Sosyal Medya

Döviz

Güldem Atabay: TL’de değer kaybı devam: Ne zaman duracak, nereye varacak?

Dünkü faiz indirimi piyasanın hazırlıklı olduğu bir adım olsa da küresel enflasyona karşı büyük merkez bankalarının sıkılaştırma adımları ve tabi…

Güldem Atabay: TL’de değer kaybı devam: Ne zaman duracak, nereye varacak?

Dünkü faiz indirimi piyasanın hazırlıklı olduğu bir adım olsa da küresel enflasyona karşı büyük merkez bankalarının sıkılaştırma adımları ve tabi Türkiye’de yükselen enflasyona karşı TL’nin tamamen savunmasız hali TL üzerinde baskıların devam etmesine neden oluyor.

Bu öğlen saatlerinde 16 lira sınırını da geçen dolar/TL, zirvesini 16,40’a kadar yükseltti. Euro/TL’de de 18 lira sınırı aşılırken tarihi zirve 18,79 civarında işlem görüyor.

TCMB son dört toplantıda 500 baz puan faiz indirirken, faiz indirimlerine başladığının ilk sinyalini verdiği Eylül ayı başından bu yana TL yaklaşık %48, sene başından beri %54 civarında değer kaybetti. Rakamların gösterdiği TL’deki değer kaybının ağırlıklı olarak faiz indirimlerinin başlamasıyla, kısaca yanlış para politikasının devreye sokulmaya hızlandığı.

Dün açıklanan Para Politikası Kurulu metninde geçen ifadede faiz indirimi 100 baz puanla devam ederken, 2022 ilk çeyrek boyunca gelişmelerin izleneceği ve ardından yeniden faiz indirimi için alan aranacağı yönünde yorumlandı.  “Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir” denildi.

Dönemin en şanslı kesimi ihracatçılar açısından dahi üretim, fiyatlama ve satış planlarını altüst eden TL’deki oynaklığın, sürekli değer kaybının böylece ilk çeyrek 2022 içinde sakinleşmesi hedefi anlaşılıyor. Faiz indirimlerinin duracağı, TL’nin hızla eriyen değerinin olası merkez bankası doğrudan satış müdahaleleriyle kısmen istikrarlı tutulmaya çalışılacağı bir üç ay var gibi önümüzde.

Fakat, sabahtan başlayan döviz talebi merkez bankasının bu olası planlarının kolay kolay gerçekleşmeyeceğini yansıtmakta. Faiz artışı beklentisi olmaması, bu konuda sürekli verilen mesajlar özellikle yerli yatırımcının döviz talebini destekler nitelikte.  Bugünden sonra görmeye başlayacağımız yeni TCMB müdahaleleri yangının büyümesiyle sonuçlanacak. Çünkü para politikası faizi sabit kalsa dahi yükselen ve yükselmeye devam edecek enflasyonla beraber artan negatif reel faiz seviyesi TL’den kaçışa neden oluyor.

Diğer yandan, merkez bankasının rüzgâra göre değişen yönlendirmeleri asıl amacın çok daha düşük faiz olduğunu yansıtırken, bir de ortada bulunan Türkiye Ekonomi Modeli isimli makroekonomik çerçevenin gerçeklikten kopuk hali vatandaşların panik döviz alımlarına neden olmakta.

Akut güven sorunu eşliğinde bankalardan döviz mevduatının fiziksel kaçışı da anektodal veriler arasında. ,

Piyasada yükselen gerginliğin doğrudan yansıdığı alan da tahvil faizleri. 500 baz puan faiz indirimi ile politika faizi %14’e çekilirken, 10 yıllık tahvil faizi aynı süreçte %17’lerden %22’lere tırmanmış durumda.  Türkiye’nin risk primi CDS 500 üzerinde seyrediyor. Kredi faizleri özel bankalarda faiz indirimlerine tepki vermiyor.  BDDK sözlü yönlendirmenin ötesinde olmayan yaptırım gücü ile TL kredi çekilip döviz alınmasının önüne geçmeye çalışıyor.  Dolarizasyon ise %70’e ulaşmak üzere.  Daha da önemlisi TÜFE enflasyonu %40’la yönelmiş görünüyor TÜİK verisiyle dahi.

TL’deki kanamayı durdurmanın:

  1. Piyasa kuralları içindeki tek yolu yüklü bir faiz artırımı. 1000 puan civarında. Para politikasını yöneten Erdoğan’ın bu konudaki inadı bilinmekte. Üstelik faiz artırımı dahi tek başına elbette yeterli olmayacak. Bu ekonomik konjonktürde faiz indirimine yol açan aklın para politikası yönetiminden çekildiğine dair güven yaratılması gerekli.
  2. Dolayısıyla geriye sermaye kontrolleri olasılığı kalıyor ki ekonomik OHAL ilan edilmeden uygulamaya konması demek olur. Türkiye açısından son derece olumuz olan bu seçenek “ihracatla büyüme” “cari fazlayla fiyat istikrarı” hedeflerini de bumerang gibi vurucu etki yaratır.

Bu sarmaldan çıkışta üçüncü seçenek de Mayıs-Haziran aylarında yapılabilecek baskın bir erken seçim olarak şekillenmekte. Gerçek enflasyon civarında artırılan ancak yılın ilk yarısında hızla eriyecek asgari ücret, bu süreçte kamu bankalarının sermayelendirilmesi sonrası dağıtılacak ucuz ve büyük krediler gibi faktörler böylesi bir seçim hazırlığı olasılığını artırıyor.

TL’nin değeri hakkında bir söz söylemek için ise artık geç. Faiz indirimlerinin durmasına rağmen devam eden değer kaybı paniğin ve güvensizliğin boyutunu yansıtmakta. 2022 ilk üç ay sonrası faiz indirimlerinin devam ettirilmesi, tek haneye çekilmesi TL/doları 20’li yüksek seviyelere taşıyacaktır.  Daha başka faiz indirimi yapılmaması halinde ise TL’nin değer kaybının ince ince devamı kaçınılmaz çünkü Fed faktörü eşliğinde derin negatif reel faiz geçici de olsa bir nefes alanı yaratılmasına engel.

Geriye herkes için en iyi senaryo olan erken seçim kalıyor ki burada da TL’nin değer kazanma potansiyeli iktidar değişimi beklentisinden geçiyor.  Yeni Ekonomi Modeli ya da Türkiye Ekonomi Modeli gibi boş bir uygulamaya karşı muhalefetin ekonomik buhrana çaresinin parlamenter sisteme dönüşten öteye detaylı ve inandırıcı bir Doğru Ekonomi Modeli üretmesinden geçiyor. 

GA.

BAKMADAN GEÇME

  • Goldman Sachs’tan Uyarı: ABD Hisselerinde “Altın Saçlı Kız” Senaryosunu Tehdit Eden Üç Büyük Risk!

    ABD borsaları Trump’ın gümrük tarifeleri, yapay zeka rallisi ve Fed’in faiz indirim beklentileri ile tarihi zirvelere yaklaşırken, Goldman Sachs üç büyük risk konusunda yatırımcıları uyardı: stagflasyon ihtimali, uzun vadeli tahvil piyasasında sert dalgalanmalar ve ABD dolarında keskin değer kaybı. Bankaya göre bu riskler gerçekleşirse, ABD hisse senetlerinde görülen “Goldilocks” yani ne çok sıcak ne çok soğuk, denge ekonomisi beklentisi hızla dağılabilir.

  • Eski MKE Başkanı İsmet Sayhan Tutuklandı: Assan Group’a Ait 10 Şirkete Kayyum Atandı

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “Selahattin Yılmaz suç örgütü” soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Sayhan tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde, Assan Group sahibi Emin Öner ve şirket genel müdürü Gürcan Okumuş hakkında “FETÖ üyeliği” ve “askeri casusluk” suçlarından gözaltı kararı verildi. Assan Group’a bağlı 10 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atandı.

  • TCMB: Konut Kredileri Kaynaklı Nakit Akışı İç Tüketimi Destekliyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) “Ekonomi Notları” raporuna göre, konut kredilerinden kaynaklanan nakit akışı kanalı, 2024 yılında özel tüketime %6,9 oranında katkı sağladı. Raporda, bu etkinin, sıkı para politikasına rağmen tüketimdeki yavaşlamayı sınırlayan temel faktörlerden biri olduğu vurgulandı. Düşük faizle geçmişte çekilen uzun vadeli konut kredilerinin, enflasyonla eriyen faiz yükü sayesinde hâlâ iç talebi desteklediği ortaya kondu.

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

  • Neden Kasko Yaptırmalısınız?

    Günlük ulaşımı hızlandırmak, şehirlerarası seyahatlerde konfor sağlamak ya da iş hayatında zaman kazandırmak açısından otomobiller vazgeçilmez birer parça haline gelmiş…

  • Lezzetli Bir Hediye Alternatifi : Yenilebilir Çiçek & Meyveler

    Hediye kültürü, insanlık tarihi kadar eski ve köklü bir gelenektir. Yüzyıllar boyunca insanlar, sevdiklerini mutlu etmek, özel anları kutlamak veya…

  • YKS Sonuçları: Devlet Üniversiteleri Doldu, Özel Üniversiteler Boş Kaldı

    Fahiş zamlar özel üniversiteleri boşalttı

  • Atilla Yeşilada: Dünyayı sarsacak 5 trend: Çileli yıllar başlıyor!

    İşte dünyayı önümüzdeki yıllarda sarsacak trendler! 00:00 Merhaba 03:04 Yaşlanıyoruz! 04:05 Küresel ısınma ve iklim değişikliği! 05:55 Yeni salgınlar kaçınılmaz! 06:36 Büyük güçler savaşı! 10:13 Dünya bu borcu ödeyemez! 12:00 Yapay zeka

  • Memur zam yerine hava aldı!

    Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur maaşları ve memur emeklisi aylıkları için 2026 ve 2027 zam oranlarını belirledi. Karara göre, 2026’nın ilk 6 ayında %11, ikinci 6 ayında %7, 2027’nin ilk 6 ayında %5 ve ikinci 6 ayında %4 zam yapılacak. Toplu sözleşmede taban aylığa 1000 TL eklenmesi kesinleşirken, sosyal haklarda da çeşitli iyileştirmeler karara bağlandı.

Benzer Haberler