Sosyal Medya

Borsa

Hisse senedi piyasaları: Piyasada birkaç aylık rahatlama olabilir

Temkinli hisse tercihlerimizi koruyoruz. Temmuz ayına küresel piyasalarda zayıf bir seyir vardı. ABD ve Avrupa hisse senetlerinde fiyat düzeltme beklentisi…

Hisse senedi piyasaları: Piyasada birkaç aylık rahatlama olabilir

Temkinli hisse tercihlerimizi koruyoruz. Temmuz ayına küresel piyasalarda zayıf bir seyir vardı. ABD ve Avrupa hisse senetlerinde fiyat düzeltme beklentisi kuvvetlenirken, GOÜ endekslerinde özellikle Çin kaynaklı bir geri çekilme oldu ve MSCI-GOÜ endeksi ilk altı aydaki getirisini sıfırlayarak yılbaşı seviyesinin altına geldi.

BIST’in nispeten olumlu ayrışan seyrinde kâr beklentileri olumlu emtia ağırlıklı hisseler (demir-çelik, petro-kimya) ile otomotiv öne çıktı. Banka, perakende ve bilişim hisseleri nispeten zayıf kaldı. Önceki ay BIST-100’de sadece 16 hissenin değeri artarken, Temmuz’da 70 hisse değer kazancı sağladı. Beklentimiz Ağustos’ta da demir/çelik ve emtia ağırlıklı hisseler daha kuvvetli görüneceği yönünde. İskontolu işlem gören bankalarda aşağı riski sınırlı görüyoruz. Primli hisselerde ise habere dayalı kâr satışlarının sürebileceğini düşünüyoruz.

– Portföyümüze Bim’i ekliyoruz, yüksek enflasyon ortamında artan sepet büyüklüklerin Bim’in ciro büyümesini destekleyecektir. Yeni projelerle ilgili habelerin gelmemesiyle hisse performansı beklentimizin altında kalan ARD Yazılımı portföyümüzden çıkarıyoruz.

Temmuz ayında BIST-100’ü yendik. En son güncelleme yaptığımız 8 Temmuz ile 30 Temmuz arasında portföyümüz %1,5 getiri sağladı. Temmuz’un ilk haftasında da portföy getirimiz %1,0 olmuştu. Dolayısıyla portföyümüz Temmuz’da %2,6 getiri sağlarken, bu dönemde BIST-100 toplam getiri endeksi de %1,7 arttığından, endekse göre daha iyi performans sağladık. Portföye Ereğli, Coca Cola ve Yapı Kredi Bankası en çok katkıyı sağlarken Şişe Cam, Tüpraş ve Pegasus nispeten getiriyi aşağı çeken hisseler oldular. – Bu sonucun ardından model portföyümüzün (yayınlanmaya başlandığı 204 başından bu yana) toplam getirisi %451 oldu. Aynı dönemde BIST toplam getiri endeki ise %157 kazanç sağladı. Buna göre portföyümüzün gösterge endeksin %114 üzerinde getirisi olduğu görülüyor. BIST100 toplam getiri endeksi hisse fiyatları temettü ödemeleri için düzeltilerek hesaplanıyor.

Bir hafta kapalı olan BIST-100 Temmuz’da yurtdışından olumlu ayrıştı. Azalan işlem hacmine rağmen, BIST-100 Temmuz’da %3’e yakın değer kazandı. ABD ve Avrupa temel hisse senedi endeksleri ayı yaklaşık %1 artışla kapatırken, ABD ile ticari uzlaşmazlıklar Çin hisse senetlerine satış getirdi. MSCI-Asya endeksi %7 gerilerken, MSCI’nın Latin Amerika ve Avrupa GOÜ endeksleri de %4 ve %2 düştü. Ancak yılbaşına göre getirilerde BIST-100 %xx kayıpla halen en kötü performans gösteren GOÜ olmayı sürdürüyor ve piyasanın ortalama F/K oranı MSCI-GOÜ’ye göre %60 civarında tarihsel yüksek düzeyde iskonto taşıyor.

Covid-19’un seyri ve turizmde toparlanma takip edilecek. Mart’tan bu yana hisse satış baskısı büyük ölçüde enflasyon korkusunu ve kurdaki oynaklığı yansıtıyor. Bu kapsamda yarınki Temmuz enflasyon verisi risk algısını fazla değiştirmeyecek. Diğer taraftan FED’in sonbahara kadar likidite koşullarını değiştirmeyeceği beklentisi ile GOÜ’lere ve TL aktiflere ilgi son iki haftada biraz arttı. Olumlu eğilimde Haziran ayı turizm gelirinin önceki aya göre iki kat artarak 1,4 milyar dolara ulaşması (ilk altı ay 5,5 milyar dolar) da etkiliydi. Ancak Temmuz başında tırmanışa geçen Covid vakaları ve ay sonundaki büyük orman yangınları üçüncü çeyrek turizm gelirlerini olumsuz etkileyebilir.

Yerli yatırımcı çıkışı halka arzlara rağmen devam ediyor. Haziran’da 1 milyar TL’nin altına düşen aylık halka arz hacmi Temmuz’da 1,4 milyar TL ve ilk yedi ay sonunda 12,9 milyar TL’ye ulaştı. Nisan’da 2,7 milyon adet ile rekor kıran bakiyeli yerli hisse senedi hesap sayısı ise Mayıs’taki 150 binin ardından, Haziran’da da 70bin civarında geriledi. Azalan getiriye bağlı olarak günlük işlem hacminin de Ocak’taki 46 milyar TL’nin çok altında kaldığını, Haziran’da 19 milyar TL ve Temmuz’da 15 milyar TL olduğunu görüyoruz (Mart 2020 sonrası en düşük).

Bilançolar genelde güçlü geliyor. Yurtdışı faktörler ve turizmde toparlanma temasının yanında Ağustos ayı hisse performanslarını etkileyecek bir diğer konu da şirketlerin Temmuz sonunda açıklanmaya başlayan 2. çeyrek bilanço sonuçları olacaktır. Şu ana kadar gelen sonuçlarda özel bankalar kâr beklentilerinin ortalama %10 kadar aşarken, banka dışı kesimde de (sayı az olmakla birlikte) sonuçların operasyonel açıdan güçlenmeye işaret ettiği ve genelde beklentiden iyi geldiğini gözlüyoruz.

Endekste yatay hareket devam eder. Haziran’da değer kaybeden demir/çelik hisseleri Temmuz’da beklentimiz paralelinde kuvvetli seyir gösterdi. Petrokimya ve otomotiv hisseleri de bilanço beklentileriyle olumlu ayrışan sektörler arasındaydı. Buna karşılık, Covid-19 endişelerinin öne çıkmasıyla havacılık hisseleri ve yeni perakende yasası beklentileri nedeniyle perakende hisseleri Temmuz ayında zayıf kalmaya devam etti. Banka tarafında ise güçlü kâr beklentileri ve kârlarda olumlu sürprizlere rağmen belirgin bir toparlanma görmedik. Bu görüntü yurtdışında olası fiyat düzeltme endişesinin arttığı bir dönemde yabancı yatırımcı girişinin zayıf kalmaya devam edeceği beklentisine bağlanabilir. Diğer taraftan Ağustos ayı gelişmeleri dikkate alındığında düşük hacimli, endeks bazında dar bantta sıkışmış seyrin devam edebileceğini, tema olarak kâr beklentileri ile birlikte demir/çelik, otomotiv ve banka hisselerinde olumlu ayrışma olabileceğini, ucuzlayan perakende hisselerine de dip seviyelerden alım denemeleri olabileceğini düşünüyoruz.

Aselsan

Mevcut piyasa şartları altında Aselsan defansif bir hisse olarak ön plana çıkıyor. Şirketin faaliyetleri makroekonomik şartlardan pek etkilenmiyor çünkü faaliyetler çoğunlukla Türk ordusuna dönük savunma sanayi projeleleri ve yurt dışına dönük savunma sanayi projelerinden oluşuyor. Bu savunma sanayi projeleri çoğunlukla uzun vadeli (3-5 yıl veya daha uzun) ve döviz bazlı. Yaşanan TL değer kaybıyla Aselsan 2021’de yüksek FAVÖK marjı sağlayabilir – artış şirketin beklentisi olan %20- 22 bandının üzerinde olabilir. Bunda maliyet yapısının %60 TL ve %40 döviz bazlı olmasının etkisi var. Şirket 2020 yılında 400 milyon dolarla yüksek tutarda ihracat siparişi aldı. 2021 yılında da benzer performans bekleniyor. Ayrıca büyük bir sivil projenin de ilgili bakanlık tarafından açıklanması bekleniyor. Bu projenin İlk fazda 100 -150 milyon dolar tutarında olması bekleniyor. Proje ile ilgili olarak, Aselsan şimdiden ikinci faz çalışmalara başladı. Sivil projelerin artması ile geliştirme dönemi yakın vade (1-3 yıl) olan projelerin toplam içindeki payı artacaktır. Bunun da nakit akımını olumlu etkilemesi bekleniyor. Son yıllarda savunma sanayi projeleri geliştirme vadeleri uzamaya başladı, ortalamada 3-5 yıl vadeden 5+ yıla kaymaya başladı. Yılın ilk 3 çeyreğinde bilançoda net borcun oluşmasının ardından yılın son çeyreğinde net nakite dönülmesi trendinin devam etmesi öngörülüyor. TC Hazinesinin ödeme planlaması nedeniyle böyle devam edeceği söylenebilir.

Hisse performansını etkileyebilecek faktörler:
Beklenen yeni sivil projenin açıklanması
Yeni açıklanacak büyük tutarlı yurt içi ve yurt dışı projeler
Değerleme:
12 aylık hedef fiyatı İNA yöntemiyle 18,50 TL olarak hesaplıyoruz, buna göre de %19
yukarı potansiyeli bulunmaktadır.

Bim

Bim güçlü operasyonel performans ve sağlıklı bilanço yapısı (döviz açık pozisyonu yok) ile mevcut ortamda defansif yapısı ile öne çıkıyor. Yüksek enflasyon ortamında artan sepet büyüklüklerin Bim’in ciro büyümesini destekleyecektir. Ayrıca, Bim tüketici tarafından kabul görmüş özel markalı ürünlerdeki yüksek pay (toplam satışlarda% 63) müşteri trafiğini desteklemeye devam edeceğini düşünüyoruz. FİLE (süpermarket) formatı ile Bim’in uzun vadeli büyüme hikayesi sağladığını düşünüyoruz.
2021’de yıllık bazda %26 ciro büyüme ve %9 FAVÖK marjı öngörüyoruz.
Hisse performansını etkileyebilecek faktörler:
Güçlü nakit akışı, devam eden ciro büyümeleri ve net kar momentumu hisseyi destekleyecek faktörler olarak sıralanabilir.
Değerleme:
Şirket için yaptığımız varsayımlar üzerinden hesapladığımız 7.0x 2021T FD/FAVÖK ve 13.1x F/K ile işlem görmektedir. Hedef fiyatımız olan 82.00 TL/hisse %29 yukarı potansiyel sunmaktadır.

Coca Cola

Covid sonrası zorlaşan şartlar göz önüne alındığında, Coca Cola İçecek’in (CCİ) faaliyet gösterdiği bölgelerde 2020 satış ve karlılık performansı oldukça başarılı bir şekilde geçti. Özellikle 4Ç20 performansının başarısında öncelikli olarak çoklu paket satışlarına odaklanan ve evde tüketim okazyonlarını artırmaya yönelik stratejinin ve diğer hızlı tüketim şirketleri ile kurulan güçlü iş birliklerinin önemli rol oynadığını görüyoruz. Ocak ayı içinde satış hacmi ile ilgili konsolide bazda %4 ile %6 arasında büyüme beklediğini açıklayan CCİ Yönetimi, 2021 yılında çift haneli birim gelir artışı öngördüğünü belirtti. Ayrıca, karlılık tarafında 2020’nin bazı maliyet kalemlerindeki devam ettirilemeyecek kesintiler ile desteklenmesine rağmen, bu seviyenin hacim büyümesi ve
birim gelir odağı sayesinde korunmasının beklendiğini ifade ettiler. 2020’de %21,6 olan FAVÖK marjı elde edilmişti.
Hisse performansını etkileyebilecek faktörler:
Yerinde tüketim kanalındaki trafiğin beklenenden daha hızlı toparlanması, yüksek marjlı ürünlerin toplam içindeki payını artıracağı için, bu gelişmenin Şirket’in karlılığı, dolayısı
ile hisse fiyatı için önemli bir itici güç olabileceğini düşünüyoruz. 2020’de görülen rekor karlılığın 2021’de de devam etmesini projeksiyonlarımız için potansiyel yukarı yönlü risk faktörü olarak görüyoruz. Kısa vadede Özbekistan pazarında genişleme ile ilgili haber akışının itici güç olacağını düşünüyoruz.
Değerleme:
CCİ’in değerlemesinde eşit ağırlık vererek İNA ve çarpan yöntemlerini kullanıyoruz. Hedef fiyatımız olan 98.00 TL/hisse, CCİ için 2021’de orta tek haneli hacim büyümesi ve marjların geçtiğimiz yıla paralel gerçekleşmesi varsayımını yansıtmaktadır. Şirket için yaptığımız projeksiyonlar üzerinden hesapladığımız 6.0x 2021T FD/FAVÖK ve 10.9x F/K, benzer şirketlerin ortalamasına göre %50 üzerinde iskontoludur.

 

 

 

 

Kaynak: AK YATIRIM ARAŞTIRMA

BAKMADAN GEÇME

  • Luxera GYO Yeni Dönemi Başlatıyor: NEW ERA 2030 Vizyonuyla İstanbul’da Dört Yeni Projeye İmza Atıyor

    2024 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşüm sürecini tamamlayan Luxera GYO, kurumsal yapılanmasını güçlendirerek yeni bir büyüme fazına geçti. Şirket, dönüşüm odaklı stratejisi doğrultusunda 2026 itibarıyla İstanbul’da ikisi Anadolu Yakası’nda, ikisi Avrupa Yakası’nda olmak üzere toplam dört yeni projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor.

  • Neden Online İngilizce Platformları Artık Bir Adım Önde?

    Klasik kursların yerini artık online İngilizce platformları alıyor, hem de haklı sebeplerle. Çünkü insanlar artık zamana değil, zaman onlara uysun istiyor. Online platformlar da tam bunu sağlıyor: Esneklik, erişilebilirlik ve kişisel tempo. Sadece bilgisayar ya da telefonla, istediğin yerde, istediğin saatte derslere katılabiliyorsun. Üstelik canlı oturumlar, interaktif içerikler ve anında geri bildirimlerle öğrenme deneyimi hiç olmadığı kadar kişisel hale geliyor. Bu yazıda, online İngilizce platformlarının neden bir adım önde olduğunu yakından inceleyeceğiz.

  • Merkez Bankası Rezervleri Yükseliş Gösterdi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 12 Aralık haftasında önemli bir artış kaydetti. Bir önceki haftaya kıyasla 4 milyar…

  • FT: Yapay zekâ veri merkezleri uzaya taşınırsa ne olur?

    Google’ın uzayda, güneş enerjisiyle çalışan bir yapay zekâ veri merkezi kurma fikri, AI patlamasının enerji ve altyapı sınırlarını zorladığını gösteriyor. Karada enerji, su ve arazi engelleriyle karşılaşan teknoloji devleri, çözümü yörüngede ararken; uzay çöplüğü, çarpışma riski ve yönetişim eksikliği gibi yeni ve çok daha büyük sorunlar gündeme geliyor. Uzay veri merkezleri, AI’nin “sınırsız ölçeklenebilirliği” anlatısına güçlü ama tartışmalı bir metafor sunuyor.

  • İngiltere Merkez Bankası’ndan Faiz İndirimi

    İngiltere Merkez Bankası (BoE), 2025’in son para politikası toplantısında politika faizini 25 baz puan indirerek %3,75’e çekti. Karar, zayıflayan ekonomik veriler, yumuşayan iş gücü piyasası ve beklenenden hızlı gerileyen enflasyonun etkisiyle alındı. Faiz indirimi, özellikle mortgage borcu olan haneler ve kredi kullanan şirketler için kısa vadeli bir rahatlama sağlarken, tasarruf sahipleri açısından getirilerin düşmesi anlamına geliyor.

  • Zengin ülkelerde güven tavan yapıyor, Türkiye’de dipte: Toplumsal güven neden çöküyor?

    Pew Research Center’ın 25 ülkede gerçekleştirdiği kapsamlı araştırma, toplumsal güvenin ülkeler arasında keskin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Yüksek gelirli ve eğitim düzeyi yüksek ülkelerde “insanlara güven” yaygınken, Türkiye bu alanda dünyanın en düşük seviyelerine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Araştırma, güvenin kültürel bir özellikten ziyade ekonomik refah, eğitim ve kurumsal yapı ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

  • Türkiye Özgürlük Endeksinde 165 Ülke Arasında 144cü Sırada

    Cato Enstitüsü’nün Aralık 2024’te yayımlanan Human Freedom Index 2024 (İnsan Özgürlüğü Endeksi), Türkiye’nin hem kişisel hem de ekonomik özgürlükler alanında küresel ölçekte en zayıf ülkeler arasında yer aldığını ortaya koydu. Endekste Türkiye 165 ülke arasında 142’nci sırada yer alırken, 2025 ölçümlerinde bu sıralama 144’e geriledi. Rapora göre Türkiye, 2007’den bu yana özgürlüklerde en sert düşüş yaşayan ülkeler arasında Çin, İran ve Venezuela ile birlikte anılıyor.

  • İktidarın hedefi: “Sadık sermaye” yapılanması mı?

    T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na göre, Son aylarda Türkiye’de operasyonların odağı belediyelerden finans, medya ve özel sektör şirketlerine kaymış durumda. İktidara ve iktidar ortağı MHP’ye yakın olduğu düşünülen kişi ve kurumların da hedef alınması, kulislerde farklı senaryoların konuşulmasına yol açıyor. En dikkat çekici iddialardan biri ise iktidarın, siyasi geleceğini garanti altına alacak “kendisine sadık bir sermaye yapısı” oluşturma arayışı.

  • Küresel Jeopolitik Görünüm: Ateşkes Arayışları, Bölgesel Gerilimler ve Kırılgan Denge

    2025 sonuna yaklaşılırken küresel jeopolitik tablo, diplomatik temasların hız kazandığı ancak kalıcı çözümlerin hâlâ zor olduğu bir dengeye işaret ediyor. Rusya-Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki kırılgan ateşkeslere, ABD-Çin rekabetinden enerji ve ticaret hatlarının yeniden şekillenmesine kadar birçok başlıkta riskler yüksek seyrediyor. Küresel sistem, çatışmaların yayılmasını sınırlamaya çalışırken, yapısal belirsizlikler ve bölgesel krizler kırılganlığı artırıyor.

  • Goldman Sachs: Gelişen piyasalar 2025’te sürpriz yaptı, 2026 için beklenti korunuyor

    Goldman Sachs’a göre gelişen piyasa hisseleri 2025’te beklentilerin de ötesinde güçlü bir performans sergilerken, bu ivmenin 2026’da da sürmesi bekleniyor. Zayıflayan dolar, düşen emtia fiyatları, Çin’in ihracat gücü ve küresel faiz indirim döngüsü; gelişen piyasaları, ABD’de yapay zekâ ve teknoloji hisselerinde yoğunlaşmanın yarattığı oynaklığa karşı portföylerde dengeleyici bir unsur haline getiriyor.

  • Ernst & Young: 2026 küresel ekonomik görünüm

    Ernst & Young (EY) Parthenon’un küresel görünüm raporuna göre dünya ekonomisi 2026’da ılımlı bir yavaşlama sürecine giriyor. Küresel büyümenin %3,1’e gerilemesi beklenirken, ticaret gerilimleri, demografik baskılar ve jeopolitik riskler aşağı yönlü riskleri artırıyor. Buna karşın yapay zekâ yatırımları, orta vadede verimlilik ve büyüme açısından önemli bir fırsat alanı olarak öne çıkıyor.

  • Ticaret Bakanlığı’ndan Yeni Düzenleme: Elektronik Defter Dönemi Başlıyor

    Ticaret Bakanlığı, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren kurulacak tüm şirketler için Elektronik Ticari Defter Sistemi’nin (ETDS) zorunlu hale getirileceğini duyurdu.

  • 🏆 Saxo Bank’tan Dev Altın Analizi: “Sadece Bir Yatırım Değil, Sistemin Yeni Köşe Taşı!”

    Küresel piyasaların dev ismi Saxo Bank, altının son iki yıldaki %110’luk rallisini analiz ederek 2026 sonu için 5.000 dolar hedefini yineledi. Rapora göre altın, artık geçici bir korunma aracı olmaktan çıkıp küresel finans sisteminin stratejik merkezine yerleşti.

Benzer Haberler