Sosyal Medya

Ekonomi

Sanayici: Zamlar maliyet hesaplarını bozdu, yeni zamlar kaçınılmaz

İş dünyası, zamların oran ve takvim olarak öngörülebilir olmaması nedeniyle maliyet hesabı yapamıyor. Pek çok üretici son zamları fiyatlarına yansıtmak…

Sanayici:  Zamlar maliyet hesaplarını bozdu, yeni zamlar kaçınılmaz

İş dünyası, zamların oran ve takvim olarak öngörülebilir olmaması nedeniyle maliyet hesabı yapamıyor. Pek çok üretici son zamları fiyatlarına yansıtmak zorunda kalacağını söylerken, bu fiyat artışlarının ilk çeyrekte enflasyona yukarı yönlü etkisinin olması bekleniyor.

Yeni yılın ilk gününe damgasını vuran enerji zamları iş dünyasında da geniş yankı buldu. Sanayicilerin büyük kısmı bu yönde bir zammı beklediklerini söylerken, zammın oranı ve zamanlaması konusunda takvimin önceden belirtilmemesinin maliyet hesabı yapmayı güçleştirdiğini vurguluyor. Aynı zamanda son enerji zamlarına yönelik yapılacak yeni fiyatlamalarının ilk çeyrekte enfl asyonu bir miktar yukarıya çekeceğine de kesin gözüyle bakılıyor.

Dünya’dan Merve Yiğitcan’ın haberine göre enerji zamlarının değerlendiren sektör temsilcileri küreselde yüksek seyreden enerji fiyatlarının Türkiye’de düşük kalmasının pek mümkün olmadığa dikkat çekerken, devletin enerji sübvansiyon mekanizmasının daha şeff af bir şekilde yeniden tasarlaması noktasında görüş bildirdiler. Enerji maliyetlerinin bu denli arttığı bir dönemde yeşil enerji yatırımlarının daha da öne çıktığını savunan sanayiciler, özellikle yenilenebilir enerjinin finansmanın konusunda yeni teşvikler beklediklerini belirtiyor.

Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, kimsenin zamları ya da ilave maliyet artışlarını güzel karşılamayacağını, ancak tüm dünyada yüksek enerji fiyatlarının bir gerçek olduğuna dikkat çekti.

Türkiye’nin enerjide pek çok ülke gibi dışa bağımlı olduğuna dikkat çeken Dalgakıran, “Dışarıda artan fiyatların bizim maliyetlerimize yansımaması mümkün değil. Hele ki bizim gibi sübvanse kaynağı olmayan bir ülke için yansıtmamak imkansız” dedi. Enerjinin sübvansiyonu konusunun yeniden ele alınması gerektiğini savunan Dalgakıran, “Türkiye’deki elektrik, doğalgaz ve petrol fiyatları dünya fiyatlarının çok altındaydı ama buna rağmen şikayet vardı. Oysa Türkiye’nin Avrupa’dan daha uyguna fiyata verme imkanı yok. Zaten enerji fiyatlarının bu seviyelere gelmesi bekleniyordu. Burada yeni ve şeff af bir sübvansiyon sistemi tasarlamalıyız. Bazı sektörlerin maliyetleri içinde enerjinin payı düşük, bazılarının ise yüksek. Burada stratejik sektörler belirlenebilir. Bunlara daha uygun enerji verilebilir. Ancak bunun ölçümü de yapılmalı ve şeff af şekilde paylaşılmalı. Yoksa her yere verilen teşvik hiçbir şekilde teşvik anlamına gelmez” ifadelerini kullandı. “Bu enerji fiyatları bizim gerçeğimiz” diyen Dalgakıran, “Sadece bizde uzun süre fiyatlara yansıtılmadı. Şimdi ise hepsi birden bindirildi. Bu gerçeği görmeliyiz. İşimize geldiği yerde konuşup işimize gelmediği noktada konuşmamak iş dünyasının gönüllüğünü ve prestijini zayıfl atıyor” şeklinde konuştu.

“Fiyat artışları kaçınılmaz”

TOBB Demir ve Demir Dışı Metaller Sektör Meclis Başkanı Veysel Yayan ise enerji fiyatları dünyanın her yerinde pahalı olduğunu, bunun göz ardı edilemeyeceğini belirterek, “Türkiye’nin de hazine bütçesinden bunu karşılaması mümkün değil. Mümkün olduğu kadar bireysel tüketici ve sanayici arasında dengeli dağıtmak kaydıyla bu fiyat yükselişleri kaçınılmaz gibi görünüyor” dedi.

Devletin enerji sübvansiyonunu kademeli olarak azalttığına değinen Yayan, “Bunu anlıyoruz. Ama nasıl yaparsa yapsın enerji veremez hale gelmesin. Bizim sektör için en önemlisi enerjinin temini. Bulunmaya enerji en pahalı enerji. Enerji yetersizliği yüzünde durmak zorunda olmanın maliyeti çok yüksek oluyor. Bununla aralıkta karşılaştık, bir daha istemiyoruz. Bedeli neyse o enerjinin bulunmasını istiyoruz, bunun zararları daha fazla oluyor” dedi. Enerjiyi kullanan sektörler üzerinden YEK-DEM kapsamında devletin yeşil enerjiyi teşvik ettiğini kaydeden Yayan, “Biz de kademeli olarak bunun bizim sırtımızdan alınıp devlet bütçesinden karşılanmasını istiyoruz. Zaten enerjinin pahalı olduğu ortamda bir de yenilenebilir enerji için sektörlerin üzerinden kaynak üretmeye çalışmak yanlış” ifadelerini kullandı.

“Zam sonrası fiyatların rekabetçiliği önemli”

TOBB, Plastik, Kauçuk, Kompozit Sanayi Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu da, zamları değerlendirirken rekabetçilik vurgusu yaptı. Sanayici için bir şeyin fiyatının azlığı çokluğu değil rekabetçiliğinin önemli olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “Şimdi Avrupa’da mal sattığım ülkelerde enerji fiyatlar ne ona bakacağım. Türkiye için hala rekabetçi mi değil mi bu önemli” dedi. Son dönemde Türkiye’nin enerji fiyatlarının Avrupa’ya göre özellikle çok ucuz kaldığını kaydeden Eroğlu, “Yüksek oranda bir zam yapıldı. Eğer hala bu konuda rekabetçiyse fiyatlarımız ve uzun bir süre de zam yapılmayacaksa biz bunu hesaplar önümüze bakarız. Her gün zam olması bizler için daha kötü. Öngörülebilirlik için bu önemli” diye konuştu.

“Rekabet gücümüzü etkiliyor”

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu, hırdavat sektöründe elektrik ve doğalgaz maliyetinin yüzdesinin yüksek olduğunu, bir anda yapılan bu zamların rekabet güçlerini ciddi oranda etkileyeceğini kaydetti. “Zamana yayılıp yapılsaydı bizde maliyetlerimize zaman içinde giydirirdik. Ama aniden olunca olumsuz etkileniyoruz” diyen Tecdelioğlu, “İşletmelerimiz içinde çok fazla tasarruf noktaları var. Bunlara odaklanacağız. Aynı zamanda yeşil enerji yatırımlarımızı artıracağımız bir dönem olacak. Bu konuda da yeni teşvik bekliyoruz. Devlet özellikle finansal destek sağlarsa sektör yeşil enerji yatırımlarını daha kolay yapar” şeklinde konuştu.

“İhracatta kâr kaybı olarak dönecek”

TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat, yükselen enerji fiyatlarının sanayi için büyük sıkıntı olduğunu söylerken kasımdan bu yana gerçekleşen doğalgaz ve elektrik zamlarının ortalama yüzde 5 gibi bir ilave maliyeti olacağını kaydetti. Henüz kasım zamlarının maliyet hesabı yapılmışken, son zamlarla beraber enerjide maliyetleri yeniden güncellemek zorunda kalacaklarını kaydeden Fayat, “Bu da rekabette bizi zora sokacak. Tüm maliyetleri yeniden gözden geçirmemize neden olacak. Açıkçası şaşkınız. Yeni yılla beraber maliyetimiz yapıp işimize bakalım derken, şimdi enerji maliyetlerinin toplam maliyetler içindeki payını tekrar hesaplayarak ne fark koyacağız, ona bakacağız. 3 ay önce aldığımız siparişlere bunu yansıtmamız mümkün değil. Enfl asyona da doğrudan etkisi olacak. Özetle bu maliyet artışı ilk çeyrekte dışarıda kar kaybı, içeride de enfl asyon olarak bize dönecek” ifadelerini kullandı.

“Maliyet hesabı yapamıyoruz”

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Koçak, bir süredir dövizde yaşanan ani hareketler nedeniyle sanayici ve ihracatçıların fi yatlamada zorluk çektiğini söylerken, “Şimdi artan enerji maliyetleri de bir yük getirdi. Sanayici olarak maliyet hesabı yapmakta çok zorlanıyoruz” dedi. Akaryakıt ve köprü geçiş ücretlerine yapılan zamların da üreticileri etkileyeceğini kaydeden Koçak, “Bu zamlar da lojistik ve nakliye zamlarını da beraberinde gelecek. 2022’yi bu zamlarla karşılamak bizim için hoş olmadı” şeklinde konuştu.

“Zamlar öngörülebilir olmalı”

Armatür Derneği Başkanı Gökhan Turhan, tüm dünyada hissedilen enerji krizinden dolayı fi yat artışlarını beklediklerini, zamlara rağmen enerji fi yatlarının hala Avrupa’dan düşük olduğunu kaydetti. Bundan sonra da fi yatların artacağına işaret eden Turhan, “Hala devlet tarafından enerji destekleniyor. Burada sorun ev elektriği ile sanayi elektriğinin farklı olması. Bence sanayi elektriğinde ücretlendirme daha ucuz ya da en azından aynı olmalı. Ekonominin ayakta kalması için sanayinin üretmesi lazım” dedi. Fiyat artışlarının öngörülebilir olmasının daha iyi olacağına dikkat çeken Turhan, “Zamların ne kadar olacağını bilsek ya da kademeli olarak gelse daha iyi olabilir” diye konuştu.

 

 

patronlardunyasi.com

BAKMADAN GEÇME

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

  • Neden Kasko Yaptırmalısınız?

    Günlük ulaşımı hızlandırmak, şehirlerarası seyahatlerde konfor sağlamak ya da iş hayatında zaman kazandırmak açısından otomobiller vazgeçilmez birer parça haline gelmiş…

  • Lezzetli Bir Hediye Alternatifi : Yenilebilir Çiçek & Meyveler

    Hediye kültürü, insanlık tarihi kadar eski ve köklü bir gelenektir. Yüzyıllar boyunca insanlar, sevdiklerini mutlu etmek, özel anları kutlamak veya…

  • YKS Sonuçları: Devlet Üniversiteleri Doldu, Özel Üniversiteler Boş Kaldı

    Fahiş zamlar özel üniversiteleri boşalttı

  • Atilla Yeşilada: Dünyayı sarsacak 5 trend: Çileli yıllar başlıyor!

    İşte dünyayı önümüzdeki yıllarda sarsacak trendler! 00:00 Merhaba 03:04 Yaşlanıyoruz! 04:05 Küresel ısınma ve iklim değişikliği! 05:55 Yeni salgınlar kaçınılmaz! 06:36 Büyük güçler savaşı! 10:13 Dünya bu borcu ödeyemez! 12:00 Yapay zeka

  • Memur zam yerine hava aldı!

    Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur maaşları ve memur emeklisi aylıkları için 2026 ve 2027 zam oranlarını belirledi. Karara göre, 2026’nın ilk 6 ayında %11, ikinci 6 ayında %7, 2027’nin ilk 6 ayında %5 ve ikinci 6 ayında %4 zam yapılacak. Toplu sözleşmede taban aylığa 1000 TL eklenmesi kesinleşirken, sosyal haklarda da çeşitli iyileştirmeler karara bağlandı.

  • Trump’tan Fed’e Sert Baskı: Eylül’de Faiz İndirimi Beklentisi Güçleniyor

    ABD Başkanı Donald Trump, faizlerin hızla düşürülmesi için Fed üzerindeki baskısını artırıyor. Trump, politika faizinin mevcut %4,25–4,50 aralığından en az 200–300 baz puan indirilmesini talep ederken, Fed Başkanı Jerome Powell’a yönelik sert eleştirilerini sürdürüyor. Jackson Hole toplantısında Powell, eylülde faiz indirimi sinyali verirken, FOMC içindeki görüş ayrılıkları sürüyor. Piyasalar, Trump’ın baskısının Fed’in bağımsızlığı ve para politikasının yönü üzerindeki etkilerini yakından takip ediyor.

  • Kudret Ayyıldır: GYO’lar arasında prim potansiyeli yüksek şirketler

    Yılın ikinci çeyreğinde enflasyonda yavaşlama ve faiz indirim sürecinin başlaması, sektöre yönelik beklentileri yeniden şekillendirmiş durumda. Yüksek faiz oranları ve sıkı finansal koşullar, özellikle konut kredileri üzerinden talebi sınırlarken enflasyonda gözlenen yavaşlama eğilimi ve TL’nin görece istikrarlı seyri, maliyet tarafında kısmi rahatlama sağladı. 26 Ağustos 2025 itibarıyla sektörün yıllık getirisi %54’e yaklaşırken Ağustos ayı kapanışı öncesinde aylık getirisi ise yaklaşık %11 seviyesine ulaştı.

  • Fransa’da Siyasi Kriz Derinleşiyor: Bayrou’nun Güven Oylaması 8 Eylül’de

    Fransa Başbakanı François Bayrou, 8 Eylül’de parlamentoda hükümetinin geleceğini belirleyecek kritik bir güven oylaması yapılacağını duyurdu. Azınlık hükümetini yöneten Bayrou, ülkenin bütçe açığı ve artan kamu borçları nedeniyle “ulusal acil durum” ilan ederek milletvekillerinden destek istedi. Ancak muhalefetin sert tepkisi ve piyasaların endişeleri, Fransa’yı yeni bir siyasi belirsizliğin eşiğine taşıdı.

Benzer Haberler