Sosyal Medya

Döviz

Greenspan-Guidotti kuralına göre TCMB rezervleri yeterli mi?

Türkiye’nin rezerv seviyesi ile ilgili son zamanlarda çok sayıda soru ile karşılaşıyoruz. Tüm bu sorulara bir çırpıda cevap vermek için…

Greenspan-Guidotti kuralına göre TCMB rezervleri yeterli mi?

Türkiye’nin rezerv seviyesi ile ilgili son zamanlarda çok sayıda soru ile karşılaşıyoruz. Tüm bu sorulara bir çırpıda cevap vermek için dün KKTC’nin resmî tatil olması nedeniyle kapsamlı bir araştırma yapma fırsatı da bulduk. Konuyu birkaç boyutta ele alacağız.

TCMB’nin hafta başında yayımladığı Mayıs sonuna ilişkin kısa vadeli dış borç istatistikleri dikkatimizi çekti. Orijinal vadesine bakılmaksızın, vadesine 1 yıldan daha kısa süre kalan dış borç stoku 182,3 milyar dolar ile tüm zamanların zirvesine yükseldiğini gördük. Bunu peşinen bir kenara not edelim.

8 Temmuz ile biten haftada, TCMB’nin brüt döviz rezervleri yaklaşık 0,9 milyar dolar azalışla 58,9 milyar dolar ile son 13 ayın dibine geriledi. Altın rezervleri ise fiyat düşüşü kaynaklı olarak 1,4 milyar dolar gerileyerek 39,8 milyar dolar oldu. Böylelikle, toplam brüt döviz ve altın rezervleri 98,7 milyar dolar seviyesine geriledi. IMF tanımlı net uluslararası rezervler ise 6,2 milyar dolar ile 20 yılın en düşük düzeyinde açıklandı.

Bir ülkenin resmî döviz rezervleri, bir gün eğer dış ödeme zorluklarıyla karşılaşılması durumunda, merkez bankasının gözetiminde olan ve kullanıma hazır durumdaki dış varlıkları olarak tanımlanabilir. Takdir edersiniz ki, kullanıma hazır kelimesi oldukça kritik. Yukarıdaki paragraftan da anlaşılacağı üzere, TCMB’nin brüt döviz ($58,9 milyar) ve altın ($39,8 milyar) rezervlerinin toplamı 98,7 milyar dolar seviyesinde olup, acil bir durumda kullanılabilir rezervler ise altından ziyade brüt döviz rezervleridir.

Şimdi brüt döviz rezevlerinin de nelerden oluştuğuna bakalım. 58,9 milyar doların içinde yaklaşık olarak 22,9 milyar dolar büyüklüğünde yabancı ülke merkez bankaları ile yapılan swap işlemleri, 11,7 milyar dolar büyüklüğünde Hazine’nin döviz mevduatı bulunuyor (her an Hazine’ye lazım olabilir). IMF’nin SDR imkânının da 7,4 milyar dolara tekabül ettiğini ve sadece rezervleri güçlendirdiğini not edelim. Bu 3 kalemin toplamını brüt rezervlerden düşersek geriye 58,9 – 22,9 – 11,7 – 7,4 = 16,9 milyar dolar kalıyor.

Şimdi analizimize başlayalım. Elde kalan kullanılabilir dövizin 16,9 milyar dolar olduğunu hesapladığımız göre, Türkiye’nin Mayıs ve Haziran ayında 18,8 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğini not ederek, manşetimizdeki kuralı hatırlayalım. Rezervlerin ideal miktarını ölçmede kriter olarak IMF Guidotti – Greenspan kuralını kullanıyor. Kurala göre, merkez bankasının sahip olduğu brüt döviz rezervleri ve altın rezervlerinin toplamının, ülkenin vadesine bir yıl kalmış olan dış yükümlülüklerine eşit olmasını öngören kuraldır. Bir yıllık süre içerisinde, dış yükümlülüklerin yenilenememesi halinde, o ülkeye dış kaynak girişinin devam edebilmesi için bu eşitlik önemlidir. Bu denklemin sonucunun en az yüzde 100 çıkması gerekiyor. İdeal olan sonuç ise yüzde 150 olarak tanımlanıyor.

IMF kritere göre, brüt döviz ve altın rezervleri 98,7 milyar dolar ; vadesine 1 yıldan daha kısa süre kalan dış borç stoku ise 182,3 milyar dolar olduğuna göre, denklemin sonucu 98,7 / 182,3 = %54. Demek ki TCMB’nin brüt rezervleri %100’lük minimum gereksinimin oldukça altında bulunuyor. Hesaplamayı uluslararası rezervlerin ithalata göre ölçülmesi şeklinde de uzatabilirdik. Aşağıdaki grafikte de kapsamlı bir şekilde görülebileceği üzere, TCMB’nin brüt döviz rezervleri ($58,9 milyar) 3 aylık ithalatı ($90,6 milyar dolar) da karşılamada yetersiz kalıyor. Normal şartlarda CDS risk priminin kitabi anlamda ne olduğunu bu bültenin satırlarında sıklıkla ele aldık. Geçen hafta 900 seviyesini deviren ve 2008 küresel kriz döneminin de ötesine geçen yabancı indinde Türkiye’nin risk algısının neden bu kadar yükseldiğini de dolaylı yoldan ele almış olduk.

Rezerv yeterlilik sorusuna cevap verdiğimize göre, dönelim küresel mali piyasalara. Dün İngiltere’de açıklanan Haziran ayı manşet TÜFE enflasyonu %9,4 ile son 40 yılın zirvesine yükseldi. Öte yandan, Avrupa’da artan gaz krizi kaygıları, İtalya’da hükümet krizi ve ABD’de 2 yılın dibinde gelen konut satış rakamları (hızla yükselen faiz oranları ve rekor düzeyde yüksek satış fiyatları) bir miktar moralleri bozdu. Karamsar verilerin ön plana çıktığı günlerde yani risk off modu – riskten kaçınma eğilimi tırmandığında doların da değer kazandığını görüyoruz. EUR ve GBP’nin sırası ile 1,02 ve 1,20 seviyelerinin altına gerilediğini not edelim. İngiltere’nin emin adımlarla çift haneli seviyelere yürüyen enflasyon ardından 50 baz puan faiz artırımına gideceğine yönelik beklentiler artarken, ekonomik anlamda yüksek faizin getireceği durgunluk riski Sterlin üzerinde baskı kuruyor.

Neyse ki, gece geç saatlerde açıklanan Tesla’nın olumlu bilançosu (kâr rakamları tahminleri aşarken, araç üretim rekoru kırıldı) borsaların yüzünü güldürmeye yetti. Nasdaq olumlu anlamda ayrışarak geceyi %1,6 yükselişle tamamladı. Bu arada not düşelim ki, Tesla, bitcoin alımlarının yaklaşık %75’ini fiat para birimine dönüştürerek bilançosuna yaklaşık 1 milyar dolar nakit eklediğini gördük. Kripto paralarda son günlerde yaşanan yükseliş dikkat çekiyordu. Bu haber, Bitcoin’in yükselişini de sekteye uğrattı. Amiral gemi Bitcoin’de yükselişin devam edebilmesi için, aşağıdaki grafikte de görülebileceği üzere 28,800 dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış bekliyoruz (güvenli alım).

Altın ve gümüş cephesinde uzun bir süredir beklediğimiz aşağı yönlü hareket ivme kazandı. AB diplomatları, Rusya’ya Ukrayna’yı işgali nedeniyle uygulanacak yeni yaptırımlar üzerinde anlaşırken, Brüksel’deki görüşmelerden sızan bilgiye göre, yaptırımların daha fazla kurum ve kişinin yanı sıra Rusya’nın altın işlemlerini de hedef alacağı öne sürüldü. Dün akşam altının ons fiyatı haftalar önce ön plana çıkardığımız 1,685 doların kıyısına kadar geldi. Devam mı tamam mı sorusuna cevap vermek için kenarda bekleyip haftalık kapanışı göreceğiz. Gümüş tarafında ise, 18,60 dolar hedefimizin gerçekleşmesi ardından, söz konusu seviye de fren görevi üstlenemezse, daha da aşağı 16 dolar seviyesinin dipleri teknik mânâda radar menziline girecektir.

Uzunca bir süredir dünyadan ayrı bir seyir izleyen Türk mali piyasalarında TL zayıf seyrini devamlı bir şekilde korurken, enflasyondan kaçan yerel yatırımcılar ise borsayı güvenli limanı edası ile yukarıya taşıyor. USDTRY kuru dün gün boyunca 17,60 seviyelerinde salınıp gece bir ara 17,70 seviyesinin kıyısına kadar yükselirken, BİST100 endeksi günü %0,9 yükselişle tamamladı. Kur cephesinde (uygulanan para politikası nedeniyle) riski yukarı yönlü görüyoruz.

Bugün gözler saat 15:15’de 2008 yılından bu yana ilk kez faiz artıracak olan Avrupa Merkez Bankası’nda (ECB) olacaktır. Piyasa beklentisi 25 baz puan olsa da, enflasyon tehdidine karşı 50 baz puan artış ihtimali de gündemde sıcaklığını koruyor. ECB Başkanı Lagarde KKTC saati ile 15:45’te mikrofon karşısında olacak. Günün bir diğer önemli gelişmesi -normal şartlarda- TCMB’nin Temmuz ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı olması gerekirken, para politikasında yaşanan kredibilite kaybı nedeniyle toplantıya atfedilen önem de yok denecek kadar az! PPK kararı KKTC saati 14:00’te açıklanacak. Faizlerin %14 seviyesinde sabit tutulması öngörülüyor.

Yeni gün başlangıcında, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde düşüşler görülüyor. Asya piyasalarında da hava kararsız. Gösterge endeks Tokyo ve Şangay borsaları hafif de olsa gerilerken, Kore ve Tayvan borsalarında hafif de olsa yükselişler göze çarpıyor. Japonya’da yüksek enerji ve diğer emtia maliyetlerinin ithalatı artırması, keskin bir şekilde düşen yen ve küresel enflasyondan kaynaklı Haziran ayında üst üste 11 aydır ticaret açığı görülüyor. Gözler ayrıca, dişe diş göze göz, Avrupa ile Rusya’nın bilek güreşini takip ediyor. Yıllık bakımın bugün sona ermesi beklenen Kuzey Akımı 1 boru hattında (Rusya’dan Avrupa’ya gaz taşıyan) gözler gaz akışının hangi kapasitede verileceğinden olacaktır. Avrupa cephesini sert bir kışın beklediği oldukça aşikâr.

 

 

 

iktisatbank.com

BAKMADAN GEÇME

  • Google algoritması Türkiye’de tartışma yarattı!

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda Google’ın algoritma değişiklikleri tartışıldı. Muhalefet, bağımsız medya kuruluşlarının görünürlüğünün kasıtlı olarak azaltıldığını savundu.

  • Döner fiyatını da valilik belirliyor!

    Erzincan’da et dönerin 100 gramlık porsiyonunun 320 TL’ye satılması kamuoyunda büyük tepki topladı. Valilik devreye girdi, fiyat 290 TL’ye indirildi.

  • Kızılay’ın cirosu 9,7 Milyar TL’ye ulaştı: Yardım kurumu mu, holding mi?

    Çadır satışıyla eleştirilen Kızılay, ticari faaliyetlerini artırarak 2024’te 9,7 milyar TL ciroya ulaştı. Müteahhitlikten içeceğe kadar 14 farklı şirketle faaliyet gösteren kurumun şeffaflık konusunda da geri adım attığı dikkat çekti.

  • Bill Gates servetinin %99’unu bağışlıyor: “Zengin ölmeyeceğim!”

    Microsoft’un kurucusu Bill Gates, servetinin %99’unu önümüzdeki 20 yıl içinde bağışlamayı planladığını açıkladı. Gates Vakfı 2045’te faaliyetlerini sonlandıracak.

  • Sanayi üretiminde bahar canlanması!

    Mart ayında sanayi üretimi hem aylık hem yıllık bazda artış gösterdi. Madencilik ve imalat sanayi yükselişe geçerken, enerji üretiminde düşüş yaşandı.

  • Enerjisa Üretim’den 2.5 milyar dolarlık yenilenebilir enerji hamlesi

    Türkiye'nin en büyük özel elektrik üreticisi Enerjisa Üretim, 30. santralini devreye aldı. Uygar RES’in tamamlanmasıyla Türkiye’nin ikinci en büyük rüzgâr santrali devreye girecek. Şirket, 11 ülkeye hizmet verirken 2.5 milyar dolarlık dev yatırım planını sürdürüyor.

  • Özgür Özel: “19 Mart süreci Türkiye’yi paralize etti, KOBİ’ler iflasa sürüklendi”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sanayi Odası ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalarda 19 Mart sonrası yaşanan ekonomik gelişmelere sert tepki gösterdi: "Türkiye'yi ayakta tutan sağlam kolonlar nefes alamıyor."

  • Aracı Kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?  Yükseliş sürebilir

    Genel bir değerlendirme yaptığımızda, son dönemde  sergilediği zayıf seyirle 9,000 bölgesine kadar savrulan  piyasada, dün itibarıyla bu kritik destekten yukarı yönde bir  toparlanma çabası daha başlamış durumda. Yaşanan  yükseliş hareketinin, son dönemkilerden farklı olarak, daha  homojen bir şekilde farklı sektör endekslerine yansımış  olmasını, hareketin devamı açısından cesaret verici olarak  görüyoruz.

  • Dövize kaçış bitti, TCMB rezervleri yükselişe geçti

    2 Mayıs haftasında swap hariç net rezervlerde 2,9 milyar $’lık azalış, yurtdışı yerleşiklerin 1,2 milyar $’lık DİBS satışı ve DTH’lardaki 825 milyon $ azalış öne çıkıyor. Ayrıca, TCMB Analitik Bilanço verilerine göre, swap hariç rezervlerde 7 Mayıs itibariyle 4,2 milyar $’lık artış olduğunu hesaplıyoruz. Haftalık hareketleri şöyle sıralayabiliriz:

  • SABAH Analizi: Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, Bitcoin kükredi, dolar toparladı!

    ABD-İngiltere ticaret antlaşması piyasalar moral verdi. Bitcoin, dolar ralliye geçti

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

Benzer Haberler