Paraanaliz

Prof Dr Binhan Elif Yılmaz | IMF’NİN SON TAHMİNLERİ: 12 AY ÖNCESİNE GÖRE İYİMSER, 3 AY ÖNCESİNE GÖRE KÖTÜMSER

IMF’nin Ocak 2022 Dünya Ekonomik Görünümü (WEO) Raporu yayımlandı. Rapor başlığı, dünya ekonomisinin temel sorunlarını yansıtıyor: “Artan Vakalar – Kesintili İyileşme – Daha Yüksek Enflasyon”.

Rapora göre küresel ekonomi, yeni yıla beklenenden daha zayıf bir performansla girdi. Peki neye/ne zamana göre beklenen? Genellikle küresel ekonomiyi mercek altına alan uluslararası kuruluşların raporlarındaki öngörüler, üç ay/altı ay önce yayımladıkları raporlarla karşılaştırılır. Küresel ekonominin gözlemlenmesinde böyle vadeler kısa gibi düşünülse de, bir anda tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi göz önüne alındığında, hiç de kısa değil. O nedenle daha önceki raporların öngörülerine de bakmaya ihtiyacımız var.

Tam bir yıl önce, COVID-19 aşılamasında küçük adımlar atılmaya başlanmıştı. Ama virüsün varyantlarının 2021’in tamamında bu kadar zorlayıcı olacağına dair bilgiler tam değildi. Bir yıl boyunca tedarik zincirlerinde aksamalar, enerji sorunları, maliyetlerde artış, genişlemeci para ve maliye politikalarının ortaya çıkaracağı istikrarsızlıklar gibi riskler beklense de, risklerin boyutuna ve yayılım alanına ilişkin fikir birliği olmayınca, tahmin edilen küresel ekonomik büyüklükler sürekli revize edilmek durumunda.

IMF Ocak 2022 WEO raporunda, ABD için 2022 büyüme tahminini üç ay öncesine göre 1,2 puan aşağı yönlü revize ederek %4 olarak ilan etti. Oysaki aynı IMF, tam bir yıl önce ABD’nin 2022 büyüme oranını %2,5 gibi oldukça düşük bir oran olarak tahmin etmişti. Dolayısıyla ilk gözlemlenenin aksine Ocak-Ekim 2021 arasında 2,7 puan yukarı yönlü bir revizyon söz konusu aslında.

ABD’de 2021’in ilk üç çeyreğinde parasal genişleme ve enflasyonun geçiciliğine olan inanç büyümeyi ivmelendirirken, IMF de oldukça iyimser bir tahminle Ocak 2021’de 2022 büyüme tahminini Ekim’de 2,7 puan yükseltti. Fakat 2021’in son çeyreğinde FED’nin varlık alımlarını azaltacağı/durduracağının ilanı, devam eden tedarik sorunu ve enflasyonun kalıcılığının kabulü, büyüme tahmininin 1,2 puan düşürülmesinde etkili oldu.

IMF, Çin’in 2022 büyüme tahminini Ekim 2021’e göre 0,8 puan düşürerek %4,8 olarak öngördü. Fakat IMF’nin Ocak 2021 ve Ekim 2021’de Çin’in büyüme tahmini zaten %5,6 idi, 2021 son çeyreğe kadar değişiklik yapmamıştı. Çin’de 2021 son çeyrekte ortaya çıkan emlak sektörü batağı ve finansal stresi, sıfır COVID-19 kararlığının ekonomik aktiviteyi sınırlandırması, iç piyasaya yönelme kararına rağmen özel tüketimdeki toparlanmanın beklenenden düşük gerçekleşmesinin, 0,8 puanlık aşağı yönlü revizede payı çok yüksek.

Elbette ABD ve Çin’in ekonomisinde öngörülenin altında büyüme, küresel ekonomiye olumsuz sinyaller vermeye yetti. Sonuçta, 2022 yılı küresel büyüme oranının 2021 Ekim WEO raporundan daha düşük tahmin edilmesinin kökeninde, ABD ve Çin gibi iki büyük ekonomideki olumsuz beklentiler önem taşıyor.

IMF bu raporda, küresel büyümenin 2022’de %4,4’e düşeceğini (2021’deki %5,9’dan) öngördü. Ekim WEO 2021 raporunda çok daha iyimser olarak %4,9 olan tahminden, son çeyrekteki riskler kaynaklı 0,5 puanlık aşağı yönlü revizeye gitti. Zaten son çeyrekteki bu aşağı yönlü revizedeki en büyük pay, ABD ve Çin’e ait. Buradaki riskler de hemen hemen yukarıda yazdıklarım gibi.

Ancak bir ayrıntıya da dikkat çekelim; Ocak 2021 WEO raporunda 2022 küresel büyüme tahmini zaten %4,2 idi. Dolayısıyla 2021 Ocak ayından 2022’ye bakış zaten oldukça olumsuzdu.     

Peki bizleri bu yıl neler bekliyor? 2021 son çeyrekte belirgin hale gelerek gelişmiş/gelişmekte olan tüm ülkeleri ilgilendiren yeni Omicron COVID-19 varyantının ülkelerararası seyahat ve ticareti yavaşlatması, artan enerji fiyatları ve arz kesintileri, gıda, enerji, ücret fiyat baskıları derken tabanı giderek genişleyen ve yükselen enflasyon, tedarik zinciri aksamaları, devletlerin giderek artan borç stokları, IMF’nin 2022’ye ilişkin büyüme öngörülerini yeniden aşağıya doğru revize etmesine yol açacağa benziyor. Çünkü 2021’deki bu risklerin hiç biri ortadan kalkmadığı gibi, artan jeopolitik gerilimler, iklim acil durumu ve doğal afet olasılıkları gibi yeni tip riskler de gün geçtikçe diğerlerine eklenmekte.

Prof.Dr. Binhan Elif YILMAZ

bankavitrini.com

Exit mobile version