Sosyal Medya

Borsa

Yapı  Kredi Yatırım strateji: Riskli varlıklarda Şubat-Mart’ta geri çekilme bekliyoruz

Şayet o parçalar, kurtulmak istediğiniz bir dertse biliniz ki, o derdi kendi elinizle başınıza sarmışsınızdır ve onu hiçbir kimse size…

Yapı  Kredi Yatırım strateji: Riskli varlıklarda Şubat-Mart’ta geri çekilme bekliyoruz

Şayet o parçalar, kurtulmak istediğiniz bir dertse biliniz ki, o derdi kendi elinizle başınıza sarmışsınızdır ve onu hiçbir kimse size yüklememiştir.

Veya o parçalar, kovmak istediğiniz bir korkuysa, o korkunun yeri korkulanın eli değil, sizin kalbinizdir.

Şüphe yok ki her şey, varlığınızın içinde yarı yarıya kucaklaşarak hareket ediyor, sevilen ve kaçınılan her şey!

Bütün bunlar ışıklar ve gölgeler gibi çifter çifter içinizde ötüp dolaşıyor.

Gölgeler soluklaşmaya ve kaybolmaya başlayınca, geride kalan ışıklar başka bir ışığın gölgesi oluyor.

Onun için, hürriyetiniz zincirlerini kaybettiği zaman, bizzat kendisi daha büyük bir hürriyetin zinciri oluyor.

– Halil Cibran

 

Yılbaşından geçen haftaya kadar gördüklerimiz, aslında bir rol değişimiydi, yani piyasalarda, makro veri tarafında ‘‘kötü haber eşittir iyi haber’’ gibi algılanıyordu. Varlık sınıfları için de genel anlamda varlık fiyatı performansı, ‘‘geçen yılın kaybedenleri eşittir bu yılın kazananları’’ oldu. Özellikle Avrupa ve Asya borsaları, neredeyse dikey bir yükseliş yaşadı.

Avrupa, ABD’den daha iyi performans gösteriyor; gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkeleri geride bırakıyor; hisse senetleri, tahvillerden daha iyi performans gösteriyordu. Fakat geçen hafta Çarşamba açıklanan zayıf ABD verilerinden sonra tekrar ‘‘kötü haber eşittir kötü haber’’ haline geldi ve riskli varlıklarda satış baskısı hissedildi. Önümüzdeki günlerde bir rol değişimi daha görür müyüz bilemiyoruz. Geçen Cuma günü put/call rasyolarının çökmesi, VIX’in gerilemesi, bu yönde sinyaller olsa da Cuma günü yüksek getirili bonoların performansı bu yönde değildi. Kısa vadede ne olacağını kestirmek güç ve bu hafta gelmeye başlayan şirket finansal sonuçları ve geleceğe ilişkin paylaşacakları beklentileri belirleyici olacak ama bizce ana çerçeve değişmedi.

 

Peki bu noktada ana çerçeve ne? Tüm bu olup bitenlerden nasıl bir anlam çıkarmalıyız? Federal Rezerv büyük bir ikilemle karşı karşıya, piyasaların da kafası karışık. Aslında piyasalar, tam olarak FED’in istemediklerini yapıyor.

Muhtemelen FED yetkilileri, piyasaları finansal koşulları gevşetmemeye ikna etmek için gerekli sözel yönlendirmeyi sürdürürken, agresif oran artışlarından kaçınmayı umuyorlardı. Bloomberg ABD finansal koşullar endeksi, son bir senenin en gevşek koşullarına işaret ediyor. Belki de modern piyasalarda, özellikle momentum ve trend takipçisi yatırımcıların ağırlığı nedeniyle piyasa yapısı bu tip “ince ayarlara” uygun değildir.

 

Fakat piyasalardaki yükselişin finansal koşullarda gevşemeye sebep olduğundan dolayı FED’in çok hoşnut olmadığını düşünebiliriz. Tam da bu ‘‘kötü haber eşittir iyi haber’’ rol değişimi çoşkusu yaşarken Bullard’dan şahince açıklamalar gelmesi de bizce tesadüf değildi. Piyasalarda kısa bir duraksama sonrası yoluna devam etmeleri de “ince ayarın” ne kadar zor olduğuna dair bir işaret olabilir.

Hisse senedi piyasaları, TINA (alternatif yok) ve TIAA (alternatif var) arasındaki rol değişimine uyum sağlamakta zorlanıyor. Bunun biraz da geçmişteki çerçeveye takılıp kalmakla alakalı olduğunu düşünüyoruz. Halbuki koşullar değişti.

Örneğin ECB deposit oranı bir sene zarfında negatif yüzde 0.5’ten yüzde 2’ye yükseldi ve ECB’nin, Lagarde ve Knot’un şahince açıklamalarından da anladığımız kadarıyla, önümüzdeki dönem yüzde 3 veya üstüne kadar gelecek.

 

Koşulların değiştiğine dair başka verebileceğimiz başka örneklerde şöyle: Birkaç sene öncesine kadar 18 trilyon mertebesinde olan negatif faizli bono miktarı artık sıfıra düştü. Euro IG (yatırım yapılabilir) bonolar yüzde 4 civarında muadili ABD bonolarının faizi yüzde 5 civarı ki ki bu FED’in terminal faiz hedefine de yakın. Kaldı ki bu şirket bono faizlerinin yaklaşmakta olan resesyonda spread genişlemesi nedeniyle daha da artması beklenmeli.

 

FED’in yaptığı tek şey faiz yükseltmek değil, aynı zamanda QT’ye (niceliksel sıkılaşma) de devam ediyor. FED, burada ayda 95 milyar dolar hızında gidiyor. Perspektif açısından, banka rezervleri tehlikeli bir şekilde azaldığı için FED’in durmaya zorlandığı 2018-2019 yılları arasında kümülatif QT 700 milyar dolardı.

En basit haliyle ikilem şurada: Geçen sene sıkılaştırmanın piyasalar üzerindeki etkisi önemliydi, ancak ekonomiler üzerindeki etkisi henüz tam olarak hissedilmedi. Conference Board, öncü ekonomik göstergelerdeki gerileme, yüzde 6 ile Haziran 2020’den beri en yüksek gerilemeye işaret ediyor. Yani şu ana kadar hissedilmeyen bu etkiler yola çıktı ve geliyor. Eğer gelmezlerse, ekonomide yeterli bir etki oluşana kadar daha fazla ve/veya uzun süreli sıkılaştırma gerekecek. FED enflasyon konusunda ciddi ise -ki biz ciddi olduğunu düşünüyoruz- ücret enflasyonunu sürdürülebilir bir şekilde tutarlı düzeye indirmek için kısa ve yumuşak bir durgunluk, büyük ihtimal yetmeyecektir. Daha uzun süreli ve sert bir resesyon ise, -ki bizim beklentimiz bu yönde- şirket karlarını muhtemelen yüzde 20 aşağı çekecektir.

Resesyonun hafif olması veya hiç olmaması durumunda dahi kar beklentileri yüksek gözüküyor. Şirketlerin operasyonel kaldıracı küçümseniyor gibi düşünüyoruz. Öte tarafta ne Atlanta FED’in ücret endikatörü ne de öncü veriler ücretlerdeki artışın FED’in işini kolaylaştıracak gibi durmuyor.

Bu arada Çin’in yeniden açılması küresel ekonomi büyüme dinamikleri açısından olumlu fakat bu açılmanın zaten arz tarafı sıkıntılı emtia talebini artırıp emtia fiyatlarında yükselişe sebep olması yıllık bazda enflasyon gerilemeleri de sınırlandırıp, merkez bankalarının işini iyice zorlaştırabilir. Nitekim petrol ve bakır fiyatları, yılbaşından beri yüzde 15 civarı arttı.

Velhasıl yılbaşında gördüğümüz çoşkulu hava, bizim görüşlerimizi de değiştirmedi. 16 Ocak’ta yayınladığımız “Taktiksel Esneklik & Seçici Yaklaşım” başlıklı hisse görünüm strateji raporunda da değindiğimiz gibi küresel riskli varlıklarda, Şubat/Mart aylarında geri çekilme bekliyoruz. Ardından tepki yükselişi ve esas daha büyük düşüşün yaz aylarında bir dip ile son bulacağını inanıyoruz.

Yine de yılın ilk yarısında zigzaglı da olsa, yılın geneli itibariyle riskten kaçış fiyatlaması beklesek de, 2023’ün tamamı için, bir yıl öncesine göre daha olumluyuz. Yazın FED’in politika dönüşünün ardından dolardan riskli varlıklara, gelişmekte olan ülke varlıklarına, özellikle bakır olmak üzere emtiaya, değerli metallere ve yüksek getirili bonolara geçme zamanı gelecek. 2022’de küresel piyasalardan olumlu ayrışan BİST’ için de yılın ilk altı ayında geniş bir bant içinde dalga boyu yüksek ve geçen seneye nazaran daha iki yönlü bir piyasa beklentimizin de arkasındayız.

 

 

Yazar:  Yapı Kredi Yatırım Baş Stratejisti Murat Berk

 

 

 

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

  • Bill Gates servetinin %99’unu bağışlıyor: “Zengin ölmeyeceğim!”

    Microsoft’un kurucusu Bill Gates, servetinin %99’unu önümüzdeki 20 yıl içinde bağışlamayı planladığını açıkladı. Gates Vakfı 2045’te faaliyetlerini sonlandıracak.

  • Sanayi üretiminde bahar canlanması!

    Mart ayında sanayi üretimi hem aylık hem yıllık bazda artış gösterdi. Madencilik ve imalat sanayi yükselişe geçerken, enerji üretiminde düşüş yaşandı.

  • Enerjisa Üretim’den 2.5 milyar dolarlık yenilenebilir enerji hamlesi

    Türkiye'nin en büyük özel elektrik üreticisi Enerjisa Üretim, 30. santralini devreye aldı. Uygar RES’in tamamlanmasıyla Türkiye’nin ikinci en büyük rüzgâr santrali devreye girecek. Şirket, 11 ülkeye hizmet verirken 2.5 milyar dolarlık dev yatırım planını sürdürüyor.

  • Özgür Özel: “19 Mart süreci Türkiye’yi paralize etti, KOBİ’ler iflasa sürüklendi”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sanayi Odası ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalarda 19 Mart sonrası yaşanan ekonomik gelişmelere sert tepki gösterdi: "Türkiye'yi ayakta tutan sağlam kolonlar nefes alamıyor."

  • Aracı Kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?  Yükseliş sürebilir

    Genel bir değerlendirme yaptığımızda, son dönemde  sergilediği zayıf seyirle 9,000 bölgesine kadar savrulan  piyasada, dün itibarıyla bu kritik destekten yukarı yönde bir  toparlanma çabası daha başlamış durumda. Yaşanan  yükseliş hareketinin, son dönemkilerden farklı olarak, daha  homojen bir şekilde farklı sektör endekslerine yansımış  olmasını, hareketin devamı açısından cesaret verici olarak  görüyoruz.

  • Dövize kaçış bitti, TCMB rezervleri yükselişe geçti

    2 Mayıs haftasında swap hariç net rezervlerde 2,9 milyar $’lık azalış, yurtdışı yerleşiklerin 1,2 milyar $’lık DİBS satışı ve DTH’lardaki 825 milyon $ azalış öne çıkıyor. Ayrıca, TCMB Analitik Bilanço verilerine göre, swap hariç rezervlerde 7 Mayıs itibariyle 4,2 milyar $’lık artış olduğunu hesaplıyoruz. Haftalık hareketleri şöyle sıralayabiliriz:

  • SABAH Analizi: Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, Bitcoin kükredi, dolar toparladı!

    ABD-İngiltere ticaret antlaşması piyasalar moral verdi. Bitcoin, dolar ralliye geçti

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

Benzer Haberler