Sosyal Medya

Döviz

FT: Erdoğan’ın faizi indirerek enflasyonu düşürme politikası neden işe yaramıyor?

Financial Times gazetesinin bugünkü sayısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz politikası ile ilgili bir haber ve yorum yer alıyor.…

FT: Erdoğan’ın faizi indirerek enflasyonu düşürme politikası neden işe yaramıyor?

Financial Times gazetesinin bugünkü sayısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz politikası ile ilgili bir haber ve yorum yer alıyor.

Chris Giles imzalı haberde, “Daha bu hafta sonu, Türkiye Cumhurbaşkanı, daha düşük faiz oranlarının ‘yeni bir ekonomik model’ oluşturacağı teorisini yineledi. Recep Tayyip Erdoğan, faizleri indirmenin enflasyonu düşüreceğini ve yatırım, istihdam ve ihracatı artırarak Türkiye’nin bağımsızlığını artıracağını söyledi” sözleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyor:

“Ne var ki enflasyon karşısında faiz oranlarını düşürme deneyi, çöken bir para birimi, yükselen fiyatlar ve girdi maliyetleri, özellikle de en yoksullar için ağır sonuçlu bir kriz yarattı.

“Bu, Erdoğan’ın yaklaşımının, bir para biriminin değerini korumak için sermaye çıkışlarını caydıracak, iç tüketimi düşürecek daha yüksek faiz oranlarına ve ve enflasyonist sarmalı önleme kararlılığı gösterilmesine ihtiyaç olduğunu öngören yerleşik standart ekonomi teorisinin de işaret ettiği gibi, derinden kusurlu olduğunu gösteriyor.

“Erdoğan’ın ‘daha fazla değer kaybı olursa, bankalarda Türk lirası mevduatı olanların zararlarını tazmin edecek önlemler’ açıklamasından sonra, pazartesi günü geç saatlerde TL yeniden değerlendi. Ancak Türk lirasının ABD doları karşısında bu sonbaharda değerinin yarısından fazlasını yitirmesiyle birlikte enflasyon yüzde 30’lara çıkmış durumda.”

Financial Times yazarına göre Türkiye, ithalatı düzenli olarak ihracatından büyük olduğu için sürekli cari açık veren bir ülke ve bir türlü düşürülemeyen yüksek enflasyon sorunu var.

“Son beş yılın hemen tamamında yıllık enflasyon oranı yüzde 10’un üzerinde oldu. Bu da, sorunun altında sistemsel bir fiyat artışı probleminin yattığına ve izlenen politikaların bunu ortadan kaldırmakta pek etkili olmadığına işaret ediyor.”

Dani Rodrik: Yıllarca sıcak para akışı teşvik edildi

FT’nin yazısında görüşlerine yer verilen ABD’deki Harvard Kennedy Fakültesi’nden Profesör Dani Rodrik, aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllarca ekonomiyi biraz yüksek bir faiz oranı sayesinde Türkiye’ye sıcak para girişiyle yürüttüğünü söylüyor.

“Finansal küreselleşmeyle ilgili efsanelerden biri, bunun makro ekonomik disiplini güçlendirdiğidir” diyen Rodrik, böylece ülkelerin yabancı parayı çekmek için sürdürülebilir ve makul politikalar izleyeceğinin varsayıldığını söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“Türkiye’de bu tam tersi oldu. Türkiye’nin ekonomik deneyi, daha esnek finans kaynakları sayesinde olması gerekenden çok daha uzun sürdü. Bunun sonucu olarak ekonomiye maliyeti daha büyük olacak.”

FT’ye göre Rodrik ve IMF, yüksek faiz limitlerinin sıcak para çekmeye katkısı olsa da harcamaları artırdığını ve iç piyasada enflasyonu yükselttiğini savunuyor ve Türkiye’nin son haftalarda yaşadığı güven krizine girmesini önleyecek doğru politikanın, daha yavaş bir büyüme karşılığında uzun vadeli istikrarı sağlayacak daha kontrollü bir çizgi izlenmesi olduğunu söylüyor.

‘Bedeli ağır oldu’

Financial Times “Erdoğan özel olarak seçtiği Merkez Bankası Başkanı ile birlikte bunun tam tersini yaptı. Eylül ayında yüzde 19 olan kısa vadeli politika faizini, para arzını genişletici bir dizi hareketle 16 Aralık itibariyle yüzde 14’e kadar düşürdü” diyerek sözü yine son aylarda yaşanan ekonomik gelişmelere getiriyor.

“Amaç liranın değerini yavaş yavaş düşürerek ihracatı teşvik etmek ve küçük imalatçıları rekabette güçlendirmek, aynı zamanda ithal hizmet ve mallar yerine yerli üretim ve hizmetlere yapılan harcamaları artırmaktı. Cari açık Ağustos’tan bu yana artıya geçse de bunun, Ankara’nın ekonomi politikalarının itibarı ve Türkiye halkının geçim koşulları bakımından bedeli çok ağır oldu.

“Resmi enflasyon oranı, fiyatların sadece o ay içinde yüzde 3,5 arttığı Kasım’da yüzde 20’yi buldu. Birçok gözlemci bunun gerçek rakamın altında olduğunu düşünüyor. Ama öyle bile olsa ithal ürünlerin fiyatlarında meydana gelen artışların etkisinin görüleceği Aralık ayında yine sıçraması bekleniyor.”

“Daha kötüsü; liranın değerindeki düşüş, dövizle borçlarını artıran özel şirketler ve devletin borçlarının kabarmasına sebep oldu. Türkiye’nin, finans dışı özel sektör borçları pandemi döneminin başından bu yana gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 20’si düzeyinde arttı. Bu OECD’nin tahminlerine göre gelişmekte olan ekonomiler içinde en yüksek oran.

“Faiz indirimleri artık şirketleri mali olarak rahatlatmaya yaramıyor çünkü piyasalar risk için artık daha büyük bir bedel talep ediyor. Yatırımcılar liraya güveni kaybettikçe ve güçlü paraların güvenine sığınmaya başladıkça devlet tahvillerinin getirisi yükseliyor.”

İthal ürünlerinin fiyatlarının arttığı, iç talepte bir çöküş tehdidi olduğu belirtilen makalede, Yatırım danışmanlık şirketi BlueBay Asset Management’tan Tim Ash’in görüşlerine de yer veriyor. Buna göre, asgari ücrete yapılan yüzde 50’lik zam, “liranın ucuzlamasının yarattığı avantajları silip süpürecek.”

Financial Times’ın görüşünü aktardığı Ash, “Eğer (Erdoğan) Türk lirasını dolar karşısında 10 lira düzeyinde tutabilseydi bir şansları olabilirdi. Ama şimdi enflasyon bir kere çantadan çıktı ve rekabette kazanılan avantaj da camdan uçup gitti. Şimdi bir devalüasyon – enflasyon sarmalındayız” diyor.

BBC Türkçe

BAKMADAN GEÇME

  • ANALİZ: İmalat Sanayiinde Zayıflık Sürüyor: Ağustos Verileri KKO’da 5 Yılın Dip Seviyesini Gösterdi

    TCMB’nin Ağustos 2025 verileri, imalat sanayiindeki zayıflığın sürdüğünü ortaya koydu. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) aylık 0,5 puan gerileyerek %73,6 seviyesine indi ve son 5 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak taşıt sektöründe planlı üretim duruşları dışlandığında, genel görünüm yatay kaldı. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) yeniden eşik değerin üzerine çıktı, fakat tarihsel ortalamanın altında kalması, üretimdeki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösteriyor.

  • TCMB Anketi: Enflasyon Beklentilerinde Gerileme Devam Ediyor

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Ağustos 2025 anket sonuçları, hanehalkı, reel sektör ve piyasa katılımcılarının 12 aylık enflasyon beklentilerinde düşüş olduğunu ortaya koydu. Hanehalkı beklentisi %54,1’e, reel sektör beklentisi %37,7’ye ve piyasa katılımcıları beklentisi %22,8’e geriledi. Uzmanlara göre, bu eğilim Türkiye’nin dezenflasyon sürecine dair iyimserliği güçlendiriyor.

  • Fed bağımsızlığı endişeleri ve artan borç, doları baskılıyor

    ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bağımsızlığına yönelik tehditler ve Ülkede kötüleşen bütçe açığı, dolar için yapısal stres faktörleri olarak öne çıkıyor. Commerzbank ekonomisti Antje Praefcke'ye göre, bu iki temel faktör doların değerini sürdürme kapasitesini olumsuz etkileyebilir.

  • Morgan Stanley’den Uyarı: S&P 500’deki Ralli “Kırılgan” Olabilir

    S&P 500 endeksi Nisan ayındaki dip seviyesinden bu yana %29 yükseldi. Manşet veriler, güçlü büyüme, yönetilebilir enflasyon ve dev teknoloji şirketlerinin beklentileri aşan kârlarıyla “iyimser bir piyasa” hikâyesini besliyor. Ancak Morgan Stanley, bu tablonun yüzeyin altında farklı bir hikâyeye işaret ettiğini söylüyor. Bankaya göre, teknoloji hisselerine aşırı bağımlı ralli, genişlemeyen kâr marjları ve AI yatırımlarında olası kapasite fazlası riskleri yatırımcılar için kırılgan bir ortam yaratıyor.

  • En Alttakilerin Ak Parti’ye, En Üsttekilerin CHP’ye Oy Vermesinde Bir Tuhaflık Yok mu?

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Sosyoekonomik Seviye 2023” araştırmasını, “Artık bu veride de manipülasyon yoktur herhalde -inşallah-” düşüncesiyle…

  • Neden Kasko Yaptırmalısınız?

    Günlük ulaşımı hızlandırmak, şehirlerarası seyahatlerde konfor sağlamak ya da iş hayatında zaman kazandırmak açısından otomobiller vazgeçilmez birer parça haline gelmiş…

  • Lezzetli Bir Hediye Alternatifi : Yenilebilir Çiçek & Meyveler

    Hediye kültürü, insanlık tarihi kadar eski ve köklü bir gelenektir. Yüzyıllar boyunca insanlar, sevdiklerini mutlu etmek, özel anları kutlamak veya…

  • YKS Sonuçları: Devlet Üniversiteleri Doldu, Özel Üniversiteler Boş Kaldı

    Fahiş zamlar özel üniversiteleri boşalttı

  • Atilla Yeşilada: Dünyayı sarsacak 5 trend: Çileli yıllar başlıyor!

    İşte dünyayı önümüzdeki yıllarda sarsacak trendler! 00:00 Merhaba 03:04 Yaşlanıyoruz! 04:05 Küresel ısınma ve iklim değişikliği! 05:55 Yeni salgınlar kaçınılmaz! 06:36 Büyük güçler savaşı! 10:13 Dünya bu borcu ödeyemez! 12:00 Yapay zeka

  • Memur zam yerine hava aldı!

    Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, memur maaşları ve memur emeklisi aylıkları için 2026 ve 2027 zam oranlarını belirledi. Karara göre, 2026’nın ilk 6 ayında %11, ikinci 6 ayında %7, 2027’nin ilk 6 ayında %5 ve ikinci 6 ayında %4 zam yapılacak. Toplu sözleşmede taban aylığa 1000 TL eklenmesi kesinleşirken, sosyal haklarda da çeşitli iyileştirmeler karara bağlandı.

  • Trump’tan Fed’e Sert Baskı: Eylül’de Faiz İndirimi Beklentisi Güçleniyor

    ABD Başkanı Donald Trump, faizlerin hızla düşürülmesi için Fed üzerindeki baskısını artırıyor. Trump, politika faizinin mevcut %4,25–4,50 aralığından en az 200–300 baz puan indirilmesini talep ederken, Fed Başkanı Jerome Powell’a yönelik sert eleştirilerini sürdürüyor. Jackson Hole toplantısında Powell, eylülde faiz indirimi sinyali verirken, FOMC içindeki görüş ayrılıkları sürüyor. Piyasalar, Trump’ın baskısının Fed’in bağımsızlığı ve para politikasının yönü üzerindeki etkilerini yakından takip ediyor.

  • Kudret Ayyıldır: GYO’lar arasında prim potansiyeli yüksek şirketler

    Yılın ikinci çeyreğinde enflasyonda yavaşlama ve faiz indirim sürecinin başlaması, sektöre yönelik beklentileri yeniden şekillendirmiş durumda. Yüksek faiz oranları ve sıkı finansal koşullar, özellikle konut kredileri üzerinden talebi sınırlarken enflasyonda gözlenen yavaşlama eğilimi ve TL’nin görece istikrarlı seyri, maliyet tarafında kısmi rahatlama sağladı. 26 Ağustos 2025 itibarıyla sektörün yıllık getirisi %54’e yaklaşırken Ağustos ayı kapanışı öncesinde aylık getirisi ise yaklaşık %11 seviyesine ulaştı.

  • Fransa’da Siyasi Kriz Derinleşiyor: Bayrou’nun Güven Oylaması 8 Eylül’de

    Fransa Başbakanı François Bayrou, 8 Eylül’de parlamentoda hükümetinin geleceğini belirleyecek kritik bir güven oylaması yapılacağını duyurdu. Azınlık hükümetini yöneten Bayrou, ülkenin bütçe açığı ve artan kamu borçları nedeniyle “ulusal acil durum” ilan ederek milletvekillerinden destek istedi. Ancak muhalefetin sert tepkisi ve piyasaların endişeleri, Fransa’yı yeni bir siyasi belirsizliğin eşiğine taşıdı.

Benzer Haberler