Sosyal Medya

Genel

Türk Yoğun Bakım Derneği: 10 gün içinde yoğun bakımlarda yer kalmayacak

Günlük COVID-19 vaka sayılarının 55 bine dayandığı gün Türk Yoğun Bakım Derneği’nden önemli bir uyarı geldi. Türk Yoğun Bakım Derneği…

Türk Yoğun Bakım Derneği: 10 gün içinde yoğun bakımlarda yer kalmayacak

Günlük COVID-19 vaka sayılarının 55 bine dayandığı gün Türk Yoğun Bakım Derneği’nden önemli bir uyarı geldi.

Türk Yoğun Bakım Derneği (TYBD) Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, önümüzdeki 10 günün yoğun bakım kapasiteleri açısından belirleyici olacağına vurgu yaparak, Türkiye genelinde yoğun bakım ihtiyacının çok hızlı bir şekilde arttığını söyledi.

Cinel, ana merkezdeki yoğun bakım doluluk oranlarının yüzde 85-90’ları gördüğünü ifade ederek, “Özellikle İstanbul, Samsun, Yalova çok ciddi doluluk oranları içeriyor. Bunları göz önünde bulundurmak gerekiyor. Son 6 haftadır yoğun bakımlarda hasta sayısı her geçen gün artıyor. Bizim Covid-19 olmayan hastalarımızın da yoğun bakım ihtiyacı var. Önceleri elimizde beş yoğun bakım varsa bunların bir tanesini Covid-19’lu hastalara ayırırken, şimdi beş üniteden üçünü, dördünü Covid-19’a ayırıyoruz. Özellikle İstanbul’da hastaneler, aralıksız bir şekilde servislerini Covid-19 servislerine çeviriyorlar. Yeni yoğun bakım servisleri açıyoruz” bilgisini verdi.

Vaka sayının bu hızla artması durumunda yoğun bakımlarda yer bulmanın imkânsız hale geleceği uyarısında bulunan Cinel, ‘ölüm oranları yoğun bakımlar doldukça artıyor’ vurgusu yaparak gözlemlerini şöyle paylaştı:
“Mutant virüslerin varlığıyla virüs çok hızlı yayılıyor. Aşılama 65 yaş ve üzeri kişilerle başladığı için yoğun bakımdaki yaş ortalaması da düştü. Yaş ortalamamız 77-78’den 57-58’lere indi. Daha genç insanlar hasta oluyor ve daha ağır şekilde yoğun bakıma düşüyorlar. Yoğun bakıma aldığımız hastaların akciğerleri daha fazla tahrip olmuş. Biz hastaları yoğun bakıma organ disfonksiyonuyla alıyoruz ve bununla mücadele etmek hiç kolay değil. Şu anda Covid-19’un attığı yumruk neticesinde harap olmuş organlar ve bağışıklık sistemi nedeniyle Covid-19 sonucu gelişen enfeksiyonlarla yüz yüzeyiz. Onlar da septik şok ile daha çok ölümcül oluyorlar. ‘Kontrollü normalleşme’ adı altında yaşadığımız şu süreçte kontrolsüz hareketlerimizi önümüzdeki 10 gün asla yapmayalım. Kalabalıktan uzak duralım. Sağlık sistemimizin bu artış trendini karşılaması çok zor.”

FİLYASYON DURMA NOKTASINDA: TEMASLI TAKİBİ YAPILMIYOR

Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç’a göre yoğun bakımlardaki doluluk oranı yüzde 80’in üzerinde. Vaka sayılarının artığı önceki dalgalanmalara göre yoğun bakımda yatan hasta yaş ortalamasının düştüğünü belirten Karakoç, artık hastaların daha kısa sürede yoğun bakım ihtiyacı duyduğunu söyledi.

Gelinen noktada filyasyon hizmetinin durma noktasına geldiğine dikkat çekerek, “Temaslı takibi yapılmıyor” diyen Karakoç şöyle devam etti:
“Temaslı hastalar eğer sağlık çalışanıysa  ‘siz aşılısınız, gidin çalışın’ diyorlar. Biz aşılı olsak bile enfekte olduğumuz takdirde bulaş kaynağı oluruz. Dolayısıyla temaslıların mutlaka karantinaya alınması gerekiyor. Çalışma alanlarında da temaslı taraması neredeyse yapılmıyor. Üstelik polikliniklere Covid-19 şüphesiyle başvuran hastaların yüzde 80’i çalışma alanlarından gelirken. Filyasyonda çalışan sağlık çalışanlarından, yataklı tedavi kurumlarından aldığımız verilere göre Sağlık Bakanlığı, mücadeleyi bırakmış. Salgın ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde karşılanıyor. Artık sürü bağışıklığına ön mü açmaya başladılar diye düşünmeye başladık.”

Ankara Tabip Odası Başkanı Karakoç, Sağlık Bakanlığı’nın bütün sorumluluğu bireyin üzerine, yükü de sağlık emekçilerine yüklediğine dikkat çekerek, şu noktalara dikkat çekti:

“Salgın yönetimi tamamen bırakılmış, süreç toplum üzerinden yürütülüyor. Öte yandan Bakanlık, son dönemde artan vakaların ev içi bulaş olduğunu söylüyor. Ev içi bulaşın kaynağı akraba ziyaretleri ya da misafirler değildir; ev içi bulaşın temel kaynağı çalışmak zorunda olan kesimdir. Enfeksiyonu dışardan alıp eve getiriyorlar. Bu yüzden bu alandaki çalışanlara yönelik vardiya süreleri kısaltılmalı, çalışma saatleri düzenlenmeli, toplu taşıma sayısı artırılmalı, sosyal ve ekonomik hak kayıplarına neden olunmamalı. Eğer önlenebilir ölümleri durdurmak için harekete geçilmiyorsa bunun adı toplumsal cinayettir: Sorumluluğu da Sağlık Bakanlığı ve iktidarın üzerindedir.  Salgın, birinci basamak sağlık hizmetlerinde karşılanmalı.”

‘SÜREÇ TAM KAPANMA DEĞİL, EPİDEMİYOLOJİK ÇERÇEVEDE YÖNETİLMELİ’

Covid-19 salgınının ‘tam kapanma’ şeklinde değil de epidemiyolojik çerçevede yönetilmesinin aciliyetine vurgu yapan Karakoç,  “Ankara Tabip Odası olarak, sorumluluğu bireye yükleyen sistemde ‘tam kapanma’ fikrine karşıyız. 28 günlük tam kapanma kısa süreliğine bizi rahatlatsa da bu salgın yönetimi sürdüğü müddetçe olumlu sonuç elde edemeyiz. Tam kapanmaya yönelik farklı ülkelerde yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki toplumun ayrıcalıklı kısmı olan varlıklılar bu salgından daha az etkilenmiş, yoksullar ise salgının tüm yükünü çekmişler. Dolayısıyla alışveriş merkezleri başta olmak üzere insanların kitlesel olarak bir araya geldikleri yerler acil olarak kapatılmalı. Burada öncelik küçük esnaf değil (kafeler, restoranlar) büyük kompleksler olmalı” çağrısında bulundu.

Gazete Duvar

BAKMADAN GEÇME

  • Küresel Çalkantıda Yeni Denge: Gelişen Piyasalar ve Çin Öne Çıkıyor

    Küresel finansal bloklaşma derinleşirken, ABD ekonomisine yönelik belirsizlikler yatırım stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Bu süreçte gelişen ülkeler ve Çin, güçlü performansları, yüksek getirileri ve artan ticaret hacmi ile yatırımcılar için öne çıkan alternatiflere dönüşüyor. Fed’in faiz indirim döngüsü ve zayıflayan dolar, gelişen ülke varlıklarına güçlü fon girişlerini desteklerken, Çin’in ihracat çeşitlendirmesi küresel rekabette yeni bir sayfa açıyor.

  • Alzheimer Tedavisinde Yeni Dönem: Bilim, Kanserle Mücadeleden İlham Alıyor

    Alzheimer artık tek hedefli bir hastalık değil, kanserde olduğu gibi çoklu biyolojik yolakların birlikte ele alınması gereken kompleks bir sistem olarak görülüyor. Uzmanlara göre geleceğin tedavileri, tek bir proteine değil, birden fazla mekanizmaya aynı anda müdahale eden kombinasyon odaklı stratejilerden oluşacak.

  • Nasdaq %1,6 Düştü: 30 Yıllık ABD Tahvil Getirileri Sıçradı, Piyasalarda Satış Baskısı Arttı

    ABD borsaları Cuma günü sert satışlarla geriliyor. Nasdaq 100 endeksi %1,6’ya varan düşüş yaşarken, uzun vadeli tahvil getirilerindeki yükseliş teknoloji hisselerini baskıladı. Yatırımcılar aşırı değerlenen teknoloji devlerinden uzaklaşarak daha geniş coğrafi ve tematik çeşitlendirmeye yöneliyor. Küresel stratejistler 2026’ya doğru hisse senedi piyasalarında yükselişin süreceğini öngörüyor.

  • ANALİZ: Cari İşlemler Hesabı-  Hizmet Gelirleri Tırmanıyor, Yatırımlar Dalgalı Seyrediyor

    Ekim ayında cari işlemler dengesi 457 milyon USD fazla verdi. Dış ticaret açığındaki genişlemeye rağmen, hizmet gelirlerindeki güçlü artış cari dengeyi destekledi. Yılın ilk 10 ayında net doğrudan yatırımlarda önemli çıkışlar yaşanırken, portföy ve diğer yatırımlar kaleminde dalgalı bir görünüm hâkim. Uzmanlara göre yılın son çeyreğinde cari dengede “ılımlı toparlanma” devam edebilir.

  • TCMB Başkanı Karahan: “Dezenflasyon rayında, gerekirse politika duruşunu sıkılaştırırız”

    Karahan, enflasyonun ara hedeflerden sapması hâlinde para politikasının yeniden sıkılaştırılacağı uyarısında bulundu. Özel tüketimdeki hızlı artışın dengelenmesi, maliyet baskılarındaki zayıflama ve iyileşen beklentiler, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede elini güçlendiriyor.

  • Ali Alpacar: “Kaliteli varlıklar için iştah arttı, yatırımcı büyük hacimli işlemlere yöneliyor”

    2025’te Türkiye birleşme ve satın alma (M&A) piyasasında işlem hacmi rekor seviyelere yaklaşırken, özellikle kaliteli varlıklara yönelik yatırımcı ilgisi belirgin şekilde arttı. Alpacar Associates Yönetici Ortağı Ali Alpacar, teknoloji, tüketici hizmetleri, finansal teknolojiler ve lojistik gibi alanlarda büyüyen fırsatları değerlendirirken, yabancı yatırımcının Türkiye’ye bakışında da olumlu bir dönüşüm olduğuna dikkat çekiyor.

  • 2026 Yatırım Rehberi! Altına dokunmam, borsadan kaçarım! | Faiz, döviz, tahvil | Atilla Yeşilada ve Semih Sakallı video

    "Yeşilada: Yüksek faizli mevduat ve kısa vadeli devlet tahvili öne çıkıyor; borsadan ve altından uzak durun."

  • Tüketici Davranışları Değişti: Hediye Sektöründe “Premium” Kültürü

    Perakende sektörü, yılın son çeyreğine girerken odak noktasını büyük indirim dönemlerine ve yılbaşına çevirmiş durumda. Ancak bu yoğun gündemin arasında, 24 Kasım Öğretmenler Günü gibi spesifik ve yüksek potansiyelli günler, pazarın dinamiklerini test eden önemli bir barometre görevi görüyor. Sektör raporları, son birkaç yıldır hediye alışverişinde gözlemlenen temel bir değişime işaret ediyor: Tüketici, kitlesel ve "klişe" hediyelerden hızla uzaklaşarak, "premium" ve "özel tasarım" olarak adlandırılan yüksek değerli alternatiflere yöneliyor. Bu durum, özellikle hediye ve çiçekçilik pazarında ciddi bir dönüşümü tetikliyor.

  • Cumhurbaşkanı Kararıyla Küçük Esnafın Yeni Vergi Düzeni Belli Oldu

    Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile esnafın vergilendirilmesine ilişkin önemli bir düzenleme hayata geçirildi. 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girecek karara göre, nüfusu 2 binin altında olan bazı köy ve beldelerde faaliyet gösteren esnaflar basit usulde vergilendirilmeye devam edecek.

  • Güncel Kurlar ile Anında Hesaplama: En Pratik Döviz Çevirici Aracı

    Döviz çevirici, farklı para birimleri arasında değer dönüşümü yapmaya yarayan dijital bir araçtır. Özellikle yabancı para cinsinden işlem yapan bireyler ve kurumlar için temel ihtiyaçtır.

  • Wall Street Bankalarından Dolar Tahmini: Yeni Yılda Dolar Kuru Düşecek mi?

    Deutsche Bank AG, Goldman Sachs ve diğer büyük Wall Street bankaları, Fed’in faiz oranlarını düşürmeye devam etmesi durumunda ABD dolarının gelecek yıl değer kaybedeceğini öngörüyor. Stratejistler, ABD Merkez Bankası’nın para politikasını gevşetmeye devam edeceğini, diğer merkez bankalarının ise faizleri sabit tutacağını veya artıracağını öngördüklerinden, doların 2026 yılında tekrar zayıflayacağını tahmin ediyor.

  • Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’ten 2027 Ekonomi Öngörüleri: “Vatandaşlarımızın ve reel sektörün hissedeceği bir döneme giriyoruz”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk ekonomisinin geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen 5. Finansın Geleceği Zirvesi’nde konuşan Şimşek, ekonomi programının kritik bir döneme girdiğini ve dezenflasyon sürecinin başarıyla tamamlanacağını ifade etti.

  • 2026 Sigorta Sektörü İçin Kötü Bir Yıl Olacak: Fiyatlar Yumuşayacak, Büyüme Zorlaşacak

    Sigorta sektörü, 2026’ya fiyatların yumuşadığı ancak şirketler ve acenteler için büyümenin zorlaştığı bir ortamda giriyor. Yeni yıl, maliyet baskısının hafiflediği ama satış hızının önem kazandığı bir dönem olacak. Bu değerlendirme AXA Türkiye CEO’su Yavuz Ölken’e ait. Şirketin genel müdürlük binasında önceki gün düzenlenen basın buluşmasında 2025’i değerlendirip 2026’ya dair öngörülerini paylaşan Ölken, en kritik beklentisini şu sözlerle özetledi: “2026, büyüme açısından acenteler ve şirketler için zor; müşteri açısından ise en makul yıllardan biri olacak.”

Benzer Haberler