Sosyal Medya

Ekonomi

Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması taahhüdünün altından 3 milyar dolarlık kredi paketi çıktı

T24’ten Eray Görgülü’nün haberine göre Türkiye’nin dört yıldır onaylamadığı Paris İklim Anlaşması’nı yürürlüğe sokma kararında Dünya Bankası ile Fransa ve Almanya’nın…

Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması taahhüdünün altından 3 milyar dolarlık kredi paketi çıktı

T24’ten Eray Görgülü’nün haberine göre Türkiye’nin dört yıldır onaylamadığı Paris İklim Anlaşması’nı yürürlüğe sokma kararında Dünya Bankası ile Fransa ve Almanya’nın iklim projeleri için Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar dolarlık kredi paketi etkili oldu. Fransa’nın Türkiye’ye anlaşmayı onaylaması karşılığında kredi paketi için teminat verdiği, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da BM Genel Kurulu’ndaki açıklamasını bu gelişme üzerine yaptığı öğrenildi.

Dört yıldır yürürlüğe girmemişti

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 76. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Paris İklim Anlaşması’nı önümüzdeki ay Meclis onayına sunmayı planladıklarını açıklarken, Türkiye’nin eş zamanlı olarak iklim projeleri ile ilgili Dünya Bankası’nın yanı sıra Fransa ve Almanya Kalkınma Bankaları ile 3 milyar dolarlık kredi paketi üzerinde anlaşma sağlandığı öğrenildi. Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında iklim değişikliğinin azaltılması ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalandıktan sonra Mart 2021 itibarıyla 191 üye ülkenin taraf olduğu Paris İklim Anlaşması’nı dört yıldır taraf olmuyordu. Türkiye’nin gerekçesi, Çerçeve Sözleşme kapsamında gelişmiş ülkelerin yer aldığı Ek-1 listesinden çıkartılarak, gelişmekte olan ülkeler kategorisine alınması talebinin BM tarafından kabul görmemesiydi. Türkiye, dünyanın büyük ekonomilerinin gelişmekte olan ülkelere sağlayacağı 100 milyar dolarlık Yeşil İklim Fonu’ndan faydalanmak istiyor ancak Ek-1’de yer alması buna engel oluyordu.

Ucuz kredi üzerinde çalışıyoruz

TBMM İklim Komisyonu toplantılarında da bu konu gündeme gelirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bürokratları alternatif finansman modelleri üzerine çalıştıklarını dile getirmişti. 7 Nisan 2021 tarihli toplantıda “Paris Anlaşması’nı onaylamayalım demiyoruz ama müzakere ediyoruz” ifadesini kullanan Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, Türkiye’nin Yeşil İklim Fonu’ndan yararlanamayacağına dikkat çekerek, şunları söylemişti: “Dolayısıyla, biz bunun dışında Dünya Bankası, Fransız ve Alman Kalkınma Bankalarıyla 3 milyar dolarlık bir paket üzerinde her yıl -bunun belli bir kısmı hibe, belli bir kısmı ucuz kredi- üzerinde çalışıyoruz. Bu metin tamamlanırsa Türkiye -yani o 3 milyar dolar bizim gibi bir ülke için çok ciddi bir para, kullanmak için, yenilebilir enerji ve diğer iklim dostu projelerle ilgili- bu başarılırsa en azından bir kazanım olur ülke için ve bundan sonra da biz elimiz daha rahat bir şekilde siyasilere veya karar vericilere ya, bak finans kısmı çözüldü, bu mutlak emisyon meselemiz zaten Türkiye’nin yok çünkü biz gelişmekte olan bir ülke olarak bunu imzaladık, böyle bir zorunluluk gelmez diye neticede içeride de müzakere etmek zorundasınız Sayın Bakan. Yani sadece dışarıda değil, içerideki müzakereler bazen dışarıdakinden daha sert veya zorlu olabiliyor, onun için söylüyorum, neticede her Bakanlık, her kurum da kendi menfaatlerini düşünüyor.”

Bakanlık: Finansmanda sıkıntı çekilmeyecek

Öte yandan edinilen bilgiye göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Paris İklim Anlaşması ile ilgili Cumhurbaşkanlığına sunduğu raporlarda, “Ülkemiz Ek-2’de olmadığı için finans verme yükümlülüğü olmamakla birlikte, Yeşil İklim Fonu’ndan faydalanamayacaktır. Diğer taraftan, Yeşil İklim Fonu dışında, iklim finansmanı sağlayan diğer fonlar ve çok taraflı bankalara erişimde sıkıntı çekmeyecek ve yeni oluşan uluslararası emisyon piyasalarında ticaret yapabilme imkanına kavuşacaktır” ifadeleri kullanıldı.

İklim-Der: İktidarın önceliği ucuz kredi

Türkiye’nin Paris İklim Anlaşmasını onaylayacak olması ve iklim fonlarından gelmesi beklenen kredi paketlerine ilişkin T24’ün sorularını yanıtlayan İklim ve Enerji Uzmanı ve İklim-Der Başkanı Önder Algedik ise şunları söyledi:

“Türkiye’nin iklim müzakerelerinin temel pozisyonu her zaman için finansman ve teknolojiden faydalanmak ancak iklim değişikliğini yavaşlatacak durduracak hareketlerden kaçınmaktı. Bu yüzden de Paris İklim Anlaşması için verdiği niyet beyanında 1990’da 220 milyon ton olan emisyonları 2019’da 506 milyon tona çıkartmışken, 2030’da indirim olarak 929 milyon tonu hedef olarak verdi. Bu aslında Türkiye iklimi değiştiren duble yollar, termik santraller, verimsiz inşaatları halka finansı ettirirken iklimle ilgili yapılması gerekenleri de dünyadan alacağı kredilerle finanse ettirmeye çalıştığı anlamına geliyor. Dolayısıyla Türkiye’de iktidarın şu an motivasyonu emisyonları azaltmak ve iklim değişikliğini yavaşlatmak değil bilakis hızlandırmak. Bu para da bu hedefler çerçevesinde ucuz kredi olarak kullanılmak isteniyor. Zaten bu niyetini kurmuş oldukları Meclis’teki İklim Komisyonu’nda açıkça ifade ettiler.”

T24

BAKMADAN GEÇME

  • Sanayi üretiminde bahar canlanması!

    Mart ayında sanayi üretimi hem aylık hem yıllık bazda artış gösterdi. Madencilik ve imalat sanayi yükselişe geçerken, enerji üretiminde düşüş yaşandı.

  • Enerjisa Üretim’den 2.5 milyar dolarlık yenilenebilir enerji hamlesi

    Türkiye'nin en büyük özel elektrik üreticisi Enerjisa Üretim, 30. santralini devreye aldı. Uygar RES’in tamamlanmasıyla Türkiye’nin ikinci en büyük rüzgâr santrali devreye girecek. Şirket, 11 ülkeye hizmet verirken 2.5 milyar dolarlık dev yatırım planını sürdürüyor.

  • Özgür Özel: “19 Mart süreci Türkiye’yi paralize etti, KOBİ’ler iflasa sürüklendi”

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sanayi Odası ziyaretinin ardından yaptığı açıklamalarda 19 Mart sonrası yaşanan ekonomik gelişmelere sert tepki gösterdi: "Türkiye'yi ayakta tutan sağlam kolonlar nefes alamıyor."

  • Aracı Kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?  Yükseliş sürebilir

    Genel bir değerlendirme yaptığımızda, son dönemde  sergilediği zayıf seyirle 9,000 bölgesine kadar savrulan  piyasada, dün itibarıyla bu kritik destekten yukarı yönde bir  toparlanma çabası daha başlamış durumda. Yaşanan  yükseliş hareketinin, son dönemkilerden farklı olarak, daha  homojen bir şekilde farklı sektör endekslerine yansımış  olmasını, hareketin devamı açısından cesaret verici olarak  görüyoruz.

  • Dövize kaçış bitti, TCMB rezervleri yükselişe geçti

    2 Mayıs haftasında swap hariç net rezervlerde 2,9 milyar $’lık azalış, yurtdışı yerleşiklerin 1,2 milyar $’lık DİBS satışı ve DTH’lardaki 825 milyon $ azalış öne çıkıyor. Ayrıca, TCMB Analitik Bilanço verilerine göre, swap hariç rezervlerde 7 Mayıs itibariyle 4,2 milyar $’lık artış olduğunu hesaplıyoruz. Haftalık hareketleri şöyle sıralayabiliriz:

  • SABAH Analizi: Ticaret umudu: Risk iştahı arttı, Bitcoin kükredi, dolar toparladı!

    ABD-İngiltere ticaret antlaşması piyasalar moral verdi. Bitcoin, dolar ralliye geçti

  • Trump, Netanyahu ile Bağlarını Kesti: Ortadoğu’da İsrail Olmadan Adım Atacak

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump’ın Netanyahu’yu manipülasyonla suçladığı ve Ortadoğu stratejisini İsrail hükümetinden bağımsız yürüteceği bildirildi. 📌 Haber Metni: İsrail Ordu Radyosu’nun haberine göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkilerini sonlandırma kararı aldı. Nedeni ise Netanyahu’nun Trump’ı yönlendirmeye çalıştığına dair oluşan güçlü şüpheler. Habere göre Trump’ın yakın çevresi, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’e Trump’ın artık Netanyahu ile Ortadoğu politikalarında koordinasyon kurmayacağını bildirdi. Dermer’e aktarılan mesajda, Trump’ın en çok nefret ettiği şeyin “manipüle edilmek” olduğu vurgulandı. Bir İsrailli yetkili, Dermer’in Cumhuriyetçi çevrelerde alışılmış “kibirli” tutumunun bu gerginliği gidermeye yetmediğini belirtti. Bu gelişme, Israel Hayom gazetesinin Trump’ın Netanyahu’dan “hayal kırıklığına uğradığını” ve artık Ortadoğu’daki adımlarını İsrail’in onayını beklemeden atacağını yazmasının hemen ardından geldi. Trump, 20 Ocak 2025’te başkanlık görevine yeniden başladığından bu yana Netanyahu hükümetine geniş çaplı ve koşulsuz destek vermişti. Bu destek, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yürütülen ve birçok çevre tarafından “soykırım” olarak tanımlanan askeri operasyonlara rağmen sürdü. Ancak Israel Hayom’un isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberde, iki liderin kişisel ilişkilerinin giderek soğuduğu ve karşılıklı hayal kırıklığının arttığı ifade edildi. Trump’a yakın iki üst düzey ismin kapalı kapılar ardında, Trump’ın artık İsrail’i beklemeyeceğini ve Ortadoğu gündemini kendi başına ilerleteceğini söylediği aktarıldı. Trump’ın hangi somut adımları atacağı belirtilmemekle birlikte, Tel Aviv’in Trump’ın İsrail’i dışarıda bırakarak hareket ettiğinden şikayet ettiği bildirildi. Bu duruma örnek olarak, Washington yönetiminin Yemen’deki Husilerle imzaladığı ateşkes anlaşması gösterildi. Anlaşma İsrail’e haber verilmeden sonuçlandırıldı ve Tel Aviv tamamen devre dışı bırakıldı. Bu son gelişmeler, iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin geleceği konusunda yeni soru işaretleri doğururken, Trump’ın Ortadoğu politikasında İsrail’siz bir dönem başlattığı yorumlarına yol açtı. Kaynak: İsrail Ordu Radyosu, Israel Hayom, Arap basını Atilla Yesilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşulları için bize e-mail atın: [email protected] 🔑 Anahtar Kelimeler: Donald Trump, Binyamin Netanyahu, Trump Netanyahu krizi, ABD İsrail ilişkileri, Ortadoğu politikası, Trump İsrail bağları, Israel Hayom, Gazze savaşı, Trump Husi ateşkesi, Trump dış politikası 2025, Ron Dermer, ABD diplomasisi 🧠 Meta Açıklama: Donald Trump, Netanyahu ile bağlarını kopardı. Trump, İsrail Başbakanı'nı manipülasyonla suçlarken, Ortadoğu'da yeni adımlarını İsrail ile koordinasyon kurmadan atmaya hazırlanıyor. Devamında istersen bu haber için görsel önerisi de sunabilirim WS37. Hazır mısın?

  • Çin’in Yeni Teşvik Paketi Piyasaları Etkilemedi: Gözler ABD ile Ticaret Görüşmelerinde

    Çin hükümeti, ekonomiyi canlandırmak için yeni bir teşvik paketi açıklasa da, piyasalar bu adımlara sınırlı tepki verdi. Yatırımcıların odağı ABD ile yürütülen kritik ticaret görüşmelerine çevrildi.

  • Bakan Uraloğlu Açıkladı: Türkiye’nin Sosyal Medya Şampiyonu Belli Oldu

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medya kullanımıyla ilgili dikkat çeken verileri kamuoyuyla paylaştı. We Are Social ve Meltwater tarafından hazırlanan Dijital 2025 Türkiye Raporunu değerlendiren Bakan Uraloğlu, Türkiye'de internet kullanıcı sayısının 77,3 milyona ulaştığını, sosyal medya kullanıcılarının sayısının ise son bir yılda %1,7 artarak 58,5 milyona yükseldiğini açıkladı.

  • Yazılı basına telif koruması gelebilir

    TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında, Google’ın algoritma değişiklikleri ve bunların Türkiye’deki medya kuruluşları üzerindeki etkilerini görüşmek üzere toplandı. Yayman, "“Haberin telif konusu haline getirilmesini ve kullanıma bağlı olarak medya kuruluşlarına ücret ödenmesini talep ediyoruz" ifadesini kullandı.

  • Çetin Ünsalan Yazdı: Enflasyon düşerse, alım gücü artar mı?

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, veriler meselesine değinmedi...

  • Selçuk Bayraktar’dan sonra bu kez Güler Sabancı’dan uyarı geldi!

    Geçtiğimiz süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı ve BAYKAR Yönetim Kurulu Selçuk Bayraktar'ın yüzünü ve sesini kullanan yapay zeka dolandırıcıları bu defa da Güler Sabancı'nın kişisel bilgilerini kullandı...

  • Türkiye’nin dev çay firması satılıyor!

    Türkiye'nin en büyük çay üreticilerinden Of Çay, 6 yıl aranın ardından yeniden satılıyor. Şirketi 2019 yılında satın alan Jacobs kahvelerinin sahibi ABD merkezli Jde Peet’s, Türkiye'deki çay operasyonlarını elden çıkaracağını açıkladı...

Benzer Haberler