Paraanaliz

Murat Yetkin: Bir şehir efsanesi: Türkiye’de etkili muhalefet yok

Doğrusu ilginç tabloydu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 2019 seçimleri öncesinde “İstanbul’u alacağız” demesine kahkaha atan -o zaman KanalD sunucusu- Buket Aydın’a geçen hafta Global TV’de “isterseniz bir kahkaha da buna atın” deyiverdi. Soru “Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?” sorusuydu, CHP liderinin cevabı da Millet İttifakı olarak üzerinde “anlaşma sağlanırsa olurum” idi. Oysa AK Parti çevrelerinin beklediği yanıt bu değildi. Bu yanıt sadece CHP liderinin değil, muhalif cephenin bir özgüven eşiğine geldiğini de gösteriyor, “etkili muhalefet yok” söylemine de yanıt yerine geçiyordu.

Türkiye’de etkili muhalefet olsa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hemen hükümetten düşürülebileceği söylemi öncelikle on dokuz yıldır seçim yoluyla iktidarda olan AK Parti ve Erdoğan’ın siyasetteki gücünü küçümsediği için yanlış.

 

Çünkü hem ekonomik koşullar zorlaşıyor hem kovit salgınında ipler hükümetin elinden kaçmış izlemimi var hem de muhalefet -doğrusu bastırıyor.

 

Muhalefet gerçekten uyuyor mu?

Muhalefetin hiçbir şey yapmadığı algısı AK Parti çevrelerinin yanı sıra bir de dijital ve sosyal medyada etkili kanaat önderlerinde mevcut.

Aslında her iki kesim de CHP ve İYİ Parti’nin etkili muhalefeti yapmadığı söylemiyle aslında neden halkı sokağa dökmediğini sormak istiyorlar. Hükümet çevrelerinin amacı belli: ayaklanma yoluyla darbe söylemi her an kullanılmaya hazır el altında tutuluyor. Öte yandan Gezi protestolarından bu yana polis ve jandarmanın en küçük muhalif gösteriye nasıl orantısız şiddetle yaklaştığı da ortada. Kemal Kılıçdaroğlu da Meral Akşener kitleyi böyle bir riskle karşı karşıya bırakmak istememekte haklı.

Diğer sol-liberal gazeteci ve yazarlarınsa romantik bir beklenti içinde oldukları söylenebilir; keza bu beklentinin, bir yandan kovit salgını nedeniyle can derdinde, diğer yandan ekonomik sıkıntılar içinde geçim derdindeki geniş kitlelerde bir karşılığının bulunmadığı da.

 

Peki ne yapıyor muhalefet?

 

“Nerede 128 milyar dolar?”

 

İstanbul Sözleşmesi, Kanal İstanbul, HDP

 

Halkla yüz yüze temas

Bu konuda özellikle Akşener puan topluyor. Akşener’in esnaf ziyaretleri sosyal medyada da geniş yer alıyor. Bunun yanı sıra Babacan ve Davutoğlu da örneğin CHP’nin çok etkili olmadığı yerlerde sokağa iniyor. AK Parti’nin kitlelerle yüz yüze temastan çok (kovit salgınındaki tırmanışta payı olduğu görülen) kongre, tanıtım gibi organizasyonları tercih etmesi, siyasette rolleri değiştiriyor. Üstelik bu sadece eleştirel ve muhalif basın değil, muhalif siyasetçilerin de terörizmden casusluğa dek varan suçlamalarla yargılanma, milletvekilliğinin düşürülmesi, hapis gibi cezalarla karşı karşıya bulunduğu, fiziki saldırıya uğradığı siyasi atmosferde yapılıyor;

 

Muhalefet bu süreçte yeni siyasi oyuncular da üretiyor. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu sahada, İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur TBMM’de örnek olarak verilebilir.

Defalarca saldırıya uğramasına rağmen, Kılıçdaroğlu da daha önce CHP’nin erişimi olmayan sivil toplum, meslek örgütlenmeleri ve baskı gruplarıyla yüz yüze toplantılar yapıyor. Bu durumda 2019 belediye seçimleri sonrası ortaya çıkan imkânlar da rol oynuyor.

Bu manzaraya bakınca, Türkiye’de etkili muhalefetin bulunmadığı söyleminin gerçeği yansıtmadığı, muhalefetin çabalarını değersizleştirmeye katkıda bulunduğu söylenebilir.

 

 

Murat Yetkin blogdan alıntıdır, aslı burada

 

Editör’ün Notu: Son 3 ayda yayınlanan künyeli anketlerden derlediğimiz, kararsızlar dağıtılmamış partilerin oy ortalaması  aşağıdadır:

 

 

Faiz Öztrak: Hükümet faizleri daha da artıracak, ekonomi ezilecek

 

Veysi Dündar:  Matematik 0, Tarih 0 Ama Durum Gayet İyi…

 

GRECO Raporu: ‘Türkiye yolsuzlukla mücadele tavsiyelerinin çoğuna uymadı’

Exit mobile version