüşmeleri piyasalara moral verdi. Uzun süredir beklenen ABD-Çin ticaret görüşmeleri nihayet masada. Taraflardan gelen olumlu mesajlar, yatırımcıların güvenini tazeledi.

  • Kerevitaş’ın sürdürülebilir ve karlı büyümesi 2025’in ilk çeyreğinde de devam etti

    Türkiye’de dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lideri Kerevitaş’ın 2025’in ilk üç ayındaki konsolide cirosu 6,9 milyar TL olarak gerçekleşti...

  • VakıfBank’tan 2025 Yılına Güçlü Başlangıç…

    Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesine liderlik eden VakıfBank, 2025 yılının ilk çeyreğini güçlü bir performansla tamamladı...

Benzer Haberler