Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Ann Kruger:  Küresel borç krizinin eşiğindeyiz

Alacaklılar vadesi gelen borçları uzatmayı reddettikleri veya borçlara uygulanacak faiz oranı ödenemeyecek kadar yüksek olduğunda  borç krizi patlak verir.

Ann Kruger:  Küresel borç krizinin eşiğindeyiz

2024 yılında global ekonomiyi bekleyen en önemli risklerden biri, büyük merkez bankalarının beklenenin aksine faiz indirimlerini geciktirmeleri.  Finans piyasasının bir çok kesiminde yüksek faizler ve borçluluk oranının yarattığı sıkıntılar şimdiden belirgin. Bazı kredi derecelendirme kuruluşları 2024 yılında iflasların artacağı uyarısını yaptı.

Finans pazarında yüksek faizlerin sürmesi olasılığına en kırılgan grup ise Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar ve o ülkelerde işgören FX borçlu firmalar. Dünyaca ünlü finansal kriz uzmanı Ann Kruger Project Syndicate’de yayınlanan analizinde 2024 yılında  küresel borç krizi olasılığını inceledi:

 

 

Kruger’e göre 2024’te borç krizi olasılığı yüksek

Eğer birkaç büyük gelişmekte olan piyasa eş zamanlı olarak artan faiz oranlarıyla ve alacaklıların borçlarını çevirme konusunda isteksizliğiyle karşı karşıya kalırsa, küresel bir borç krizinin patlak vermesi muhtemeldir. Bu senaryoyu önlemek için borç sıkıntısı çeken devletlerin nasıl destekleneceğine dair uluslararası bir anlaşmaya ihtiyaç var.

Uluslararası Para Fonu, son Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, düşük gelirli ülkelerin yüzde 56’sı ve gelişmekte olan piyasaların yüzde 25’nin “yüksek düzeyde borç sıkıntısı içinde ya da “krediye erişim zorluğunda” olduğunu bildirdi. Bu ülkelerden bazıları, IMF finansmanından yararlanmaya uygun hale getirecek ve ekonomik büyümeyi teşvik edecek reform programları üzerinde çalışıyor olsa da, pek çoğu bu durumda değil. Gelişmekte olan dünyada bir borç krizi yaklaşıyor.

 

Küresel  borç sürdürülemez boyutlara erişiyor

Son derece yüksek borçluluk seviyelerinin öncesinde, genellikle alacaklıların sürekli vade uzattığı veya  faizleri yükselterek yeni krediler açtığı bir dönem gelir. Küresel borcun ne zaman sürdürülemez hale geldiğini belirlemenin basit bir yolu yok. Analistler sıklıkla borç/GSYİH oranını kullanıyor ancak faiz oranları burada fark yaratıyor. İmtiyazlı faiz oranlarıyla borçlanan düşük gelirli ülkeler, sadece piyasadan borçlanmak zorunda olanlara nazaran daha dirençli.

Borcun vade yapısı da önemlidir: Eğer borcun büyük bir kısmı yakın zamanda vadesi gelecekse, toplu temerrüt vakaları küresel panik tetikleyebilir.

 

Eğer dış krediler, borçluya yüksek getiri sağlayacak faaliyetleri finanse ediyorsa, yoksul ülkelerin borçlanması gayet sağlıklıdır. Böyle bir senaryoda, borç  kendi kendini finanse edebilir. Sorun şu ki, birçok ülkede devlet borçlanması büyük ölçüde spor stadyumları veya seçim öncesi yardımlar gibi düşük veya negatif getiri oranlarına sahip harcamaları finanse etmek için kullanılıyor.

Bu tür harcamalar – büyük borçlar ve mali açıklarla birlikte – kreditörleri rahatsız eder.  Özellikle faizlerin yükseldiği dönemlerde bu tür ülkeler borç almakta zorlanabilir. Alacaklılar vadesi gelen borçları uzatmayı reddettikleri veya borçlara uygulanacak faiz oranı ödenemeyecek kadar yüksek olduğunda  borç krizi patlak verir.

 

Paris Klubü ve Çin oyunbozanlığı

1990’lı yıllarda, borç krizleri sıklaşınca,  sorunlu kredilerin çözümünü hızlandıran bir mekanizma oluşturuldu (Paris Klubü). Ancak yirminci yüzyılın sonuna gelindiğinde devletler ülkeler arası  ve sınırötesi ticari banlardan kredilerden vazgeçerek tahviller yoluyla borçlanmaya başladı. 2010 yılında düşük ve orta gelirli ekonomiler, uzun vadeli kamu ve kamu garantili dış borçlarının %46’sını özel alacaklılara borçluydu. 2021 yılına gelindiğinde bu pay %61’e yükseldi.

 

Paris Kulübü’nün borçlar içinde payı azalsa da faaliyeti  devam etti. Türkiye 2002 yılında borç ödeme zorluklarıyla karşı karşıya kaldığında politika reformları gerçekleştirdi ve IMF kredisi aldı. Bu şekilde, hızlı bir şekilde GSYİH büyümesini yeniden sağladı. Aynı sıralarda Arjantin yükümlülüklerini yerine getiremez hale geldi ve borcunun yeniden yapılandırılması gerekti.

Yeni bir yeniden yapılandırma mekanizması şart

Ancak bugün en  büyük sınırötesi  alacaklı Çin var ve o da Paris Kulübü’ne katılmayı reddetti. Diğer alacaklılar, Çin’in borç yeniden yapılandırmasına katılmaması durumunda doğal olarak sürece katılma konusunda isteksiz olacaklar. Aksi takdirde yapılandırma  aslında Çin’e borç ödemelerinin  finanse etmeye eş düşüyor. Sri Lanka ve Zambiya, IMF’nin ilgili ekonomik reform programlarını desteklemesine rağmen Çinli alacaklılarının Paris Kulübü’nde üzerinde anlaşmaya varılan şartları reddetmeleri nedeniyle borç yapılandırmasında uzun gecikmelerle karşı karşıya kaldı.

 

Türkiye de kırılgan ülkeler arasında

Mısır, Lübnan, Pakistan, Türkiye ve birçok küçük ekonominin de aralarında bulunduğu bazı ülkeler, yüksek borç/ihracat ve borç/hizmet/GSYH oranları rapor ediyor. Lübnan’da dış borç 2021’de ihracatın %603’üne ve gayri safi milli gelirin %381’ine ulaştı.

Eğer büyük gelişmekte olan piyasalar ve düşük gelirli ülkelerden bazıları eş zamanlı olarak artan faiz oranlarıyla ve alacaklıların borçlarını çevirme konusunda artan isteksizliğiyle karşı karşıya kalırsa, küresel bir borç krizinin patlak vermesi muhtemeldir.

Bu senaryoyu önlemek için dünyanın, borç sıkıntısı çeken devletleri destekleme prosedürlerini belirleyen, böylece IMF’nin kredileri daha hızlı dağıtmasını sağlayacak uluslararası bir anlaşmaya ihtiyacı var. Velakin, Çin işbirliği yapmayı reddederken tüm alacaklıları bağlayacak çözümler güç olacak.

GADT Raporlarımıza abone olmak ister misiniz?

 

BAKMADAN GEÇME

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

  • Hububat ihracatı ilk dört ayda 4,2 milyar dolar oldu

    Buğday unu, makarna, bitkisel yağlar, bisküvi ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat,…

  • Turkcell, BOTAŞ Fiber Altyapı İhalesini Kazandı! 15 Yıllık Stratejik Anlaşma…

    Türkiye’nin lider teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell’den, Türkiye’nin sabit internet bağlantısı için dev adım…

  • Bitcoin 6 haneli kulüpte! Ticaret umudu kriptoyu uçurdu

    ABD-Çin görüşmeleri piyasalara moral verdi. Uzun süredir beklenen ABD-Çin ticaret görüşmeleri nihayet masada. Taraflardan gelen olumlu mesajlar, yatırımcıların güvenini tazeledi.

  • Kerevitaş’ın sürdürülebilir ve karlı büyümesi 2025’in ilk çeyreğinde de devam etti

    Türkiye’de dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lideri Kerevitaş’ın 2025’in ilk üç ayındaki konsolide cirosu 6,9 milyar TL olarak gerçekleşti...

  • VakıfBank’tan 2025 Yılına Güçlü Başlangıç…

    Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesine liderlik eden VakıfBank, 2025 yılının ilk çeyreğini güçlü bir performansla tamamladı...

  • Mevduatta getiri patlaması! Bankada parası olanlar dikkat: Yüzde 60’ı geçti

    Faiz maratonu başladı. Bankalar yarışta. Merkez Bankası'nın faiz artışı sonrası bankalar, vadeli mevduat faizlerini %50’nin üzerine taşıdı. Bazı kurumlar, hoş geldin faizi ile yüzde 52’yi gördü.

Benzer Haberler