Sosyal Medya

Döviz

Erdal Sağlam: Dövizdeki yükseliş durdurulabilir mi?

Hükümet, dövizi frenlemek için kaç milyar dolar harcadı? Buna rağmen tutulamayan kurlardaki artış sürecek mi? Döviz alımını sınırlamak neye yol…

Erdal Sağlam: Dövizdeki yükseliş durdurulabilir mi?

Hükümet, dövizi frenlemek için kaç milyar dolar harcadı? Buna rağmen tutulamayan kurlardaki artış sürecek mi? Döviz alımını sınırlamak neye yol açabilir? Ucuz konut kredisinin maliyeti ne olacak?11 Mayıs 2022 Çarşamba 16:10

Ekonomi yönetimi bir yandan kamu bankaları kanalıyla döviz satarak kuru durdurmaya çalışırken, öte yandan da dövize erişimi kısıtlamak için, neredeyse her gün yeni bir karar çıkartıyor. Tüm bu çabalara rağmen Mayıs ayının ilk haftasında TL’nin değer kaybı yüzde 4’ü aştı.

Swap hariç net döviz rezervleri eksi 47 milyar dolara inmesine rağmen müdahale için çok yoğun döviz satışları devam ediyor. Bankacılık kaynakları geçtiğimiz Cuma günü 1,2 milyar dolar, Pazartesi günü 1,5 milyar dolar, Salı günü ise 2 milyar dolara yakın döviz satılarak kura müdahale edildiğini hesaplıyorlar. Buna karşılık Nisan’da bir ayda toplam 0,9’luk artışa karşılık, son üç gündeki TL’nin değer kaybı yüzde 4’ü aştı. Bu kayıp “artık kurları durdurmaya güçleri yetmediği” gerekçesiyle, önümüzdeki günlere ilişkin tedirginliği artırıyor. Bu arada piyasalarda, bayram tatili nedeniyle piyasanın kapalı olduğu günler ve hemen bayram ertesinde satılan döviz miktarının da 4 milyar doları aştığı konuşuluyor.

Dövize fren artık tutmuyor, peki neden?

Özet olarak geçtiğimiz haftadan bu yana kura müdahale için satılan döviz miktarının 8-9 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Buna karşılık  bu döviz satışlarının rezervlere etkisi ise henüz tam olarak netleşmedi. Geçtiğimiz hafta sonunda rezervde ciddi gerileme görüldüğü, bu haftaki satışların, yüzde 40’a çıkan ihracat döviz devirlerine bağlı olarak belirlenecek rezerv etkisinin ise hafta sonunda belli olması bekleniyor.

Amerikan Merkez Bankası (Fed) kararı sonrası dolar endeksindeki yükseliş tüm gelişmekte olan ülke para birimlerinde önemli değer kayıplarına yol açtı. Türkiye ekonomisinin ise kurların yükselmesine -Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının çıkaracağı büyük fatura nedeniyle- tahammülü yok. Bu nedenle kamu bankaları aracılığıyla müdahaleye devam ediliyor ama artık kurlar istendiği ölçüde frenlenemiyor.

Döviz erişimini kısıtlayıcı adımlar neye yol açıyor?

Bu nedenle döviz alımını kısıtlama çabalarına yoğunluk verilmeye başladı. Geçtiğimiz Salı günü Reuters, 3 ayrı banka yöneticini kaynak göstererek, BDDK ve Merkez Bankası’nın bankalardan, “kurumsal döviz işlemlerini saat 10.00 ile 16.00 arasında yapmalarını istedikleri” haberini yayımladı.

Araştırdığımızda bu isteğin Bankalar Birliği kanalıyla değil, tek tek bankalar aranarak sözlü olarak iletildiğini öğrendik. Aynı kurumlar geçtiğimiz hafta içinde de bankalardan dijital platformlarında hatırlı müşterilerine tanıdıkları döviz alım satım işlemlerini kapatmalarını istemişlerdi. Bankalar Birliği, müşterileri açısından sakıncalarını belirterek kararın kaldırılmasını istedi ama kabul edilmedi.

Aslında uzun süredir dövize talebi frenlemek için, bankalar ve büyük ithalatçılar bazında tek tek temasa geçilerek, döviz talebinin kontrol edilmeye çalışıldığını biliyorduk. Bankalardan, özellikle verdikleri kredileri döviz alımı yapılmasını engellemek için çok sıkı kontrol etmeleri isteniyor. Bu arada son günlerde iş çevrelerinden yoğun olarak “alacağımız dövize giderek daha fazla müdahale geliyor, üretim ve ticareti engellemeye başladı” şikayetleri gelmeye başladı.

Hükümetin “Cari fazla vereceğiz” vaadi tutacak mı?

Peki, ekonomi yönetimi, açıkça bir hukuki kısıtlama getirmeden, dövize erişimi kısıtlayan kararlarıyla bir sonuç alabiliyor mu? Bankacılar dövize talepte bulunanların bunu “öyle ya da böyle” temin edeceklerini, zaten bu durumun yaşandığını belirtiyorlar. Buna karşılık bazı bankacılar, bu yolla kurları tutmak mümkün olmadığı gibi, aksine bir etki yaratıldığı görüşündeler. Bu kararlar nedeniyle yayılan telaş havası nedeniyle, işletmelerin bir an önce döviz almak istediği, döviz talebinin öne çekilmesine bile neden olduğunu söylüyorlar.

Konuştuğumuz bankacılar, cari açığın küresel enerji ve emtia fiyatları nedeniyle çok büyüdüğünü, hükümetin “Cari fazla vereceğiz” demesine karşılık bu yıl sonunda en az 40 milyar dolarlık bir cari açık gerçekleşeceğini söylüyorlar. Ödenecek dış borçlar, küresel finansman imkanının iyice zorlaşmasına ek olarak artan cari açığın dövize talebi doğal olarak artırdığı görüşündeler. Hükümetin son “ucuz konut kredileri” kararı gibi, talebi artırarak ekonomiyi büyütecek yeni kararlar alması halinde cari açığın çok daha yüksek olacağı, bunun da kurlar üzerindeki baskının iyice artmasını beraberinde getireceği kesin.

Serbest piyasaya aykırı bu kararlar neye yol açar?

Ekonomi politikalarındaki yanlışlığın hâlâ kabul edilmediğini hatırlatan bankacılar; artan kur baskısına, faiz oranlarında yüklü artırımlar yapmadan karşı koymanın giderek imkansızlaştığı görüşünde. Faiz artışından artık umutlarını kestiklerini kaydeden bir bankacı, “Belli ki yanlışa devam edilecek; her geçen gün yeni dövize erişimi kısıtlama kararı bekler olduk” dedi.

Aslında serbest piyasa ekonomisinin işleyişine aykırı olarak nitelendirilen bu kararların, Türkiye’ye borç verenleri olumsuz etkilediği gibi, içerideki döviz paniğini artırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ekonomi yönetimi kur korumalı mevduat nedeniyle bozdurulan dövizler ile ihracatçı dövizlerini, şimdiye kadar kuru tutmak için harcadı ve bitirdi. Yeni bir döviz girişi ya da yüklü miktarda swap temin edilmediği sürece, sadece turizmden gelecek dövizlerle artan toplam döviz talebinin karşılanması mümkün görülmüyor. Kura müdahale için harcanabilecek rezerv miktarının da 30 milyar dolara kadar düştüğü biliniyor. Özetle; yeni döviz kaynağı yaratılamadığı ya da TL’nin değerini, yani faizleri artırıp dövize talep kısılmadığı sürece, önümüzdeki günlerde kurları tutmak mümkün olmayabilir.

KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – ERDAL SAĞLAM

BAKMADAN GEÇME

  • BBVA: Türkiye Sert Bir Duruş mu Yaşayacak?

    BBVA'nın güncel analizine göre, 2025 yılının ilk çeyreği, özellikle iç talebin etkisiyle güçlü bir büyümeye sahne oldu. Ancak Mart ayına ait üretim verileri, tüm temel sektörlerde zayıflama işaretleri gösteriyor. Nisan ayında ise güven endekslerinde hızlı bir bozulma gözlendi. Bu durum, Mart ortasında yaşanan iç siyasi belirsizliklerin ve Nisan ayında başlayan tarife krizinin, ekonomik faaliyetlerde sert bir ayarlamayı tetikleyeceği sinyalini veriyor.

  • SGK bildirdi! Yemek kartları marketlerde geçecek mi?

    Danıştay, milyonlarca çalışanı ilgilendiren önemli bir karara imza attı. İşverenlerin çalışanlara sunduğu yemek kartlarının SGK primi dışında tutulmaya devam edileceği açıklandı. Bu karar, iş dünyasında uzun süredir uygulanan yemek yardımı sistemine yasal güvence kazandırdı.

  • Atilla Yeşilada video: BofA borsaya operasyon mu yaptı? & Ekonomik krizi Erdoğan’ın ahtapotu getirir mi?

    Semih Sakallı'yla söyleşimde BofA'nın hisse satışı ana gündem maddesi oldu.  CHP'ye operasyonların genişlemesinin  önce siyasi, sonra da döviz krizine neden olabileceği anlattım.  Türkiye yol ayrımında, ya tüm derdi olanlara çare bir anayasa yazılacak, ya da Erdoğan Bahçeli ikilisi iyice sertleşip ana muhalefeti tümden  devreden çıkartma yoluna sapacak. Ekonomi ve piyasalar hakkında  bu yol ayrımı aşılmadan gerçekçi tahminler yapılamaz.

  • Gençler işsizlik sarmalında: Kadınlar en büyük kaybeden! Türkiye Avrupa’da birinci sırada

    Gizli İşsizlik Patladı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), 2025’in ilk çeyreğine ait istihdam raporunu yayımladı. Türkiye'de çalışma çağındaki 66 milyon kişiden sadece 22,3 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı çalışıyor. Yani toplumun çoğunluğu çalışıyor gibi görünse de ya kayıt dışı ya da güvencesiz işlerde.

  • TİM Başkanı net konuştu! Yüzde 50 ile çarklar dönmez

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yüksek faiz oranlarının sanayiye darbe vurduğunu belirterek, "Yüzde 50 faizle üretim yapılmaz. Paranızı faize koyun, uğraşmadan kazanın. Ama biz üretimi, ihracatı seçiyoruz" dedi.

  • FÖŞ’ten Günün Analizi:  Gelişen Piyasalara para girecek mi?

    Bu ikinci tecrübemde Gelişen Piyasalara bu yıl para girecek mi sorusuna cevap aradım.  Çünkü, Türkiye açısından döviz kuru ve dış finansman bağlamında en kritik soru bu.  Doğal olarak, Türkiye’nin kendine özgü şartları, örneğin Erdoğan’ın Kürtlerin sorunlarını çözen bir anayasaya CHP’yi de dahil edip etmeyeceği sorusu ve enflasyonun seyri de sıcak para girişini etkileyecek. Ama, benim tecrübeme göre, para girişlerini öncelikle o varlık sınıfına gösterilen küresel ilgi belirler.

  • Türkiye’nin market devi gençliğe göz kırptı! İndirim mağazasının ismi değişiyor

    Türkiye’nin dört bir yanındaki 4 bin 500 satış noktasıyla hizmet veren Tarım Kredi Marketleri, sürpriz bir kararla ismini değiştiriyor. Yeni dönemde açılacak mağazalar "KOOP" adıyla faaliyet gösterecek. Bu hamleyle sadece tabelalar değil, hedef kitle de değişecek. Mağaza gençlere göz kırptı.

  • İstanbul’dan sonra ilk! Şehire metrobüs geliyor

    Sakarya, İstanbul’dan sonra metrobüse kavuşan ikinci şehir olmaya hazırlanıyor. Şehir hastanesi ile gar meydanı arasında hizmet verecek 19,5 kilometrelik ve 13 duraktan oluşan metrobüs hattında çalışmalar hız kesmeden sürüyor.

  • Gözler o günde! Kritik rapor 22 Mayıs’ta açıklanacak

    Merkez Bankası yeni enflasyon tahminlerini açıklıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025’in ikinci Enflasyon Raporunu 22 Mayıs Perşembe günü kamuoyuna sunacak. Toplantı, İstanbul Finans Merkezi’nde saat 10.30’da başlayacak.

  • Masadan barış sinyalleri geldi! Rusya ve Ukrayna bin esiri takas edecek

    İstanbul Dolmabahçe’de gerçekleşen ve yaklaşık 1,5 saat süren kritik Rusya-Ukrayna görüşmesi sona erdi. Taraflar, bin kişiye karşılık bin kişi esir değişimi konusunda anlaşmaya vardı.

  • Büyük yatırım göçü başlıyor mu? Altın kan kaybetti bitcoin tahtı zorluyor

    Altın fiyatları, Kasım 2024'ten bu yana en kötü haftasını geçirirken; yatırımcı gözünü yeniden Bitcoin'e çevirdi. Altında son 6 ayın en sert düşüşü piyasaları sarstı.

  • Yatırımcı çıkmazda! Konut mu mevduat mı? Tek tek cevap verdiler

    Konut fiyatları dalgalı seyrini sürdürüyor. Merkez Bankası’nın faiz artışları sektörde yeniden durgunluğa neden oldu. Mevduat faizlerinin yüzde 50 seviyelerine çıkması, konuta olan talebi düşürdü. 7 milyon TL’lik bir konutu kiraya vermek yerine aynı parayı mevduata koymak, yaklaşık 3.5 milyon TL getiri sağlayabiliyor. Bu tablo yatırımcıları mevduata yönlendirdi. Peki, mevduat mı konut mu? Uzmanlar yanıtladı.

  • Fed de kemer sıkacak! Görev odaklı bütçeleme dönemi başlıyor

    ABD Merkez Bankası (Fed), kamu kaynaklarının daha verimli kullanılmasını hedefleyen kapsamlı bir yeniden yapılanma planını devreye alacak. Financial Times'ın ortaya çıkardığı iç yazışmalara göre, Fed Başkanı Jay Powell, önümüzdeki birkaç yıl içinde sistem genelinde iş gücünün yüzde 10 oranında azaltılacağını açıkladı. 

Benzer Haberler