Sosyal Medya

Döviz

CDS primi 900 puanı geçti, Türkiye iflasa mı sürükleniyor?

Türkiye’nin beş yıllık kredi temerrüt riski (CDS) primi 900 baz puana ulaştı. İktisatçılar ve siyasetçiler, iktidarı ülkeyi iflasa sürükledikleri konusunda…

CDS primi 900 puanı geçti, Türkiye iflasa mı sürükleniyor?

Türkiye’nin beş yıllık kredi temerrüt riski (CDS) primi 900 baz puana ulaştı. İktisatçılar ve siyasetçiler, iktidarı ülkeyi iflasa sürükledikleri konusunda uyarırken, Türkiye borç temerrüdüne düşme riski yüksek ülkeler arasında 20. sıraya yerleşti. Dış finansman bulmanın zorlaştığı ve maliyetlerinin arttığı bir dönemde CDS risk primini artıran etkenleri Prof. Dr. Mustafa Durmuş, Medyascope için değerlendirdi: “2022 ve 2023’ün resesyon yılları olacağı beklentisi var, sermaye hareketleri yavaşlamaya başladı.”

 

Hızla yükselmesiyle gündemde olan ve kredi iflas riskini gösteren CDS (Kredi Temerrüt Riski), Türkiye’nin çıkardığı, dolar cinsinden Eurobond tahvillerinin geri ödenmeme riskine karşılık yaptırılan sigortaya ödenen prim anlamına geliyor. CDS primlerinin 300 puanın üzerinde olması, uluslararası finans kaynakları için “çok riskli” olarak değerlendiriliyor. Bu durumda, ABD’nin yüzde 3 olan beş yıllık tahvil faizinin üzerine, 900 puan risk primine karşılık gelen yüzde 9 faizin eklenmesiyle, Türkiye’nin dolar cinsinden borçlanma maliyeti yüzde 12 oluyor.

 

Mayıs ayının ortasında 700 puanın, haziranda 800 puanın üstüne yerleşen ve dün (14 Temmuz) 900 puanı geçen CDS primindeki hızlı yükselişi, Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, Medyascope için yorumladı.

 

 

CDS primlerinin yükselmesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararını uygulamayan Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine hükmetmesi ve olası Suriye harekâtı gibi politik ve jeopolitik gelişmelerin etkili olduğunu ancak esas olarak iktisadi faktörlerin belirleyici rol oynadığını söyleyen Durmuş şöyle konuştu:

 

“2022 ve 2023’ün çok kötü yıllar olacağına işaret eden OECD ve IMF, yüksek enflasyonla mücadele için faiz oranları artırılmasının resesyonu tetikleyeceğini ve bir sorunu çözerken başka bir sorunu gündeme getireceğini, bu iki yıla resesyonun damga vuracağını söylüyor. Dünya ekonomisine dair beklentilerin kötüleşmesi, dolar/euro paritesinin dolar lehine değişmesi, dünyanın her yerinde faiz oranlarının yükseltilmesi dikkate alındığında, uluslararası sermaye hareketlerinin kötü bir şekilde etkileneceğini düşünebiliriz.”

 

Türkiye, iflas riski olan ülkeler arasında 20. sırada

 

Türkiye gibi ülkelere spekülatif, kısa vadeli kâr amaçlı sermaye girişlerinin yavaşlamaya başladığını ve sermaye çıkışlarının artacağını belirten Durmuş, “Bu noktada, Türkiye’nin CDS puanının çok büyük önemi var. ‘Ani duruş’ teorisine göre, bir ülkede göstergeler kötüleşmeye başlayınca uluslararası yatırımcılar, temerrüde düşme riski konusunda endişe duymaya başlarlar ve yatırımlarını durdururlar, azaltırlar. Bu durum, tam bir güvensizlik sorununa dönüştüğünde önce CDS primine yansır, şu anda Türkiye bunu yaşıyor” dedi.

 

Doğrudan borç temerrüdüyle ilişkili bazı göstergelerin de kötüleştiğine dikkat çeken Durmuş, Türkiye’nin dünyada ekonomileri arasında 23. sıraya gerileyerek, en büyük 20 ekonomiden oluşan G 20’den teknik olarak çıktığını ve borç temerrüdüne düşme olasılığı en yüksek olan ülkeler arasında 20. sıraya geldiğini söyledi. Bloomberg’in verilerine göre Visual Capitalist’in hazırladığı tabloda, temerrüde düşme riski için faiz, CDS primi, kamu borcunun ve faizin hasılaya oranı gibi göstergeler dikkate alınıyor.

 

 

Tabloda Türkiye’nin beş yıllık CDS primi 839 olarak gösterilse de dün (14 Temmuz) 900 puanı geçti ve bu sabah da 900’e yakın değerlerde. Durmuş, tabloda kamu borcunun hasılaya oranının yüzde 43,7 olmasına rağmen, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin Hazine’ye yükünün de ele alınması ve bu oranın aslında yüzde 50-60 arasında olması gerektiğini vurgulayarak, “Bu elbette bir-iki ay içinde borç temerrüdüne düşmez ama oraya doğru hızla gidiyor” diye ekledi.

 

Türkiye temerrüde düşerse ne olur?

 

Borç temerrüdüne düşme riski yüksek olan ülkeler arasında 20. sıraya yerleşen Türkiye’nin borçlarını ödeyemeyecek duruma gelme ihtimali hakkında Durmuş, Türkiye’ye kıyasla küçük bir ekonomiye sahip olan ve 51 milyar dolarlık borcunu ödeyemeyerek, mayıs ayında temerrüde düşen Sri Lanka’yı örnek gösterdi. Durmuş, euro ve dolar bonoları ile borçlanan Hazine’nin borç yükünün dolar değer kazandıkça arttığını vurguladı.

Durmuş, özel sektörün yüksek borçluluğuna ve döviz tutmalarının kısıtlanmasına da dikkat çekti. Türkiye’nin 2022 yılının birinci çeyreği itibariyle 451 milyar dolar dış borcu var ve bunun yarısından fazlası, 239 milyar doları özel sektöre ait. 24 Haziran’daki duyurusuyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), döviz varlığı 15 milyon TL’nin (bugünün kuruyla 858 bin dolar) üzerinde olan şirketlerin kredi çekmesini engelledi. İhracat yapan şirketlere de 18 Nisan’dan itibaren döviz gelirlerinin yüzde 40‘ını bozdurma zorunluluğu getirildi. Durmuş, “12 ay içinde ödenmesi veya çevrilmesi gereken kısa vadeli borç tutarı 181 milyar dolar. Şirketlerin bunun için döviz ihtiyacı var, piyasadan döviz toplaması lazım ama bu düzenlemelerle rezervleri azalıyor” uyarısında bulundu.

 

Medyascope’da Özgecan Özgenç haberinden alıntıdır, orjinali için tıklayın

 

Dr Cüneyt Akman:  DOLAR KRİZİ İÇİN ÇÖZÜM

 

Babacan: Bugün CDS 900’e ulaştı, bu işin şakası yok derhal tedbir alınsın

 

Güldem Atabay: Döviz krizine son dönemeç öncesinde…

 

BAKMADAN GEÇME

  • Emre Balıca Yazdı…’Pazartesi Sendromu’

    İlk benden duyun hadi. CarrefourSa haberleri gerçeği yansıtmıyormuş. Sabancı Holding’den KAP’a yapılan açıklama bu yönde. Stratejik alternatiflerin düzenli olarak değerlendirildiği ancak bu durumun satış anlamına gelmediğini duyurdular. Bu durum hissede yaşanan sert yükselişi etkiler diye düşünmek lazım.

  • Sabancı’dan ‘CarrefourSA Satılıyor’ Haberlerine Yanıt: ‘İddialar Gerçeği Yansıtmamaktadır’

    Türkiye perakende sektöründe gündeme bomba gibi düşen “CarrefourSA satılıyor” iddiaları sonrası Sabancı Holding açıklama yaptı. İddialara göre, zincirin bazı mağazalarının rakip firmalar A101 ve Anpagross’a devredileceği konuşuluyordu.

  • DİSK’ten Çarpıcı Rapor: Kaç Kişinin Maaşı Asgari Ücretin Altında Kaldı?

    Kamuoyunun gündemi asgari ücret artışına odaklanmışken, maaşlarda yaşanan erime, halkın yoksulluk seviyesini bir kez daha gözler önüne serdi. Asgari ücret zamları için masalar kurulurken, Türkiye’nin çalışma hayatına dair çarpıcı bir tablo ortaya çıktı. Artık “Maaşım asgari ücretin üzerinde” diyenlerin sayısı hızla azalıyor.

  • Konut Zamları Halkı Zorluyor: Mega Kentlerde Kira Fiyatları Patladı

    Kasım 2025 itibarıyla Türkiye genelinde daire nitelikli konutların ortalama kira bedeli 23.805 TL’ye ulaştı. Ülke genelinde kiralardaki yıllık artış oranı %27,82 olarak kaydedildi ve bu oran, Kasım ayındaki %31,07’lik yıllık enflasyonun altında kaldı.

  • Cumhuriyetin Köklü Kurumu TMO, Rekor Seviyede Zarar Açıkladı

    Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 2023’te 675 milyon TL kâr elde ederken, 2024 yılında 12 milyar TL zarara uğradı. Bu borca rağmen aynı dönemde üstelik buğday ve mısır üretimi azaldı; çiftçilerin bankalara olan borcu ise 1 trilyon TL’yi aştı. 

  • OSD Verileri Yayımladı: Yerli Araç Payı Artıyor, Otomobil Üretimi Hafif Geriledi

    Otomotiv sektörü, 2025 yılının ocak-kasım döneminde ihracatta güçlü bir performans sergiledi. Otomotiv ihracatı adet bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artarak 960 bin 989 oldu. Toplam otomotiv sanayi ihracatı ise 37 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

  • Kasım Ayında Merkezi Yönetim Bütçesi 169,5 Milyar TL Fazla Verdi

    Kasım ayında merkezi yönetim bütçesi 169,5 milyar TL fazla verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, bütçe Kasım ayında bu seviyede fazla kaydetti.

  • İnşaat Üretimi Ekim Ayında Yıllık Yüzde 28 Arttı

    Türkiye’de inşaat üretimi ekim ayında yıllık bazda yüzde 28,0 artış gösterdi. Bir önceki aya ait veri ise yüzde 29,9’dan yüzde 29,8’e revize edildi. İnşaat üretim endeksi, aylık bazda ise yüzde 0,1 oranında geriledi.

  • Hizmet Üretim Endeksi Açıklandı

    Hizmet üretim endeksi, 2025 yılı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 3,4 oranında artış gösterdi. Bu dönemde ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 0,1’lik düşüş yaşanırken, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 5,4 oranında yükseldi. Bilgi ve iletişim hizmetleri yüzde 13,4, gayrimenkul hizmetleri yüzde 14,5 artış kaydetti. Buna karşılık mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler yüzde 0,5 azalırken, idari ve destek hizmetleri yüzde 2,6 oranında artış gösterdi.

  • TÜİK: Ücretli Çalışan Sayısı Yıllık Yüzde 1 Arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Ekim ayına ilişkin ücretli çalışan istatistiklerini yayımladı. Buna göre, sanayi, inşaat ile ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 1 artarak 16 milyon 20 bin 394 kişiye ulaştı. Geçen yılın Ekim ayında bu sayı 15 milyon 860 bin 31 olarak kaydedilmişti.

  • Japon Şirketlerinden Güçlü Sinyal: Güven Endeksi 4 Yılın En Yükseğinde

    Japonya’da büyük imalat şirketlerinin iş dünyasına olan güveni, Aralık ayına kadar olan üç aylık dönemde son dört yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) yakından takip edilen Tankan anketi, bankanın bu hafta faiz artırabileceği yönündeki beklentileri güçlendirdi.

  • ANALİZ | Borsada zirve testi: Gözler 11.605 seviyesinde

    Piyasalar, TCMB’nin beklentilere paralel 150 baz puanlık faiz indirimi sonrasında yeni bir denge arayışına girdi. Faiz kararının Borsa İstanbul üzerindeki etkisi sınırlı kalırken, bankacılık hisselerindeki satışlar dikkat çekti. BIST 100 Endeksi için kritik eşik olarak öne çıkan 11.605 seviyesi, önümüzdeki günlerde yön tayini açısından belirleyici olacak.

  • SABAH Yorumu: 📉 Küresel Piyasa İştahı Azalıyor

    ABD borsalarındaki düşüş ve AI hisselerindeki sorgulamaların etkisiyle Asya piyasaları haftaya satıcılı başladı. Çin'deki zayıf ekonomik görünüm, merkez bankaları kararları ve kritik ABD verileri öncesinde risk iştahı düşerken, altın/gümüş güvenli liman talebiyle öne çıkıyor.

Benzer Haberler