Paraanaliz

‘Evsizlik’ endişesi artarken, konut sektörü çöküşün eşiğinde!

Emlakçılar Odası sadece İstanbul’da kiralık ev arayanların sayısının 100 bini aştığını, en ücra semtlerde bile kiraların yüzde 150-200 arttığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘zulüm’ olarak nitelendirdiği fahiş fiyat ve kira artışları, iktidar medyasına bakılırsa, ‘iç ve dış şer güçlerin’ iktidarı devirme planı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, henüz Joe Biden’dan randevu alamadığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı için ABD’ye hareketinden önce havaalanındaki soruları yanıtlarken, “Fahiş fiyat artışı ile ilgili atılacak farklı adımlar var mı? Emlak sektöründe de benzer sorunlar var. Bu konuda ne gibi adımlar atılması bekleniyor?” sorusunu soran gazeteciye önce ‘Abartılacak bir sorun yok ki ne abartıyorsun’ karşılığını verdi.

Ardından da şöyle devam etti:

“Bizim işimiz böyle bir adaletsizlik, suistimal varsa bunun sorumlusu olan Bakan arkadaşlarım bunları yakın takibe almak suretiyle bu zulmün önüne geçeceğiz.”

Birkaç hafta öncesine kadar enflasyonun artık düşüşe geçeceğini iddia eden Erdoğan, sonunda hayat pahalılığının gerçekliğini, fiyatlar ve kiralardaki yükselişin durdurulamadığını kabul etmek zorunda kaldı.

Ancak söylediği çözüm sadece etiket denetimi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı denetim elemanları marketlerde etiket denetimine başlarken, diğer yandan da 7’si CHP’li 9 büyükşehir belediyesine bağlı 10 toptancı halinde depoları basıp esnafı, yaş meyve-sebze fiyatlarını denetliyor.

İktidar medyası da baskın ve denetimlere paralel şekilde, gıda fiyatları ve kiralardaki artıştan muhalefeti, iç ve dış güçleri sorumlu tutan manşetlere yöneldi.

‘Gizli bir elin’ fiyatlar ve kiralarla oynadığını, ‘iktidarı zora sokmak için bir planın devreye sokulduğunu’ içeren haberlerde, ‘iç ve dış güçlerin ortak hareket ettiği’ dile getiriliyor.

İktidara yakın Yeni Akit gazetesi, ‘Şer İttifakından zam kumpası’ manşetiyle verdiği haberinde; “Büyüme oranlarını itibarsızlaştırmak isteyen bir elin piyasa ayarlarıyla oynadığını, iç ve dış güçler tarafından suni fiyat ve kira artışlarıyla ekonomik kriz havası oluşturulmak istendiğini” iddia etti.

Milli Beka Hareketi Genel Başkanı Murat Şahin de Akit’e yaptığı açıklamada, “Son dönemlerdeki fahiş fiyatlar bir nevi sofra kumpasıdır. Görünen o ki, vesayet girişimlerinde ve karalama kampanyalarında başarılı olamayan birileri, şimdi de temel gıda ve kiralar üzerinden operasyon çekip vatandaşı mağdur etmenin ve hükümeti güçsüzleştirmenin derdindeler. Bu yıpratma girişimlerine karşı, denetimler artırılmalıdır” görüşünü savundu.

Ancak sadece etiket denetimine odaklı enflasyon mücadelesi, inandırıcılıktan yoksun olmasının yanında asıl o fiyatlar etikete yazılıncaya kadar geçilen aşamalardaki üretici enflasyonu artışı TÜİK’in resmi rakamlarıyla yüzde 45’in üzerinde.

Yine TÜİK’e göre tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 19,25 iken, gıda enflasyonu yüzde 30!

Oluşan tablo etiket denetimi, hal teftişi, zulüm vb. geçiştirilemeyecek kadar vahim. Özellikle üniversitelerin açılması ve 8 milyon öğrenci için yüz yüze eğitime geçişle birlikte, tüm şehirlerde yurt, konut ve barınma sorunu olağanüstü boyutlara yükselmiş durumda.

Üniversite öğrencileri kampüslerde sokağa yatak sererek, barınma sorununu çözemeyen üniversite yönetimlerini ve iktidarı protesto ediyor.

Diğer yandan depreme karşı kentsel dönüşüm gerekçesiyle İstanbul, İzmir başta olmak üzere riskli illerde binlerce ev yıkılırken, bu evleri boşaltmak zorunda kalanlar inşaat süresince barınabileceği kiralık ev bulamıyor. Bulsa da kiralar ödeme güçlerini kat kat aşıyor.

Kış yaklaşırken, inşaat-konut sektöründeki derinleşen kriz ve kiralık konut sorunu binlerce kişi için evsizlik, barınma, sokakta kalma endişesini tetiklemiş durumda.

İnşaat-konut sektöründeki faaliyet gösteren tüm kesimler, ‘malzeme-girdi-maliyet artışlarından’ yakınıyor. Bu artışları, konut satış fiyatlarına, konut ve işyeri kiralarına yansıtmak zorunda olduklarını savunuyor.

TÜİK’in açıkladığı veriler inşaat maliyet endeksinin temmuz ayında hazirana göre aylık yüzde 2,56, yıllık yüzde 44,76 arttığını gösterdi. Haziran ayında da yıllık yüzde 42,9 artan inşaat maliyet endeksi, temmuz ayında yükselişini sürdürerek son iki yılın artış rekorunu kırdı.

İnşaat maliyet endeksinin alt kalemlerinde, malzeme endeksi aylık yüzde 3,13, işçilik endeksi yüzde 1,06 yükselirken, yıllık bazda ise malzeme endeksinde yüzde 56,41, işçilik endeksinde yüzde 21,01 artış gerçekleşmiş.

TÜİK’in ağustos ayı konut satış istatistikleri ise konut satışlarının aylardır kesintisiz şekilde gerilediğini gösteriyor. Türkiye genelinde konut satışları ağustos ayında da geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 17 gerilerken, temmuz ayında da yüzde 53 düşüş gerçekleşmişti.

Buna karşılık özelikle vatandaşlık ve ikamet karşılığı yabancılara yapılan konut satışları uzun süredir kesintisiz yükselişte. Ağustos ayında yabancılara satışlar geçen yılın aynı ayına göre yüzde 50,7 artış göstererek 5886 konutla en yüksek seviyelere ulaştı.

Yabancılara satışta Iraklılar ilk sıradaki yerlerini ağustos ayında İranlılara kaptırdı. İran vatandaşları geçen ay Türkiye’de 911 konut satın aldı. İran vatandaşlarını 900 konut ile Irak, 451 konut ile Rusya Federasyonu, 313 konut ile Afganistan ve 264 konut ile Kuveyt vatandaşları izledi.

İnşaat maliyet endeksindeki yükselişle, yerli alıcılar için olağanüstü boyutlara varan fiyatlar karşısında ev sahibi olmak, olanaksız bir hayale dönüşüyor.

İnşaat maliyet endeksindeki bu yükselişler, konut fiyatlarına ve kiralara da yansıyor.

Çimento üreticilerinin bir yılda yüzde 200’ü aşan oranda zam yaptıkları gerekçesiyle İnşaat-Konut Müteahhitleri Konfederasyonu İMKON’un, 120 bin üyesiyle 9 Eylül’de ülke genelinde başlattığı 15 gün inşaatları durdurma ve çimento siparişi vermeme eylemi sürüyor. Ticaret Bakanlığı, çimento fiyatlarındaki yükselişi dizginleyebilmek için çimento ve klinker ihracatına kısıtlama getirdi.

Çimento Üreticileri Birliği Türkçimento ise ihracat kısıtlamasına karşı çıkarak, sektörün halen 30-35 milyon ton kapasite fazlası olduğunu, ihracat engellenirse Türkiye’nin döviz gelirlerinin azalacağını, cari açığının artacağını savunuyor.

Bütün bu gelişmeler, Erdoğan’ın 19 yıllık iktidarı boyunca en iddialı olduğu inşaat-konut sektörünün çöküş tablosunu somutlaştırırken, sıkıntıların ve sorunların ağırlaştığını gösteriyor.

Artık aylık otomatiğe bağlanan akaryakıt, elektrik ve doğalgaz zamları, çimento ve diğer inşaat malzemesi üreticileri için ağır bir girdi maliyetine yol açarken, çimento sektöründe kartelleşme ve fiyat anlaşması iddialarının ortaya atılması, Rekabet Kurulu’nun inceleme başlatması çağrıları da sorunların bir diğer boyutu.

Konut satışlarının düşmesine karşılık konut satış fiyatlarının olağanüstü boyutlarda artması, giderek düşük ve orta gelirli kesimlerin en ücra semtlerde bile konut sahibi olabilmesini olanaksız hale getiriyor. Bu yüzden de kiralık konut talebi hızla yükselirken, bu kez de kiralar illere ve semtlere göre ülke çapında yüzde 200-400 arasında artışa geçmiş durumda.  İktidara kiralara tavan sınırı getirilmesi çağrıları yapılıyor.

Yaklaşan kış mevsimi nedeniyle çoğu kentte evsizlik sorununun yaşamsal bir insani ve sosyal soruna dönüşeceği gözleniyor.

Enflasyon üzerinde en az gıda kadar etkili konut harcamaları kalemi içinde başta kira, elektrik, doğalgaz faturaları yer alıyor.

Önümüzdeki aylarda konut giderleri enflasyonunda yaşanacak artış, TÜFE’yi en az gıda enflasyonu kadar tetiklemeye, yukarı çekmeye aday.

Erdoğan’ın, açıkta ve sokakta kalmaya aday on binleri, ‘Abartılacak bir sorun yok’ diyerek ya da çay paketi atarak ikna etmesi zor görünüyor.

 

Yazının Kaynağına Buradan Ulaşabilirsiniz

Exit mobile version