Sosyal Medya

Döviz

Bakanlık ve TCMB, hangi yetkiyle ihracatçıyı SWAP’a zorluyor!?

Av. Mehmet GÜN Daha İyi Yargı Derneği Başkanı İhracatının yaklaşık %70’i ithalata dayalı olan iş dünyası, ekonomi yönetimine güvensiz olmasının ötesinde…

Bakanlık ve TCMB, hangi yetkiyle ihracatçıyı SWAP’a zorluyor!?

Av. Mehmet GÜN
Daha İyi Yargı Derneği Başkanı

İhracatının yaklaşık %70’i ithalata dayalı olan iş dünyası, ekonomi yönetimine güvensiz olmasının ötesinde bu aralar oldukça kızgın ve şaşkınlık içinde.

Merkez Bankası’nın “ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin husus ve esasları düzenleyen genelgesinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın talimatı üzerine değişiklikler yaparak bakanlığın 31.12.2021 tarihli talimatı gereğince 3 Ocak 2021’den itibaren %25, 15.04.2022 tarihli talimatı üzerine 18 Nisan 2022 tarihinden itibaren %40 oranında ihracat dövizlerinin Merkez Bankası’na, bankanın belirlediği kurdan satma zorunluğu getirmiş olması bardağı taşıran son damla gibi görülmekte.

İhracat bedellerinin %25’ini Merkez Bankası’na satma zorunluğu ilk getirildiğinde itiraz etmeyerek durumu kabullenmiş gibi görünen iş dünyası bu oranın %40’a çıkarılması üzerine oldukça rahatsız olmuş durumda. Ankara’da resmi kapıları aşındıran, bu karardan dönülmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ve diğer ilgililere dil döken iş dünyası kendi içinde kızgın. Bir kesimi ise ihracat dövizini satarken ve en azından ithalat için döviz alırken zarar görmelerini önleyecek bir ara yol bulma derdinde.

ihracatçıların Merkez Bankası’na satmak zorunda olduğu dövizi sattığı kur üzerinden geri almasını sağlayan bir formüle yönetimin evet diyebileceği konuşulmakta. Öyle yapılırsa ihracatçı; ithalat yapmak istediğinde sattığı döviz karşılığında aldığı TL ile Kur Korumalı Mevduatta benzer bir şekilde aynı miktarda dövizi geri satın alabilecek.

SWAP anlaşmalarında da öyle oluyor başka ülke merkez bankalarına bir miktar TL vererek döviz ödünç alınıyor, verilen TL iade edilirken ödünç alınan dövizi iade ediliyor.

Yani işin özünde Merkez Bankası ihracatçıları SWAP yapmaya zorluyor.

Can havli içindeki iş dünyası; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ve Merkez Bankası’nın yetkisini sorgulamıyor; yargıya gitmeyi, hukuktan yardım almayı düşünmüyor.

Merkez Bankası 2018 tarihli İhracat İşlemlerine Dair Genelge’nin 12. maddesine dayanarak Bakanlığının talimatı doğrultusunda ihracat bedellerinin %40’ının merkez bankasına satılmasını istiyor. Fakat ne bakanlığın ne de Merkez Bankası’nın buna karar verme yetkisi yok… 

Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’ın “İhracat” başlıklı 8. maddesine göre “ihracat bedellerinin tasarrufu serbesttir. Bakanlık, ihtiyaç duyulması halinde ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkilidir.  İşte sadece bu kadar!..

Meşhur 32 Sayılı Karar’ın “Yetki” başlıklı 20. maddesine göre: “Bakanlık […] haklı ve mücbir sebeplerin varlığı halinde döviz getirme sürelerini uzatmaya ve döviz getirme zorunluluğunu kısmen veya tamamen kaldırmaya, kararda görülen miktarları değiştirmeye ve miktar belirlemeye yetkilidir.” İşte sadece bu kadar!..

Bu çerçevede Bakanlık, İhracat Bedelleri Hakkında çıkarmış olduğu 2018-32/48 sayılı tebliğin 12. maddesinde Merkez Bankası’na “söz konusu tebliğin uygulanmasına yönelik olarak Bakanlıkça belirlenecek usul ve esasların ilan edilmesi, yani sadece bakanlığın kararını duyurmak için ilan etme görevi vermiş bulunmakta. Zaten Bakanlık, kendi yetkisini devredemediği gibi yetkili olmadığı bir konuda Merkez Bankasına görev ve yetki verme yetkisi bulunmamakta.

32 sayılı Kararın “İhracat” başlıklı 8. maddesinde “ihracat bedellerinin tasarrufu serbesttir” denilmiş olup Bakanlığa “sadece” ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin düzenleme yapma yetkisini verilmiş; bir kısmının satılmasına karar verme yetkisi bulunmamaktadır.

Görüleceği üzere Merkez Bankası’nın da ihracat bedellerinin bir kısmının Merkez Bankası’na satılması veya Türk Lirası’na çevrilmesine karar verme yetkisi yoktur. Merkez Bankası’nın görevi 32 sayılı Karar’ın 23. maddesinde belirtilen bankalar, yetkili müesseseler, aracı kurumlar düzenlenen “Döviz alım ve satım belgeleri ile Türk Parası Transfer Belgeler” ile ilgili usul ve esaslar Merkez Bankası’nca düzenlemekten ibarettir.

Hal böyle iken bakanlık ve TCMB’na yönelik şu sorular olumlu cevaplamak mümkün müdür?

– Bakanlık hangi yetkiyle böyle bir tebliğ çıkarılmasını istemiştir?

– Bakanlık; böyle bir karar alma yetkisi olduğu düşüncesinde ise bunu niçin kendisi çıkarmamış, Resmi Gazete’de ilan etmemiş; hangi sebeple yetkili ve görevli olmayan Merkez Bankası’nın çıkarmasını istemiştir?

– Bakanlık hangi yetkiye dayanarak Merkez Bankası’na böyle bir genelge çıkarma talimatı vermiştir?

– Merkez Bankası, bakanlığın yetkili olmadığı 32 sayılı Karar’a uyarsız bir talimatı ne sebeple kabul etmiştir?

– Aynı şekilde Merkez Bankası, görevi ve yetkisi olmadığı halde hangi yetkiye dayanarak böyle bir tebliğ çıkarmıştır?

32 Sayılı karar ile ihracat bedellerine dilediği şekilde tasarruf etmek serbest bırakılmış iken yetkileri bu kararın formalitelerini uygulamak ve düzenlemekten ibaret olan Hazine ve Bakanlığı ile Merkez Bankası’nın ihracat bedelinin %40’ını Merkez Bankası’na, üstelik de Merkez Bankası’nın belirleyeceği kurdan satmaya zorlayarak ihracatçıları bir nevi SWAP yapmaya zorlaması hukuka uyarsızdır.

Merkez Bankası’nın piyasa işlemlerine kendi fiyatını empoze ederek müdahale etmesi de ihracatçıları zarara uğratması da haksız ve hukuka uyarsızdır. Öte yandan ihracatçılara döviz alışında kur koruma garantisi verilmesi de vergilerin bir kesimin menfaatine kullanılması yönüyle Anayasa’nın eşitlik ilkesine de aykırıdır.

Daha da önemlisi, Bakanlığın ve Merkez Bankası’nın 32 sayılı karara uyarlığı tartışmalı kararlar alması ve yöntemler izlemesi piyasaların güvensizleşmesine, ekonominin güç kaybetmesine ve topyekûn refahın düşmesine neden olmaktadır.

Bu bariz esas ve usul hatasından bir an önce dönülmesi sadece ihracatçıların değil, ülkemizin ve hepimizin yararına olacaktır.

Dünya

BAKMADAN GEÇME

  • Google algoritması Türkiye’de tartışma yarattı!

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda Google’ın algoritma değişiklikleri tartışıldı. Muhalefet, bağımsız medya kuruluşlarının görünürlüğünün kasıtlı olarak azaltıldığını savundu.

  • Döner fiyatını da valilik belirliyor!

    Erzincan’da et dönerin 100 gramlık porsiyonunun 320 TL’ye satılması kamuoyunda büyük tepki topladı. Valilik devreye girdi, fiyat 290 TL’ye indirildi.

  • Kızılay’ın cirosu 9,7 Milyar TL’ye ulaştı: Yardım kurumu mu, holding mi?

    Çadır satışıyla eleştirilen Kızılay, ticari faaliyetlerini artırarak 2024’te 9,7 milyar TL ciroya ulaştı. Müteahhitlikten içeceğe kadar 14 farklı şirketle faaliyet gösteren kurumun şeffaflık konusunda da geri adım attığı dikkat çekti.

  • Bill Gates servetinin %99’unu bağışlıyor: “Zengin ölmeyeceğim!”

    Microsoft’un kurucusu Bill Gates, servetinin %99’unu önümüzdeki 20 yıl içinde bağışlamayı planladığını açıkladı. Gates Vakfı 2045’te faaliyetlerini sonlandıracak.

  • Sanayi üretiminde bahar canlanması!

    Mart ayında sanayi üretimi hem aylık hem yıllık bazda artış gösterdi. Madencilik ve imalat sanayi yükselişe geçerken, enerji üretiminde düşüş yaşandı.

  • Enerjisa Üretim’den 2.5 milyar dolarlık yenilenebilir enerji hamlesi

    Türkiye'nin en büyük özel elektrik üreticisi Enerjisa Üretim, 30. santralini devreye aldı. Uygar RES’in tamamlanmasıyla Türkiye’nin ikinci en büyük rüzgâr santrali devreye girecek. Şirket, 11 ülkeye hizmet verirken 2.5 milyar dolarlık dev yatırım planını sürdürüyor.

  • Özgür Özel: “19 Mart süreci Türkiye’yi paralize etti, KOBİ’ler iflasa sürüklendi”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sanayi Odası ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalarda 19 Mart sonrası yaşanan ekonomik gelişmelere sert tepki gösterdi: "Türkiye'yi ayakta tutan sağlam kolonlar nefes alamıyor."

  • Aracı Kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?  Yükseliş sürebilir

    Genel bir değerlendirme yaptığımızda, son dönemde  sergilediği zayıf seyirle 9,000 bölgesine kadar savrulan  piyasada, dün itibarıyla bu kritik destekten yukarı yönde bir  toparlanma çabası daha başlamış durumda. Yaşanan  yükseliş hareketinin, son dönemkilerden farklı olarak, daha  homojen bir şekilde farklı sektör endekslerine yansımış  olmasını, hareketin devamı açısından cesaret verici olarak  görüyoruz.

  • Dövize kaçış bitti, TCMB rezervleri yükselişe geçti

    2 Mayıs haftasında swap hariç net rezervlerde 2,9 milyar $’lık azalış, yurtdışı yerleşiklerin 1,2 milyar $’lık DİBS satışı ve DTH’lardaki 825 milyon $ azalış öne çıkıyor. Ayrıca, TCMB Analitik Bilanço verilerine göre, swap hariç rezervlerde 7 Mayıs itibariyle 4,2 milyar $’lık artış olduğunu hesaplıyoruz. Haftalık hareketleri şöyle sıralayabiliriz:

  • SABAH Analizi: Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, Bitcoin kükredi, dolar toparladı!

    ABD-İngiltere ticaret antlaşması piyasalar moral verdi. Bitcoin, dolar ralliye geçti

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

Benzer Haberler