Sosyal Medya

Döviz

Enflasyon Raporu ve Kavcıoğlu’ndan inciler: Yeni para politikasını tanıyalım

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2022 yılının ilk Enflasyon Raporu sunumunu gerçekleştirdi. HMB Nebati’nin politika faizini etkisizleştirdik açıklamasından sonra fazla da…

Enflasyon Raporu ve Kavcıoğlu’ndan inciler: Yeni para politikasını tanıyalım

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2022 yılının ilk Enflasyon Raporu sunumunu gerçekleştirdi. HMB Nebati’nin politika faizini etkisizleştirdik açıklamasından sonra fazla da merakla beklenmeyen son Rapor, Kavcıoğlu’nun sorular kısmında verdiği cevaplarla yine ilgi çekmeyi başardı.

Kavcıoğlu’nun bugünkü açıklamalarından sonra netleşen Türkiye’de kanunda yazılan Enflasyon Hedeflemesi tamamen sona erdirildiği. Bir kanun değişikliğine gerek dahi görmeden, merkez bankası özerkliği de beraberinde biterken TCMB’nin 2001 krizi öncesindeki gibi hükümetin bir uzantısı haline döndürüldüğü.

Kavcıoğlu’nun açıklamaları arasında “yerinde hedefli ve ucuz finansmanı sağlayarak, üretimi, istihdamı ve yatırımı destekleyecek ve istihdamı artıracağız, bu kanunda da mevcut, hükümete yapacağımız en önemli desteklerin başında geliyor” sözleri yeni para politikası çerçevesinin de tanımı niteliğinde.  Bu şekilde parasal destekle yüksek enflasyon-seçim sürecinin birleşiminin oldukça tehlikeli olduğunu ve TCMB’nin beklediği %23 TÜFE enflasyonunu daha zora sokacağı konusunda uyarmak gerek.

Kavcıoğlu’nun haberini verdiği kamu bankaları kaynaklı kredi genişleme ile birleştiğinde enflasyonun varacağı aşamaları hep birlikte izleme imkânımız olacak: “Sadece TCMB’nin sağladığı imkanlar bu işe yetmez, bütün bankacılık sektörünün de bu işe girmesi lazım, daha düşük oranda kredileri finanse etmeleri gerekiyor.”

Rapor’da yer alan “Politika Gözden Geçirme Sürecinde Liralaşma Stratejisi” ise ayrıca bahsetmeye değer nitelikte. TCMB’ye göre KKM “modeli” ile kurun enflasyona olan etkisi sıfırlanmış olacak.  Enflasyonla mücadelede en ön sırada yer alan Banka KKM’yi enflasyonun indirilmesinin en önemli ayaklarından biri olarak değerlendiriyor. Buna “liralaşma” derken de enflasyonun üzerinde olumlu etki göstermesini, dezenflasyon sürecinin bu sayede hızla devreye gireceğine inanıyor.  TL’de kalan mevduatı da dolara endekslediklerini, riskin Hazine’ye aktarıldığını ve artacak kamu açıklarıyla enflasyonun yeninden kısır döngüye gireceğine değinmiyor.  Ya da bilmiyor.

Sunumda Merkez Bankası’nın enflasyon tahminleri beklendiği gibi yukarı yönlü bir şekilde yenilendi. 2022 yıl sonu için %11,8 olan enflasyon tahmini 11,4 puan artışla %23,2’ye yükseltildi. 2023 yılı sonunda ise bir önceki raporda %7 olarak tahmin edilen enflasyon %8,4 seviyesine yükseldi. Aşağıdaki grafikten anlaşılacağı üzere, TCMB TÜFE enflasyonunun %55 civarına yükselmesinin ardından muhtemelen TL’de değer kaybını engelleyeceğine inanarak sene sonunda baz etkisi ile %23 gibi neredeyse yarı seviyeye dönüş bekliyor.  Fed’in para politikasını sıkılaştırmada iyice ilerleyeceği 2023 yılında %8,2’ye mucizevi şekilde inmesinin ardından yine %5’e ulaşılacağına dair güven bekliyor.

Kavcıoğlu’nun açıklamaları içinde dikkat çeken ve tabi inandırıcı olmaktan çok uzak duran sözleri de doların TL karşısında düşüş gösterdiği 20 Aralık gecesi ise “tek bir kuruşun satılmadığı” iddiası. Diğer bir ilgi çekici ve gülümseten açıklaması da TL’deki değer kaybının faiz indirimlerinden kaynaklanmadığını söylemesi. Bu durumda geriye kalan neden dış güçler olurken, döviz talebinin negatif reel faiz ve yanlış para politikasından kaçan yerlilerden geldiğini hatırlatalım kendisine.

Son olarak da Başkan ” ihracatın içerisinde ithalatın payı bize göre %25 -%30 ancak biz yanlış bir algıyla tüm ticareti Dolara endekslemiş durumdayız.” sözleri hakkında söylenebilecek dış ticaret verilerinden bu oranın desteklenmediği.

Kavcıoğlu’nun konuşmasında öne çıkanlara bakalım:

“Son rapordan bugüne dek varyantlara ilişkin risklerin canlı kalması bazı ülkelerde 2022 büyüme görünümünü olumsuz etkiledi.

Küresel iktisadi faaliyet üzerindeki risklerin sınırlı olduğunu değerlendiriyoruz, Türkiye’nin dış talep görünümü olumlu seyrini korumaktadır.

Doğalgaz fiyatları yüksek seyrediyor.

Küresel enflasyonda dikkat çeken artışlar gözleniyor. Dünya genelinde manşet ve çekirdek enflasyon hız kazandı.

Enflasyonun etkileri merkez bankaları tarafından yakından takip ediliyor. Gelişmiş ülke merkez bankaları arasındaki söylem ayrışması artıyor.

Gelişmekte olan ülkelere portföy girişleri olduğunu gözlemliyoruz. Portföy akımları hala salgın öncesi seviyelere ulaşamadı.

Çin dışındaki hisse senedi piyasalarına da girişler olduğu, Türkiye’ye yönelik sermaye girişleri Kasım ayında devam ederken, Aralık ayında çıkış gözlendi.

Türkiye’de iktisadi faaliyet 3. çeyrekte kuvvetli seyrini sürdürdü. Türkiye OECD ülkeleri arasında net ihracatın büyümeye en fazla katkı yaptığı ülkeler arasında yer aldı.

Aşılamanın hızlanması küresel ekonomideki toparlanma sürecini destekliyor. Dış talebin iktisadi faaliyete katkısı artıyor. Vaka sayılarında artış gözlense de izolasyon tedbirleri küresel ölçekte daha gevşek uygulanıyor.

Daha gevşek önlemler turizm faaliyetindeki toparlanma eğiliminin belirginleşmesinde önemli rol oynadı.

Türkiye’nin büyüme öngörüleri bir miktar aşağı yönde güncellendi.

Kartla harcama verilerine göre salgından daha çok etkilenen hizmet sektörlerinde artış oranlarının daha yüksek olduğunu görüyoruz.

Anket verileri firmaların yatırımlarını artırma eğiliminde olduğunu gösteriyor. İlave kapasite ihtiyacının önümüzdeki dönemde de yatırım talebini destekleyecek bir unsur olduğunu değerlendiriyoruz. Uzun vadeli TL finansman imkanları yatırımlar için önemli.

Yüksek frekanslı veriler işgücündeki toparlanmanın iktisadi faaliyetle uyumlu görünüm sergilediğini gösteriyor.

Önümüzdeki dönemde istihdam artışının devam edeceğini öngörüyoruz.

Hizmet gelirleri salgın öncesi seviyelerine ulaştı.

4. çeyrekte yıllık kredi büyümesi tarihsel ortalamalara yakınsadı. Ticari kredilerdeki gelişmeyi önemsiyoruz.

TL’yi öncelikleyen geniş kapsamlı bir gözden geçirme süreci yürütüyoruz.

Gıda enflasyon tahminimizi yüzde 24,2 olarak güncelledik.

Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; bir süredir küresel emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktaydı.

Son aylarda ise bunlara ek olarak, döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları önemli rol oynadı.

Fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlar ile birlikte, sağlıksız fiyat oluşumlarının zemini ortadan kaldırılmıştır.

Fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımların sonuçlarına ek olarak, arz-talep uyumsuzlukları ve tedarik süreçlerindeki aksaklıkların kademeli olarak azalması ile önümüzdeki aylarda dezenflasyon sürecinin başlamasını öngörüyoruz.

Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir.

Enflasyonu artıran arz-talep uyumsuzlukları ve kapasite kısıtlarının ortadan kaldırılmasını ve cari işlemler dengesindeki eğilimin güçlenmesini önemsiyoruz.

Bu bağlamda, ticari ve bireysel kredileri yakından takip ediyoruz. Ekonomiye sağlanan kaynakların, etkin bir biçimde, amacına uygun faaliyetlere yönlendirilmiş olmalarını sürdürülebilir fiyat istikrarı için gerekli görüyoruz.

LİRALAŞMA STRATEJİSİ

“Liralaşma Stratejisi” TCMB’nin politika gözden geçirme sürecinin asli unsurlarından biridir.

“Liralaşma Stratejisi” yeni finansal ürünler, teminat çeşitlendirilmesi ve likidite yönetimi uygulamaları vasıtasıyla, Türk lirasının sistemdeki kullanımını merkeze alan bütüncül bir yaklaşımla oluşturulmaktadır.

Bu strateji kapsamında TCMB, bir dizi uygulamayı yakın zamanda hayata geçirmiştir.

2021 yılı Aralık ayında yabancı para ve altın mevduatların TL’ye dönüşümü desteklenerek, TL mevduat tercihinin güçlenmesi yönünde bir adım atılmıştır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tamamlayıcı ürünüyle birlikte döviz kurlarında oluşan sağlıksız fiyat oluşumlarının önü alınmıştır.

Para politikası aktarım mekanizması etkinliği açısından, fonlama miktarı, kullanılan araçlar, dağılım, vade ve teminat yapısı gibi likidite yönetiminin unsurları önem arz etmektedir.

Bu çerçevede, mevcut Türk Lirası likidite yönetiminin temel bileşenleri olan APİ ve swap işlemlerinin büyüklüğü, toplam fonlamadaki payları, imkân bazında dağılımı ve teminatlandırma yapısı “Liralaşma” stratejisi kapsamında gözden geçirilmektedir.

Reel sektöre finansal sistem tarafından sağlanan kredilerin belirlenmiş amaçlarına uygun kullanımı, söz konusu buluşmanın finansal istikrarı güçlendirmesi dolayısıyla Türk lirasının temellerinin sağlamlaştırılması açısından elzemdir.

Bu kapsamda, TCMB ihracatı ve yatırımları reeskont ve Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri (YTAK) yoluyla desteklemektedir. Bir yandan hedefli kredilerle ihracat ve cari dengeyi, yatırımları ve istihdamı destekleyerek; diğer yandan kredi büyümesini dengeli bir bileşimle istikrarlı kılacak adımları atarak fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde tesis edilmesine katkı sunacağız.

TCMB’nin politika gözden geçirme sürecinde liralaşma stratejisi çerçevesinde, yakın, orta ve uzun vadede devreye alınacak tüm uygulamaların odağı, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla finansal sistemin liralaşmasını sağlamak olacaktır.

20 Aralık’ta TCMB tek kuruş satmamıştır. Bireysel ve kurumsallar 20 Aralık’ta 2,25 milyar dolar sattı. Bilançoda rezervlerin düşmesine yönelik yorumlar yanlıştır. Rezervlerdeki düşüşte BOTAŞ’a yapılan döviz satışı etkili oldu. Rezervlerimizin yükseltilmesi yönündeki çalışmalarımız yoğun şekilde devam ediyor. BAE ile swap anlaşması yaptık. 1-2 ülke ile görüşmelerimiz devam ediyor.

Kur korumalı TL mevduatı modelimizle kurun enflasyona olan etkisi sıfırlanmış olacaktır. Enflasyonun indirilmesinin en önemli ayaklarından biri bu.

Liralaşma stratejisi enflasyonun üzerinde olumlu etki gösterecek. Dezenflasyon sürecini hızlı bir şekilde başlatacağız.

Kur korumalı mevduata DTH’lardan 4,7 milyar dolar dönüş oldu.

İç borçlanmada dövizle borçlanma diye bir şey söz konusu olmayacak.

BAKMADAN GEÇME

  • Google algoritması Türkiye’de tartışma yarattı!

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda Google’ın algoritma değişiklikleri tartışıldı. Muhalefet, bağımsız medya kuruluşlarının görünürlüğünün kasıtlı olarak azaltıldığını savundu.

  • Döner fiyatını da valilik belirliyor!

    Erzincan’da et dönerin 100 gramlık porsiyonunun 320 TL’ye satılması kamuoyunda büyük tepki topladı. Valilik devreye girdi, fiyat 290 TL’ye indirildi.

  • Kızılay’ın cirosu 9,7 Milyar TL’ye ulaştı: Yardım kurumu mu, holding mi?

    Çadır satışıyla eleştirilen Kızılay, ticari faaliyetlerini artırarak 2024’te 9,7 milyar TL ciroya ulaştı. Müteahhitlikten içeceğe kadar 14 farklı şirketle faaliyet gösteren kurumun şeffaflık konusunda da geri adım attığı dikkat çekti.

  • Bill Gates servetinin %99’unu bağışlıyor: “Zengin ölmeyeceğim!”

    Microsoft’un kurucusu Bill Gates, servetinin %99’unu önümüzdeki 20 yıl içinde bağışlamayı planladığını açıkladı. Gates Vakfı 2045’te faaliyetlerini sonlandıracak.

  • Sanayi üretiminde bahar canlanması!

    Mart ayında sanayi üretimi hem aylık hem yıllık bazda artış gösterdi. Madencilik ve imalat sanayi yükselişe geçerken, enerji üretiminde düşüş yaşandı.

  • Enerjisa Üretim’den 2.5 milyar dolarlık yenilenebilir enerji hamlesi

    Türkiye'nin en büyük özel elektrik üreticisi Enerjisa Üretim, 30. santralini devreye aldı. Uygar RES’in tamamlanmasıyla Türkiye’nin ikinci en büyük rüzgâr santrali devreye girecek. Şirket, 11 ülkeye hizmet verirken 2.5 milyar dolarlık dev yatırım planını sürdürüyor.

  • Özgür Özel: “19 Mart süreci Türkiye’yi paralize etti, KOBİ’ler iflasa sürüklendi”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sanayi Odası ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalarda 19 Mart sonrası yaşanan ekonomik gelişmelere sert tepki gösterdi: "Türkiye'yi ayakta tutan sağlam kolonlar nefes alamıyor."

  • Aracı Kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?  Yükseliş sürebilir

    Genel bir değerlendirme yaptığımızda, son dönemde  sergilediği zayıf seyirle 9,000 bölgesine kadar savrulan  piyasada, dün itibarıyla bu kritik destekten yukarı yönde bir  toparlanma çabası daha başlamış durumda. Yaşanan  yükseliş hareketinin, son dönemkilerden farklı olarak, daha  homojen bir şekilde farklı sektör endekslerine yansımış  olmasını, hareketin devamı açısından cesaret verici olarak  görüyoruz.

  • Dövize kaçış bitti, TCMB rezervleri yükselişe geçti

    2 Mayıs haftasında swap hariç net rezervlerde 2,9 milyar $’lık azalış, yurtdışı yerleşiklerin 1,2 milyar $’lık DİBS satışı ve DTH’lardaki 825 milyon $ azalış öne çıkıyor. Ayrıca, TCMB Analitik Bilanço verilerine göre, swap hariç rezervlerde 7 Mayıs itibariyle 4,2 milyar $’lık artış olduğunu hesaplıyoruz. Haftalık hareketleri şöyle sıralayabiliriz:

  • SABAH Analizi: Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, Bitcoin kükredi, dolar toparladı!

    ABD-İngiltere ticaret antlaşması piyasalar moral verdi. Bitcoin, dolar ralliye geçti

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

Benzer Haberler