Sosyal Medya

FÖŞ-ANALİZ:  Kredi faizleri geriliyor, ivme yavaşlıyor, TCMB daha ne istiyor?

20 Ağustos 2022

TCMB Cuma gecesi yayınladığı yeni zorunlu karşılıklar genelgesi ile kredi pazarını perişan etti.  Artık iktidarın parmakla gösterdiği faaliyetler dışında iş yapanlar için ticari kredi bulmak çok zor olacak. Prof Özgür Demirtaş genelge için “Bu sefer de o düşük orandan hiçbir banka kredi vermez. KAMU bankaları aracılığı ile krediyi o düşük orandan verirsen de Mega enflasyon gelir…” ifadelerini kullandı.

 

Zaten TCMB’nin piyasa bozucu kararnamesi öncesi de  bazı kredi  ve mevduat faizleri gerilemeye başlamıştı. Haftalık kredi hacmi %0.8 artış gösterse de, kredilerde trendi takip eden 13 haftalık hareketli ortalama kredi büyümesi  yavaşlıyordu. Kredi hacminin yavaşlaması kredi arayanlar için ne anlama  geliyor?  Enflasyon ve kura yansıması nasıl olur?

 

BMD Menkul Değerler:  Ticari kredi faizleri yükseldi, bireysel yatay

Bankaların TL mevduat için uyguladıkları faiz oranı 12 Ağustos haftasında bir önceki haftaya göre 3 baz puan azalışla %17,32 olurken, dolar mevduat faizi 1 baz puan artışla %2,49 ve Euro  mevduat faizi 2 baz puan artışla %1,09 oldu.

TL bazlı ticari kredilerin faiz oranı ise aynı haftada bir önceki  haftaya göre 57 baz puan artışla %27,10 oldu. TL bazlı konut kredi faizleri 8 baz puan azalışla %18,58; taşıt kredi faizleri 13 baz puan artışla %28,06 ve ihtiyaç kredi faizleri 7 baz puan azalışla %34,38 olarak gerçekleşti.

 

Dolar bazlı ticari kredilerin faiz oranı aynı haftada 55 baz puan artışla %9,03 olurken, Euro bazlı ticari kredilerin faiz oranı 129 baz puan azalışla %4,56 oldu.

 

Kredilerde artış var ama trend aşağı yönde

12 Ağustos’ta biten haftada, TCMB raporlamasına göre toplam krediler haftalık %0.8 artış sergiledi. Hükümetin yavaşlatmak istediği ticari krediler ortalamaya paralel seyrederken, bireysel krediler ve kredi kartı bakiyelerinde sırası ile %1.1 ve %2.5 artış gözlendi.

Kredi hacmi zaten yavaşlıyordu

Krediler haftadan haftaya büyük oynaklık sergiler. Bankacılık sisteminin kredi verme iştahıyla kredi talebinin buluştuğu patikayı görebilmek için (yıllıklandırılmış) 13 haftalık hareketli ortalama kredi hacmini gözlemlemek gerekir. Bu trendi aşağıdaki grafikten çok güzel okuyabiliriz. Bu oran yılın ilk çeyreğinde %55’lere tırmandıktan sonra halen %35 civarında. Yılbaşından bu yana enflasyonun %50 civarında biriktiğini göz önüne alırsak, özel sektörün REEL olarak azalan miktarlarda kredi kullandığını söyleyebiliriz.

 

 

Yeni genelgenin sonuçları ne olur?

Bizce, hükümetin aşırı hızla büyüyen bireysel kredilerde kısıtlamaya gitmesi daha uygun olurdu. Özellikle, faizi dönemden döneme artış gösteren kredi kartı borçları çok hızlı büyüyerek, hane halkının finansal sağlığını tehdit eder boyutta.

Ticari kredilerin ise çok hızlı büyüdüğü söylenemez. Bir yıllık Yİ-ÜFE’nin TÜFE’ye nazaran nerdeyse 2 misli olduğunu hatırlayalım, sırf işletme sermayesini koruyarak üretimini sabit tutmak isteyen firmaların bile daha fazla krediye ihtiyacı var.

Fakat nedense hükümet çevrelerinde ticari kredilerin üretim ve proje finansmanında kullanılmadığı, döviz alımına gittiği ya da yurtdışına kaçırıldığı düşüncesi hasıl oldu. Bu yüzden de Cuma gecesi TCMB aşağıda sıralanan türler dışında ticari kredi vermeyi adeta imkansız kıldı:

“KOBİ tanımına giren işletmelere kullandırılan krediler

Esnaf kredileri

İhracat ve yatırım kredileri

Tarımsal krediler

 

Bu tür seçilmiş kredi kısıtlamaları genelde başarısız sonuçlar verir. Bakalım Prof Özgür Demirtaş bu konuda ne diyor:

“Demirtaş sosyal medya hesabından “Olayları tane tane anlatan videomdan sonra banka kredi faizlerine sınırlama gelmiş. Ama bu da Çalışmaz! Bu sefer de o düşük orandan hiçbir banka kredi vermez. KAMU bankaları aracılığı ile krediyi o düşük orandan verirsen de Mega enflasyon gelir…” ifadelerini kullandı.

 

Demirtaş’ın ifadelerine katılıyoruz. Ticari kredilerde sert ve ihtiyarı kısıtlamalar enflasyona sınırlı olumlu etki yapar, çünkü bireysel kredilerde büyümeye sınır yok. Kurdaki yukarı hareketin ise dövize çevrilen ticari kredilerden kaynakladığı hiç bir kanıta dayanmıyor. Vatandaşına hırsız ve spekülatör gözüyle bakan bir devletin  marifeti.

Bir başka deyişle, kredilerin kısıtlanması doğrudan döviz kurunu etkilemez.

Ancak, ticari kredileri boğmak, bir çok işletmenin operasyonel ve yatırım kararlarını olumsuz etkileyecek. Bunun sonucunda birkaç ay gecikmeyle ekonomik faaliyet yavaşlar. Eğer ithalat ihracattan daha hızlı yavaşlarsa, kur üzerinde baskı azalır. Fakat, maliyeti de dördüncü çeyrekte durgunluğa dönüşebilir.

Hükümet, enflasyon ve kur istikrarsızlığına karşı en basit çare olan faiz artırımı yerine bu dolambaçlı yollara başvurarak hem vakit kaybediyor, hem de faydadan çok zarara yol açıyor.

 

 

FÖŞ

 

FÖŞ yorum: Şahap Kavcıoğlu Hem Özel Sektörü Yaktı, Hem AKP’yi!

 

FÖŞ’ten ilk yorum: TCMB’den gece yarısı saldırısı

 

Kredilerde işdünyasına kazan kaldırtan tablo

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları