Sosyal Medya

Genel

Tuğberk Çitilci: Almanya’da Seçim Gündemi

16 yıllık Angela Merkel döneminin ardından Almanya’da yeni bir dönem başlamak üzere. Şansölye olduğu dönemde 2008 finansal krizi, Brexit süreci,…

Tuğberk Çitilci: Almanya’da Seçim Gündemi

16 yıllık Angela Merkel döneminin ardından Almanya’da yeni bir dönem başlamak üzere. Şansölye olduğu dönemde 2008 finansal krizi, Brexit süreci, Covid-19 pandemisi gibi zorlu koşullarda bu görevi sürdürmüş olan Merkel, 26 Eylül 2021 seçimlerinde adaylar arasında yer almayacak. Gerek Merkel döneminin sona erecek olması, gerek pandemi döneminde mevcut hükümete yönelik halkın eleştirileri ve yönelttiği tepkiler düşünüldüğünde yeni dönemin bazı değişimlerle gelebileceği beklentisi ağır basmakta. Posta yoluyla oy kullanma devam ederken, adaylar televizyon tartışmalarında boy göstermektedir. 3 tur gerçekleşecek olan televizyon tartışmalarının ilkinde SPD’nin adayı üstünlük sağlamıştır.

Anketler de iktidarda yaşanabilecek bir değişikliğe işaret etmekte.

Seçim anketlerine bakmadan önce kısaca seçimde %5 seçim barajını geçmesi beklenen partileri tanıyacak olursak:

CDU/CSU “The Union” (Birlik): Merkel’in partisi Hristiyan Demokratlar (CDU) ve Bavyera eyaletindeki uzantısı konumunda olan Hristiyan Sosyalistler ’in (CSU) koalisyonunu simgeler.  Bu iki parti Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kurulusundan bu yana birlikteliğini sürdürmüştür. Birlik’ ten bu seneki seçimlerde Merkel’in halefi olarak Armin Laschet seçimlerde aday gösterilmiştir. CSU lideri ve Bavyera Başbakanı Markus Söder’in de adi Birlik adayı olarak geçmekteydi ancak Birlik, Söder’in güçlü muhafazakâr ve milliyetçi yaklaşımı yerine Merkel’in izlediği daha ılımlı politikaların devam edebilmesi adına daha önce önemli görevlerde bulunmuş ve orta yolcu kişiliği ile tanınan Armin Laschet’i aday olarak uygun görmüştür. Ancak bu tercih birçok tartışmayı beraberinde getirmiş ve Laschet gerek parti içinde ve gerek seçmenler arasında yeterli desteği alamamış görünüyor. Birlik içinde seçim öncesinde bir aday değişimi düşüncesi tartışılmış olsa da Laschet adaylıktan çekileceğine dair bir mesaj vermedi ve yerine düşünülen Söder böyle bir durumda aday olmayacağını açıkladı.

SPD (Sosyal Demokrat Parti): Son iki dönemde Birlik’ in koalisyon ortağı olan parti seçimlere Olaf Scholz gibi daha önce kariyerinde Hamburg Belediye Başkanlığı ve hükümet içerisinde Finans Bakanlığı gibi önemli görevler bulunan güçlü bir aday önderliğinde giriyor. Özellikle pandemi döneminde verdiği mesajlar ve sağduyulu yaklaşımıyla halkın güvenini kazanan Sholz’un halktan sağladığı güven ve pandemi sürecinde zarar gören ekonomi için partinin açıkladığı sosyal düzenlemeler seçimlerde önemli bir koz olarak karşımıza çıkıyor.

Die Grünen (Yeşiller): Ana çalışma alanı çevre olan Yeşiller partisi içinde sağ ve sol fraksiyonları beraberinde barındıran üçüncü büyük siyasi aktör olarak karşımıza çıkıyor. Çevre alanında sadece Almanya değil Avrupa genelinde izlenen birçok politikada Yeşiller’in etkisini görmek mümkün. Yeşiller, önümüzdeki seçime Annalena Baerbock önderliğinde giriyor. Yeşiller en son 1998-2005 döneminde SPD ile koalisyon hükümeti kurmayı başarmış ve iktidarda yer almıştı.

FDP (Özgür Demokrat Parti): Serbest piyasa ekonomisi savunan ve bir nevi lobi partisi özelliğini taşıyan parti Almanya’nın dördüncü büyük siyasal oluşumu olarak görülebilir. FDP birçok koalisyon senaryosunda bulunabilir ancak Yeşiller ile ayni koalisyon içerisinde bulunması olası görünmüyor. FDP’nin seçimdeki adayı  Christian Lindner olacak.

AfD “Alternative für Deutschland” (Almanya için alternatif) : Aşırı sağcı ve milliyetçi politika izleyen AfD seçime Alice Weidel ve Tino Chrupalla eşbaşkanlarıyla katılacak. AfD izlediği politika nedeniyle iktidarda iddiası bulunan bir parti olarak görülmüyor ve koalisyon senaryolarından herhangi birinde yer almıyor.

Die Linke (Sol Parti): Komünist sol görüşte olan bu parti iki eşbaşkan adayiyla Janine Wissler ve
Dietmar Bartsch önderliğinde seçime katılıyor. %5 barajını geçmesi beklenen parti koalisyon senaryolarında yer alabilir.

 

 

 

Anketler ne gösteriyor?

Anketlere bakıldığında on 16 yıldır ilk kez SPD’nin Birlik’ten önde olduğu görülmektedir. Birlik ’in ikinci sırada olduğu, sırasıyla Yeşiller ve FDP’nin onları takip ettiği görülmekte. Yukarıda açıklamış olduğumuz sebepler ve adayların durumları incelendiğinde Birlik’te yaşanan güç kaybı ve SPD’nin yükselişi şaşırtıcı bir sonuç olarak görülmüyor. Ancak her ne kadar SPD ve Olaf Sholz %25 civarında bir oyla seçimi kazanabilecek olsa da bu oran tek başına hükümeti kurması için yeterli değil.

 

Koalisyon Senaryoları

Almanya’da hükümeti kurabilmek için toplamda %50 oy oranına sahip partilerin birleşmesi ve hükümeti beraber kurmaları gerekiyor. Bu matematiksel şart altında 5 farklı kombinasyon ortaya çıkıyor.

Büyük Koalisyon: İlk üç parti; SPD, Birlik ve Yeşiller ’in katılımıyla oluşturulabilecek oluşum Almanya’da Büyük Koalisyon olarak adlandırılıyor.

Birlik + FDP + Yeşiller formülü: Birlik ve FDP yıllar içerisinde birbirine yakın durmuş ve siyasi iş birlikleri gerçekleştirmiş iki parti olarak bir koalisyonun içinde rahatlıkla yer alabilir ancak Yeşiller ’in ve FDP’nin özellikle vergi konusundaki anlaşmazlıkları bu koalisyonun yolunu tıkıyor. Bu formül 2017 seçimlerinden sonra denenmiş ancak başarıya ulaşamamıştı.

SPD + Birlik + FDP senaryosu: Bu koalisyon özellikle is dünyası çevrelerince ve yüksek gelir grupları tarafında en çok arzulanan formül olma niteliği taşıyor. Serbest piyasa savunucu FDP’nin kendisini en rahat hissedeceği hükümet formülü olarak öne çıkan bu senaryoda merkez sol, SPD, Birlik ve FDP’nin iş birliğinden dolayı uygulamaya sokmak istediği asgari ücrette artış, çalışma saatlerinde düşüş ve bunun gibi birçok politikayı gerçekleştirmekte zorlanabilir.

SPD + Sol Parti + Yeşiller: SPD’nin güçlü yükselişiyle beraber koalisyon senaryoları arasına giren bu formül, en sol görüşlü senaryo olarak öne çıkıyor. Bu oluşum gerçekleşebilirse, asgari ücret artışları, kurumsal vergilerde ve  hane halkı yardımlarında artış, çalışanların gelir vergilerinde düşüş gibi birçok sol politikanın uygulamaya konulması kolaylıkla sağlanabilir. Bahsettiğimiz tüm bu politikalar hali hazırda üç partinin de ortak isteklerini yansıtmaktadır. Ancak SPD ve Sol parti arasında süregelen gerilim ortamı ve Olaf Scholz’un Sol Parti ile bir ittifaka sıcak bakmaması bu ol asiliği zayıflatıyor.

SPD + Yeşiller + FDP: Matematiksel olarak mümkün görünse de Yeşiller ve FDP’ nin beraber yer aldığı bir koalisyon seçeneği oldukça zayıf görünüyor. Ancak Olaf Scholz tam olarak net bir formül ortaya koymadan FDP ile bir oluşumun mümkün olabileceğinin sinyalini verdi.

 

 

 

 

Seçimlerin Alman ekonomisine olası etkileri

Seçimin arka planı, anketler ve koalisyon senaryoları biraya toplanıp düşünüldüğünde, SPD + Sol Parti + Yeşiller senaryosu haricinde Almanya’da köklü bir değişimin doğrudan yaşanması pek olası görülmüyor. Ancak SPD’nin güçlü yükselişi ve Olaf Scholz’ un Şansölye seçilmesi halinde Sol politikaların ve sosyal devlet alayişinin eskiye nazaran daha ağır basacağı söylenebilir. Almanya hükümetinin bugüne kadar izlemiş olduğu sıkı mali politika – güçlü Euro – düşük enflasyon üçlüsünden daha genişlemeci mali politika, daha zayıf Euro ve daha enflasyonist bir yönetim görülebilir. %3 ile son 10 yılın en yüksek enflasyonu görülen Almanya’da eğer bahsi gecen asgari ücret artısı ve hane halkını güçlendirecek politikalar hayata sokulabilirse enflasyonist baskının artması beklenebilir. Böylesi bir senaryoda Euro’da zayıflama görülmesi de olasılıklar dâhilindedir. Önümüzdeki süreçte enflasyonla basa çıkma anlamında ECB’nin atması muhtemel sıkılaştırma adımları, Almanya’nın gelecek yönetimi ve izlenecek politikalarla da tetiklenebilir.

 

Bundesbank Başkanı Weidmann: Aşırı hızlı enflasyon riski var

 

Dünya Çalışma Örgütü:   4 milyarı aşkın insan sosyal korumadan yoksun

 

Emre Deveci: Körfez ülkeleriyle barışmanın nedeni belli oldu

BAKMADAN GEÇME

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

  • Hububat ihracatı ilk dört ayda 4,2 milyar dolar oldu

    Buğday unu, makarna, bitkisel yağlar, bisküvi ile şekerli ve kakaolu ürünler başta olmak üzere temel gıda ürünlerini kapsayan hububat, bakliyat,…

  • Turkcell, BOTAŞ Fiber Altyapı İhalesini Kazandı! 15 Yıllık Stratejik Anlaşma…

    Türkiye’nin lider teknoloji ve iletişim şirketi Turkcell’den, Türkiye’nin sabit internet bağlantısı için dev adım…

  • Bitcoin 6 haneli kulüpte! Ticaret umudu kriptoyu uçurdu

    ABD-Çin görüşmeleri piyasalara moral verdi. Uzun süredir beklenen ABD-Çin ticaret görüşmeleri nihayet masada. Taraflardan gelen olumlu mesajlar, yatırımcıların güvenini tazeledi.

  • Kerevitaş’ın sürdürülebilir ve karlı büyümesi 2025’in ilk çeyreğinde de devam etti

    Türkiye’de dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lideri Kerevitaş’ın 2025’in ilk üç ayındaki konsolide cirosu 6,9 milyar TL olarak gerçekleşti...

  • VakıfBank’tan 2025 Yılına Güçlü Başlangıç…

    Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesine liderlik eden VakıfBank, 2025 yılının ilk çeyreğini güçlü bir performansla tamamladı...

  • Mevduatta getiri patlaması! Bankada parası olanlar dikkat: Yüzde 60’ı geçti

    Faiz maratonu başladı. Bankalar yarışta. Merkez Bankası'nın faiz artışı sonrası bankalar, vadeli mevduat faizlerini %50’nin üzerine taşıdı. Bazı kurumlar, hoş geldin faizi ile yüzde 52’yi gördü.

Benzer Haberler