Sosyal Medya

FÖŞ yazdı:  Jeo-politik gerginlik 2023’te ekonomi ve piyasaları zorlayacak

3 Kasım 2022

 

Benim için çok heyecanlı ve coşkulu bir saat. Şampanya ve havyar eşliğinde Fed başkanı Powell’ın basın toplantısını izledim. Önce iyi haberi verdi:  FOMC,  Aralık, en geç 2023’ün ilk toplantısında faz artırımlarının temposunu yavaşlatabilir. Ardından da kötü haberi:  Ama duracakları nokta umulandan daha yüksek irtifada  olabilir. Linkteki haberde göreceğiniz gibi bu nokta, yani nihai Fed faiz oranı beklentisi artık %4.5 değil, %5. Yine linkte global stratejist Erda Gerçek’le yaptığım dünya ekonomisi söyleşisini izlemenizi öneririm. Bu söyleşide Fed parasal sıkılaştırmasına paralel işleyen bilanço daraltmanın  olumsuz yansımalarını masaya yatırdık.  Kulaklarına kadar dolar borca gömülen bir dünya ekonomisinde, doların hem maliyetinin yükselmesi, hem de miktarının azalması (ya da global ekonominin ihtiyacından daha yavaş büyümesi) kredi notu düşük ülke ve şirketler için iflas, temerrüt ve ödemeler dengesi risklerini katlayıcı etki yapar.

Powell’in açıklamaları ardından, S&P500 ve  tekno-ağırlıklı NASDAQ sırasıyla %2.5 ve %3.5 değer yitirdi. Ben bu satırları yazarken Asya borsaları birer birer kafalarına tabancayı dayamaya başlamıştı. Tüm riskli varlıklar için en az 6 ay daha ayı pazarı beklediğimi tüm sosyal medya platformlarında ifade ettim. Bu kestirmenin altında yatan ilk neden:  Fed ve BoE’ın halen devam eden, AMB’nın ise 2023 yılında başlayacak bilanço daraltma süreci fiyatlarda iskonto edilmedi. Buna ek olarak, BoJ Başkanı Kuroda’nın çekirdek enflasyon  2023 projeksiyonlarının üstünde seyrederse, Japon 10-30 yıllık devlet tahvillerinde (DİBS) getiri tavanının yükseltilebileceği açıklamaları da gözden kaçmasın. Getiri tavanının yükseltilmesi, DİBS satış yediğinde BoJ’nin daha az DİBS alacağı anlamını taşır. Özetle, global piyasalarda ilk inkar edilen risk, tam 22 yıldır nerdeyse aralıksız devam eden bol para-düşük faiz sürecinin ebediyen sona ermiş olması. Tüm risk taşıyan portföylerde kaldıraç azaltılacak. Önümüzdeki 10 yılda S&P500  ve Gelişmekte Olan Piyasalarda (GOP, Ülkeler = GOÜ) beklenen getiri oranı senede %10-12 bandından %5-7’e düşebilir.

 

Fakat ayı pazarı beklentimin en önemli nedeni jeo-politik risklerin ıskalanması. Iskalandığını nerden biliyorsun diye soracak olursanız, altına bakın. Fon yöneticileri uzun yıllar boyunca dünyada politik bloklar arasında sürtüşme tezine inansalardı, portföylerde altının payı artardı. Benzer bir gözlem enerji fiyatları için de geçerli. Ukrayna Savaşı’nın bir değil, yıllarca süreceği bir gelecek düşünün. Dünya petrol ve doğal gaz pazarı iki ayrı pazara bölünür. Rusya sadece Asya’ya enerji satar.  Orta Doğu, Kafkaslar-Orta Asya koridoruyla ABD ve Avrupa arasında enerji ticareti patlar. Brent için Asya ve Avrupa’da iki ayrı fiyat oluşur.

Peki, jeo-politik risklerin yıllarca süreceği tezimi nasıl ispatlarım? Önce, 3 örnek vereyim. Sonra da bu makaleye ilham veren FT’nın efsanevi yazarı Martin Wolf’un  “Geopolitics is the biggest threat to globalisation” başlıklı makalesinde öne çıkan  gözlemi arzedeceğim.

Bu makalenin tonunun  temel olarak benimsediğim “Vahşi Batı’da at hırsızları arasında poker masası muhabbetine” nazaran fevkalade ölçülü ve sıkıcı olduğunu sezmişsinizdir. Bunun tek suçlusu Kemal Kılıçdaroğlu. Abi be, Türkiye’nin tek sorunu metaanfetamin çılgınlığı mıdır ya?  Geçimini zararsız bir gıda takviyesini pazarlamaktan elde eden onbinlerce küçük torbacı ve orta ölçekli yerel dağıtım merkezini hiç mi düşünmedin? Bak, sana kızan Süleyman Soylu Abim dün sabah 130 tanesini göz altına aldı. Tedarik zinciri aksamalarından kaynaklanan gerçek bir arz darlığı ve fiyatlarda fahiş sıçramalar var.

 

Dönelim jeo-politik risklere. Piyasalar bazı konulara o kadar yanlış yorum getiriyor ki, fazla üstünde durmaya gerek yok. Bu kış da Çin Covid-19’dan kırılacak. Xi Jinping sıfır vaka toleransı politikasından caysa da, bu gelecek yazdan önce olmaz. Çünkü, şu anda depolarda 1.4 milyar insanı aşılayacak yeterli mRNA aşısı yok be kardeşim. Nitekim, bir numaralı iFon üretim merkezi  Zhengzou’da 7 günlük genel karantina ilan edildi.  Tedarik zincirleri bu kış yine Noel-Yeni yıl hediye talebiyle zorlanacak.

Çin-ABD gerginliği ile devam edelim. Martin Wolf’un analizine göre, ABD Çin’e tüm üst kalite çip ve onları üretecek makina ve teçhizatın satışını yasaklayarak resmen ekonomik savaş ilan etti. Biden bir gecede hem de fazla gürültü kopartmadan Çin’e Trump’ın dört yılda reva gördüğünün 10 katı ceza kesti. Tabii, Çin’in de eli armut toplamıyor. Bir yanda $1.4 trilyon devlet teşvikiyle kendi üst kalite çip sanayini büyütürken, öte yanda pazardaki 2 büyük Asya’lı üretici olan Güney Korey ve Tayvan’ın işini zorlaştırmak için askeri tahrikleri devreye sokacak.

Ukrayna Savaşı’nda yine linkteki Soli Özel söyleşisinde kullandığımız bir ”pata” yani yenişmezlik durumu hakim. Kış savaşa bir iki ay Noel tatili yaptırdığında, Wagner Grubu öncülüğündeki Rus birlikleri Donbas’ın Kuzeyindeki  Bakhmut Kentini ele geçirebilir. Güney’de Herson Kenti Ukrayna’nın eline geçebilir. Velakin, Putin’in nihai hedefinin Ukrayna’yı ilhak etmek; Zelensky’nin ise Kırım’ı geri almak olduğunu düşünürseniz, daha savaşın ilk fazındayız diyebiliriz. Yine Soli Özel’e göre, eğer Rusya ilkbaharda da Avrupa ve Ukrayna’nın direncini kıramazsa, Çin’den aracı  olmasını rica edebilir. Barış olmaz, ama en azından ekonomi ve piyasalar için riskleri azaltan bir ateşkes dönemi başlar.  Kötü senaryoda, Putin ve Zelensky sonuna kadar mücadele  kararı alır…ve Rusya’nın Vietnam’ı başlar.  Acaba, kaç fon yöneticisi bu senaryoya göre pozisyon alıyor?

Gelelim Orta Doğu’ya.  İran’da protestoların sonunun nereye varacağını kimse kestiremiyor. Rejim kanlı şekilde bu ayaklanmayı bastırmakta kararlı. Ama, proteostolar öncekilerden farklı olrak çok geniş bir halk tabanına yayıldı. Sokaklara dökülenler de ölümü göze almış. Kafamdaki senaryo İran’ın  Venezuela’ya dönüşmesi. Yani yarı batık devlet, sürekli iç çatışmayla hayatiyetini yitiren bir toplum  ve ağır çekim kendi içine çöken bir ekonomi. Bu senaryoda molla rejimi tabanını sıkı tutmak için Suudi Arabistan ve İsrail’le macera arar.  Suudi Arabistan’ın başındaki Muhammed bin Salman din kardeşimiz tam bir deli fişek. İsrail’de ise maalesef Bibi Netanyahu geri döndü. Bu üçlü karışım enerji üretimi ve sevkiyatını etkileyecek ölçüde birbirine girebilir.

Martin Wolf fonların siyasi riski tam olarak satmadığı tezime daha somut bir destek sunuyor. Dünyada 19cu Yüzyıldan beri 3 defa yaşadığımız globalleşme-kutuplaşma döngüsünde yeniden kutuplaşmaya geçtik. Kutuplaşma evrelerinde savaş riski tırmanırken, küresel ticaret de daralıyor. Her ne kadar Putin nükleer savaş tehdidinin yarattığı tepkiyi azaltmak için her gün yeni bir açıklama yapsa da, ağızdan çıkan, kulakla duyulanı beyinden silmek güç.  Batı’nın tüyleri uzun süre diken diken kalacak. Peki niye o zaman bu GOÜ CDS rallis? Niye hala daralan dünya ticaretinden en ağır zararı görecek Çin harici Asya imalat sanayi ürünleri ihracatçısı ülkelerin hisseleri sert satış yemiyor?

Fed FOMC ardından yapılan açıklamalar yatırımcıların “yakında işler düzelir, biz şimdiden mala girelim” aceleciliğine ket vurmuş olmalıdır umarım. Çünkü, zaman içinde sindire sindire fiyatlanmayan riskler bir gecede fiyatlandığında????  Bakınız:  İngiltere gilt pazarı olur. O spazmın ortasında bir günde 10 yıl vadeli devlet tahvilinin getirisi 160 baz puan yükseldi. BoE’ın bir yıl önce yaptığı stress testinde “çok aşırı senaryo” olarak günlük 100 baz puan getiri sıçraması kullanılmıştı.  Ertesi gün de Truss istifa etti.

Anladınız mı yanlış fiyatlamanın dünyayı nereye götüreceğini?

 

FÖŞ

 

FÖŞ yazdı: Likidite deryası kuruyor, kim donsuz yüzüyor?

 

FÖŞ anlattı:  Borsa İstanbul: Tehlike mi, Fırsat mı?

 

FÖŞ hakkında basında atılıp-tutulanları okumak için linke tıklayın

 

 

 

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları